Problem connecting to Twitter. Please try again.
Problem connecting to Twitter. Please try again.
Problem connecting to Twitter. Please try again.
Problem connecting to Twitter. Please try again.
Problem connecting to Twitter. Please try again.

Return to Video

Bakış açısı her şeydir / Rory Sutherland / TEDxAtina

  • 0:13 - 0:14
    Burada gördüğünüz
  • 0:14 - 0:17
    elektronik bir sigara.
  • 0:18 - 0:20
    Bu öyle bir şey ki,
  • 0:20 - 0:22
    bir iki yıl önce icat edildiğinden beri
  • 0:22 - 0:23
    bana tarifsiz bir mutluluk verdi.
  • 0:23 - 0:25
    (Kahkahalar)
  • 0:25 - 0:27
    Bir kısmı sanırım nikotinden,
  • 0:27 - 0:29
    ama daha fazlası var.
  • 0:29 - 0:34
    İngiltere'de halka açık
    alanlarda sigara yasaklandığından beri
  • 0:34 - 0:37
    partilerden
    bir daha hiç keyif almadım.
  • 0:37 - 0:39
    (Kahkahalar)
  • 0:39 - 0:42
    Sebebi, daha geçtiğimiz gün çözdüm,
  • 0:42 - 0:44
    bir partiye gittiğinizde
  • 0:44 - 0:47
    elinizde bir bardak
    kırmızı şarapla devamlı olarak
  • 0:47 - 0:48
    insanlarla sohbet ediyorsunuz, ama
  • 0:48 - 0:51
    aslında tüm geceyi
    konuşarak geçirmeyi istemiyorsunuz.
  • 0:51 - 0:52
    Gerçekten çok yorucu.
  • 0:52 - 0:55
    Bazen sadece
    sessizce tek başınıza, düşüncelerle
  • 0:55 - 0:57
    başbaşa kalmak istiyorsunuz.
  • 0:57 - 1:01
    Bazen öylece köşede durup
    pencereden dışarıya bakmak istiyorsunuz.
  • 1:01 - 1:04
    Sigara içemediğinizde bu problem oluyor,
  • 1:04 - 1:07
    tek başına
    pencereden dışarıyı seyrettiğinizde
  • 1:08 - 1:10
    asosyal bir ahmak oluyorsunuz.
  • 1:10 - 1:12
    (Kahkahalar)
  • 1:12 - 1:16
    Sigarayla pencereden
    dışarı baktığınız zaman ise
  • 1:16 - 1:18
    lanet olası filozofsunuzdur.
  • 1:18 - 1:20
    (Kahkaha)
  • 1:20 - 1:23
    (Alkış)
  • 1:27 - 1:29
    Olayları yeniden tanımlamak
  • 1:31 - 1:34
    asla küçümsenmemelidir.
  • 1:35 - 1:37
    Bahettiğimiz tamamen
    aynı şey, aynı aktivite
  • 1:37 - 1:40
    fakat biri kendinizi harika hissettiriyor
  • 1:40 - 1:43
    diğeri, ufak
    bir duruş değişikliği ile
  • 1:43 - 1:46
    kendinizi berbat hissettiriyor.
  • 1:46 - 1:49
    Klasik ekonomi ile
    ilgili sorunlardan biri de
  • 1:49 - 1:51
    tamamen gerçeklikle dolu olmasıdır.
  • 1:51 - 1:56
    Gerçeklik, insan
    mutluluğu için iyi bir rehber değildir.
  • 1:56 - 1:58
    Neden mesela,
  • 1:58 - 2:01
    emekliler, genç işsizlerden
  • 2:01 - 2:03
    daha mutluluar ?
  • 2:03 - 2:07
    Aslında her iki grup da
    hayatlarının birebir aynı noktasındalar.
  • 2:07 - 2:10
    Fazlasıyla zamanları var
    fakat yeterince paraları yok.
  • 2:10 - 2:13
    Oysa emeklilerin çok mutlu
    oldukları söyleniyor,
  • 2:13 - 2:17
    diğer yandan işsizler aşırı derecede
    mutsuz ve depresif.
  • 2:17 - 2:20
    Sanırım bunun nedeni,
    emeklilerin emekli olmayı
  • 2:20 - 2:22
    seçtiklerini düşünmeleri,
  • 2:22 - 2:26
    genç işsizlerin ise,
    bu duruma zorla düştüklerini düşünmeleri.
  • 2:26 - 2:29
    İngiltere'de üst orta sınıf
  • 2:29 - 2:31
    bu problemi harika bir şekilde çözdü,
  • 2:31 - 2:33
    çünkü işsizliği yeniden tanımladılar.
  • 2:33 - 2:35
    Eğer İngiliz üst-orta sınıftan biriyseniz,
  • 2:35 - 2:38
    işsizliğe, "bir yıl ara" dersiniz.
  • 2:38 - 2:40
    (Kahkaha)
  • 2:40 - 2:44
    Çünkü Manchester'da
    işsiz bir oğlunuzun olması
  • 2:44 - 2:45
    çok utanç vericidir,
  • 2:45 - 2:49
    ama Tayland'da işsiz
    bir oğlunuz olması
  • 2:49 - 2:51
    bir başarı olarak görülür.
  • 2:51 - 2:53
    (Kahkahalar)
  • 2:53 - 2:55
    Yeniden tanımlamak işlemi,
  • 2:55 - 3:00
    deneyimleri, maliyetleri,
    ve şeyleri bütünüyle anlamak
  • 3:00 - 3:03
    onların gerçekten ne
    olduğuyla ilgili değildir,
  • 3:03 - 3:05
    onları nasıl gördüğümüzle ilgilidir
  • 3:05 - 3:07
    ve kesinlikle abartılamaz.
  • 3:07 - 3:10
    Daniel Pink
    bir deney yapmış,
  • 3:10 - 3:13
    bir kutuya iki köpek koyulmuş
  • 3:13 - 3:16
    ve kutunun tabanından elektrik geçiyormuş.
  • 3:18 - 3:22
    Arada bir tabana elektrik veriliyor
  • 3:23 - 3:25
    ve bu köpeklerin canını yakıyormuş.
  • 3:26 - 3:30
    Tek fark, köpeklerden birinin
    olduğu tarafta küçük bir düğme varmış.
  • 3:30 - 3:33
    Ve düğmeye değdiği anda
    elektrik şoku kesiliyormuş.
  • 3:35 - 3:37
    Diğer köpeğin ise düğmesi yokmuş.
  • 3:37 - 3:41
    İlk köpekle
    tamamen aynı acıyı hissediyormuş
  • 3:41 - 3:43
    fakat şartlar
    üzerinde hiçbir kontrolü yokmuş.
  • 3:45 - 3:48
    Bu deneyde ilk köpek
    göreceli olarak daha mutludur.
  • 3:48 - 3:51
    İknci köpek ise
    tamamen depresyona girer.
  • 3:52 - 3:56
    Hayat şartlarımızın ne olduğu,
    onlar üzerindeki kontrol hissimize
  • 3:56 - 4:00
    oranla çok daha önemsizdir.
  • 4:02 - 4:03
    Bu ilginç bir soru.
  • 4:03 - 4:07
    Soru, tüm Batı dünyasının da tartıştığı
  • 4:07 - 4:09
    vergilendirme hakkında.
  • 4:09 - 4:11
    Fakat bence, bir başka konu daha var ki
  • 4:11 - 4:14
    o da vergilendirilen paramız
    üzerindeki kontrol seviyemiz.
  • 4:15 - 4:19
    Bazı durumlarda 10 pound
    verdiğimize lanet ederiz.
  • 4:20 - 4:23
    Başka bir durumda ise 10 pound
  • 4:23 - 4:25
    vermeyi gayet hoş karşılayabiliriz.
  • 4:26 - 4:29
    Sağlık vergisi olarak
    20.000 pound öderseniz
  • 4:29 - 4:32
    bunun hırsızlık olduğunu hissedersiniz.
  • 4:32 - 4:35
    Bir hastane koğuşu için
    20.000 pound bağışlarsanız
  • 4:35 - 4:37
    o zaman adınız hayırsever olur.
  • 4:38 - 4:41
    Vergi ödeme istekliliğinden
    konuşmak için tahminen yanlış ülkedeyim.
  • 4:41 - 4:43
    (Kahkahalar)
  • 4:43 - 4:48
    Bunun karşılığını vereceğim.
    Olayları nasıl tanımladığınız önemlidir.
  • 4:48 - 4:50
    Siz, Yunanistan'ın mali kurtuluşu mu
  • 4:50 - 4:54
    yoksa bir sürü aptal bankanın
    Yunanistan'a borç vermesi mi dersiniz ?
  • 4:55 - 4:57
    Çünkü ikisi de tamamen aynı şey.
  • 4:57 - 4:59
    Sizin olayları nasıl tanımladığınız
  • 4:59 - 5:03
    vereceğiniz tepkiyi etkiler,
    hem duygusal olarak hem de ahlaken.
  • 5:03 - 5:06
    Tamamıyla dürüst olmak
    psikolojik olarak önemli bir değer.
  • 5:06 - 5:09
    Yakın arkadaşlarımdan birisi
    profesör olan Nick Chater,
  • 5:09 - 5:12
    Londra'da Karar Bilimi Profesörü kendisi,
  • 5:12 - 5:14
    insanlığın saklı derinlikleri ile ilgili
    çok daha az
  • 5:14 - 5:16
    ilgilenmemiz gerektiğine, onun yerine
  • 5:16 - 5:19
    saklı gölgeleri daha fazla
    araştırmamız gerekitğine inanır.
  • 5:20 - 5:21
    Bence de aslında bu doğru.
  • 5:21 - 5:24
    İzlenimlerin, ne yaptığımız ve ne
  • 5:24 - 5:26
    düşündüğümüz üzerinde
    delice bir etkisi var.
  • 5:27 - 5:30
    Sahip olamdığımız şey ise,
    gerçekten iyi bir insan psikolojisi.
  • 5:30 - 5:32
    En azından Kahneman öncesi belki,
  • 5:32 - 5:35
    mühendislik ve neo-klasik ekonomi
    modellerinin yanına koyacak
  • 5:35 - 5:40
    kadar iyi insan psikolojisi
    modellerimiz yoktu.
  • 5:40 - 5:44
    Psikolojik çözümlere inanan
    insanların bir modelleri yoktu.
  • 5:44 - 5:46
    Bir çerçevemiz yoktu.
  • 5:46 - 5:49
    Warren Buffett'in iş
    ortağı Charlie Munger buna
  • 5:49 - 5:51
    "düşünceleri asacağınz
    bir kafes" diyor.
  • 5:52 - 5:55
    Mühendisler, ekonomistler,
    klasik ekonomistler
  • 5:55 - 5:58
    hepsinin çok sağlam
    kafesleri vardı,
  • 5:58 - 6:01
    tüm fikirleri üzerine
    asabiliyorlardı.
  • 6:01 - 6:04
    Elimizde rasgele bireysel
    içgörülerden oluşan bir koleksiyon
  • 6:04 - 6:07
    vardı, ama bütünsel bir model yoktu.
  • 6:07 - 6:11
    Bu da demek oluyor ki,
    çözümlere bakarken
  • 6:11 - 6:14
    teknik çözümlere, Newtonvari
    çözümlere
  • 6:14 - 6:18
    gereğinden fazla öncelik vermişiz
  • 6:18 - 6:20
    oysa ki psikolojik çözümlere
    gereken önemi vermemişiz.
  • 6:20 - 6:22
    Eurostar örneğimi biliyorsunuz.
  • 6:22 - 6:25
    Paris ve Londra arasındaki
    yolculuğu 40 dakika
  • 6:25 - 6:29
    kısaltabilmek için altı
    milyon pound harcandı.
  • 6:29 - 6:33
    Bu paranın 0.01'i ile
    trenlere Wi-Fi koyulabilirdi,
  • 6:33 - 6:36
    yolculuğun süresini kısaltmazdı belki
  • 6:36 - 6:40
    ama yolculuğun daha eğlenceli ve
    verimli geçmesini sağlayabiliridi.
  • 6:41 - 6:43
    Belki bu paranın %10'u ile
  • 6:43 - 6:46
    dünyaca ünlü top modeller
    yolculara Chateau Petrus ikram
  • 6:46 - 6:51
    ederken bir yandan da
    trende yukarı ve aşağı yürürlerdi.
  • 6:51 - 6:54
    Elinizde beş (milyon) pound kalırdı
  • 6:54 - 6:57
    ve insanlar trenin
    daha da yavaş gitmesini isterlerdi.
  • 6:57 - 6:59
    (Kahkahalar)
  • 7:01 - 7:02
    Neden bu sorunu psikolojik
  • 7:02 - 7:04
    olarak çözmemize fırsat verilmedi ?
  • 7:04 - 7:07
    Bence nedeni şu; yaratıcı ve duygusal
    temelli psikolojik
  • 7:08 - 7:12
    çözümlerle, rasyonel, sayısal
    ve hesaba dayalı çözümlere
  • 7:13 - 7:17
    olan yaklaşımızdaki dengesizlik hali.
  • 7:17 - 7:20
    Eğer yaratıcı bir insansanız,
    büyük ihtimalle
  • 7:20 - 7:22
    fikirlerinizi sizden
    daha rasyonel olan
  • 7:22 - 7:24
    insanların onayına sunarsınız.
  • 7:25 - 7:28
    Bir maliyet analiziniz,
    fizibilite çalışmanız
  • 7:28 - 7:31
    bir ROI çalışmanız
    ve daha fazlası olmalıdır.
  • 7:31 - 7:33
    Bu büyük ihtimalle doğrudur.
  • 7:33 - 7:36
    Ama bu sistem
    diğer türlü çalışmaz.
  • 7:36 - 7:38
    Mevcut bir çerçevesi olan insanlar,
  • 7:38 - 7:41
    ekonomik bir çerçeve,
    bir mühedislik çerçevesi,
  • 7:41 - 7:44
    yaptklarının mantığının
    tüm cevabı verdiğini düşünürler.
  • 7:44 - 7:47
    Hiç şöyle demezler,
    "Tüm rakamlar tutuyor
  • 7:47 - 7:49
    ama bu fikri sunmadan önce
  • 7:49 - 7:51
    bunu gidip birtakım
    çılgın insana gösterip
  • 7:51 - 7:53
    daha iyi bir çözümle
    gelebilirler mi, bakacağım."
  • 7:53 - 7:56
    Bence, biz tamamen yapay olarak
  • 7:56 - 8:00
    mekanik fikirleri
    psikolojik fikirlerden üstün görüyoruz.
  • 8:00 - 8:02
    Harika bir psikolojik fikir şudur mesela:
  • 8:02 - 8:05
    Yolcu memnuniyeti
    konusundaki tek harika gelişim,
  • 8:05 - 8:08
    Londra metrosunda harcanan her poundla
  • 8:08 - 8:12
    gelen şey, eksra tren koymak değil
    tren saatlerini sıklaştırmak da değil,
  • 8:12 - 8:16
    sadece her platforma bir
    dot matrix ekran yerleştirmek.
  • 8:17 - 8:18
    Beklemek, doğası gereği
  • 8:18 - 8:22
    sadece sayısal bilgiler
    ya da ne kadar sürdüğü ile ilgili değil
  • 8:22 - 8:25
    bekleme sırasında
    hissedilen belirsizlik ile ilgilidir.
  • 8:25 - 8:28
    Trenin gelmesine kalan
    yedi dakikayı gerisayım yapan bir saatle
  • 8:28 - 8:30
    beklemek, dört dakika boyunca
  • 8:30 - 8:32
    tırnak yiyerek ve "Şu kahrolası tren
  • 8:32 - 8:35
    ne zaman gelecek?" diye
    beklemekten çok daha az stresli.
  • 8:36 - 8:38
    Güzel olan başka bir psiolojik çözüm de
  • 8:38 - 8:40
    Kore'de gerçekleşmiş.
  • 8:40 - 8:43
    Kırmızı trafik lambalarının
    gerisayımları gecikmeli.
  • 8:43 - 8:46
    Kaza oranının azaldığı
    deneylerle kanıtlanmış durumda.
  • 8:46 - 8:50
    Neden ? Çünkü trafik stresi,
    sabırsızlık ve genel sinir hali
  • 8:50 - 8:53
    beklenecek sürenin görülebilmesi ile
  • 8:53 - 8:55
    ciddi şekilde azalıyor.
  • 8:55 - 8:58
    Çin'de, tam olarak
    arkasındaki mantığı anlamasam da,
  • 8:58 - 9:01
    aynı uygulamayı yeşil ışıklara yapmışlar.
  • 9:01 - 9:04
    (Kahkahalar)
  • 9:05 - 9:06
    Harika bir fikir değil tabii.
  • 9:06 - 9:07
    200 metre uzaktasınız,
  • 9:07 - 9:10
    bakıyorsunuz ki beş saniyeniz kalmış,
    gazı köklüyorsunuz.
  • 9:10 - 9:13
    (Kahkahalar)
  • 9:14 - 9:16
    Koreliler, itinayla
    her ikisini de test ettiler.
  • 9:16 - 9:19
    Uygulamayı kırmızı
    ışıkta yaptığınızda kaza oranları düşüyor
  • 9:19 - 9:22
    yeşil ışığa yaptığınızda
    ise kazalar artıyor.
  • 9:22 - 9:25
    İnsanların karar alma
    süreçlerinde tüm istediğim bu,
  • 9:25 - 9:27
    şu üç konuyu dikkate almaları.
  • 9:27 - 9:30
    Birinin diğerine üstünlüğü
    değil dikkate almalarını istediğim,
  • 9:30 - 9:32
    sadece diyorum ki,
    problemleri çözerken
  • 9:32 - 9:35
    bu üç konuya eşit
    derecede önem verin
  • 9:35 - 9:38
    ve tam olarak konunun çözümünü
  • 9:38 - 9:41
    bulabilmek
    için arayışınızı sürdürün.
  • 9:41 - 9:43
    Büyük bir işe baktığınızda,
  • 9:43 - 9:47
    bu üç konunun neredeyse
    hepsinde mevcut olduğunu görürsünüz.
  • 9:47 - 9:49
    Gerçekten başarılı olan işlerde -
  • 9:49 - 9:52
    Google mesela, teknolojik
    olarak büyük bir başarı,
  • 9:52 - 9:55
    ayrıca çok da başarılı bir
    psikolojik anlayışa dayanıyor.
  • 9:56 - 9:59
    İnsanlar tek birşeyde iyi olanın
  • 9:59 - 10:03
    birden fazla konuda iyi olandan
    daha iyi olduğunu düşünürler her zaman.
  • 10:03 - 10:05
    Buna hedefin sulanması denir,
    insanda doğuştan vardır.
  • 10:05 - 10:08
    Ayelet Fishbach'ın bu
    konuda bir araştırması var.
  • 10:08 - 10:10
    Google zamanında aşağı
    yukaru herkes
  • 10:10 - 10:12
    bir portal olmaya çalışıyordu.
  • 10:12 - 10:13
    Evet bir arama özelliği var
  • 10:13 - 10:17
    ama yanısıra hava, spor
    ve bir parça da haber alabiliyorsunuz.
  • 10:18 - 10:20
    Google şunu anladı ki,
    sadece bir arama motoru iseniz
  • 10:20 - 10:23
    insanlar sizin çok çok iyi
    olduğunuzu varsayar.
  • 10:23 - 10:25
    Aslında bunu hepiniz televizyon
  • 10:25 - 10:27
    satın almaya gittiğinizde yaşarsınız.
  • 10:27 - 10:29
    Düz ekran TV'lerin durduğu
    rafların en sonuna doğru
  • 10:29 - 10:32
    ayn anda hem TV hem DVD
  • 10:32 - 10:35
    olan cihazları görürsünüz.
  • 10:35 - 10:39
    Bu aletlerin kalitesiyle ilgili
    hiçbir bilgimiz yoktur
  • 10:39 - 10:42
    gene de TV - DVD karışımı
    olalara bakarız ve "Hıh!" yaparız.
  • 10:42 - 10:46
    Biraz TV biraz DVD olan
    pek de işe yaramayan bir alettir.
  • 10:46 - 10:49
    Mağazadan her birinden
    ayrı ayrı satın almış şekilde çıkarız.
  • 10:49 - 10:54
    Google teknolojik olduğu kadar
    psikolojik de bir başarıdır ayrıca.
  • 10:54 - 10:57
    Ben psikolojiyi problem çözmede
    kullanabiliriz diyorum,
  • 10:57 - 11:00
    problem olduğunu faketmediğimiz
    problemlerde bile.
  • 11:00 - 11:03
    İnsanlara artık antibiyotiklerini
    bitirmelerini öneriyorum.
  • 11:03 - 11:05
    Onlara 24 beyaz hap vermeyin.
  • 11:05 - 11:08
    18 beyaz hap altı mavi hap verin ve
  • 11:08 - 11:10
    beyaz hapı önce
  • 11:10 - 11:12
    mavi hapı sonra almalarını söyleyin.
  • 11:12 - 11:14
    Buna parçalamak deniyor.
  • 11:14 - 11:17
    Hedefe varma yolunda eğer
    tam ortada bir ikinci
  • 11:17 - 11:19
    aşama varsa insanlar çok daha
    rahat yolu bitiriyorlar.
  • 11:20 - 11:22
    Ekonominin en büyük
    hatalarından biri bana göre,
  • 11:22 - 11:25
    herhangi birşeyin ne olduğu,
    bu emeklilik de olur
  • 11:25 - 11:28
    işsizlik veya maliyet de,
    sadece miktarıyla değil
  • 11:29 - 11:33
    anlamıyla da ilgilidir.
  • 11:33 - 11:36
    Bu gördüğünüz İngiltere'de bir gişe.
  • 11:37 - 11:40
    Sıklıkla uzun kuyruklar oluşur gişelerde.
  • 11:41 - 11:43
    Bazen gerçekten çok çok ciddi
    sıralar oluşabilir.
  • 11:43 - 11:45
    Eğer isterseniz, aynı
    prensibi havalimanlarındaki
  • 11:45 - 11:48
    güvenlik şeridi için de uygulayabilirsiniz
  • 11:48 - 11:49
    Eğer iki katı fiyat ödeyip
  • 11:49 - 11:52
    köprüden geçseydiniz ama bu
  • 11:52 - 11:54
    şerit tamamen hızlı bir şerit olsaydı
    ne olurdu ?
  • 11:54 - 11:56
    Kesinlikle mantıksız birşey değil.
  • 11:56 - 11:58
    Ekonomik olarak da
    etkin bir uygulama.
  • 11:58 - 12:00
    Bazı insanlara göre zaman
    çok değerlidir.
  • 12:00 - 12:03
    Eğer bir iş görüşmesine yetişecekseniz,
  • 12:03 - 12:07
    birkaç pound fazla ödeyip, hızlı
    şeritten gitmeyi tercih edersiniz.
  • 12:07 - 12:09
    Kayınvalidenizi ziyarete
    gidiyoranız eğer,
  • 12:09 - 12:12
    o zaman sol şeritte kalmayı seçersiniz.
  • 12:14 - 12:18
    Tek problem, ekonomik olarak etkin olan
    bu çözümü insanlara sunarsanız
  • 12:18 - 12:19
    bundan nefret edeceklerdir.
  • 12:19 - 12:23
    Çünkü sırf gelirinizi arttırmak için
    köprüde gecikmelere
  • 12:23 - 12:24
    yol açacağınızı düşüneceklerdir,
  • 12:24 - 12:28
    ve "Neden senin başarısızlığına
    rüşvet vereyim?" diyeceklerdir.
  • 12:28 - 12:31
    Diğer taraftan,
    eğer çerçeveyi biraz değiştirirseniz ve
  • 12:31 - 12:33
    yardımsever bir gelir yönetimi yaparsanız,
  • 12:33 - 12:36
    yani ekstra para köprü firmasına değil
    yardım kuruluşuna
  • 12:36 - 12:38
    bağışlanacak derseniz,
  • 12:38 - 12:41
    ödemenin altında yatan
    mentalite tamamen değişir.
  • 12:42 - 12:45
    Ekonomik olarak oldukça
    etkin bir çözüme kavuşursunuz,
  • 12:45 - 12:47
    bu çözüm halkın onayını da alır
  • 12:47 - 12:49
    hem de bir pislik gibi görüneceğinize
  • 12:49 - 12:52
    hafif doz merhamet de barındırır.
  • 12:52 - 12:55
    Ekonomilerin yaptıkları temel hata
  • 12:55 - 12:58
    paranın para olduğunu düşünmeleri.
  • 12:58 - 13:03
    Benim acı tecrübelerimden
    öğrendiğim şu, beş poundu
  • 13:03 - 13:05
    öderken bunun sadece o miktar olmadığını
  • 13:05 - 13:07
    nereye gittiğini de düşünüyor olmam.
  • 13:07 - 13:10
    Bence bu düşünce vergi
    politikalarında bir devrim yaratabilir.
  • 13:10 - 13:12
    Kamu hizmetlerinde
    devrim yaratabilir.
  • 13:12 - 13:15
    Olayları çok ciddi
    şekilde değiştirebilir.
  • 13:15 - 13:18
    Bu adamı hepiniz öğrenmelisiniz.
  • 13:18 - 13:20
    Hiç duyan var mı ?
  • 13:20 - 13:23
    Güzel. Bir ya da iki kişi.
  • 13:23 - 13:24
    Avusturyalı bir ekonomist kendisi,
  • 13:24 - 13:29
    Viyana'da 20.yüzyılın ilk
    yarısında fazlaca aktifti.
  • 13:29 - 13:32
    Avusturya okulu ile ilgili
    enteresan olan şey
  • 13:32 - 13:35
    Freud'un yanında yetişmiş olmaları.
  • 13:35 - 13:38
    Dolayısıyla hepsi büyük
    oranda psikoloji ile ilgiliydi.
  • 13:38 - 13:42
    Praxeoloji denen bir
    öğreti olduğuna inanyorlardı,
  • 13:42 - 13:45
    ekonomiden önce
    varolan bir öğreti.
  • 13:45 - 13:50
    Praxeology seçim, aksiyon
    ve karar alma öğretisi.
  • 13:50 - 13:52
    Bence haklılar.
  • 13:52 - 13:54
    Bugünkü dünyada
    en büyük tehlike
  • 13:54 - 13:55
    ekonomi biliminin
  • 13:55 - 14:00
    kendisini insan psikolojine
    göre öncelikli kabul etmesidir.
  • 14:00 - 14:03
    Charlie Munger'ın der ki;
    "Eğer ekonomi davranışsal değilse,
  • 14:03 - 14:05
    o zaman ne anlamı var."
  • 14:05 - 14:11
    Von Mises ise, ekonominin
    psikojinin bir altkümesi olduğuna inanır.
  • 14:11 - 14:13
    Bunu düşünürken sanırım ekonomiyi
  • 14:13 - 14:17
    "kıtlık şartlarındaki insan
    praxeolojisi bilimi" olarak tanımlar.
  • 14:17 - 14:20
    Von Mises diğer yandan
  • 14:20 - 14:25
    pazarlamanın değerini açıklamak için
    öyle bir analoji kullanır ki,
  • 14:25 - 14:29
    algılanan değer ile gerçek değere
  • 14:29 - 14:33
    yaklaşımımız birebir herhangi
    başka bir değere
  • 14:33 - 14:35
    eşit olmalıdır.
  • 14:35 - 14:37
    Hepimiz - hatta pazarlama
    alanında çalışanlar bile-
  • 14:37 - 14:39
    değeri iki türlü düşünürüz.
  • 14:39 - 14:40
    Bir gerçek değer vardır,
  • 14:40 - 14:43
    fabrikada birşey ürettiğinzde
    ya da bir hizmet verdiğinizde,
  • 14:43 - 14:45
    bir de daha belirsiz bir değer vadır,
  • 14:45 - 14:48
    örneğin insanların bakış
    açılarını değiştirdiğinizdeki.
  • 14:48 - 14:50
    Von Mises bu ayrımı
    kesinlikle reddeder.
  • 14:50 - 14:52
    Ve aşağıdaki analojiyi kullanır.
  • 14:52 - 14:57
    Fransız Fizyokratlar denen
    garip ekonomistlerden bahseder,
  • 14:57 - 15:00
    tek doğru değerin tarladan
    elde edilen olduğuna inananlardan.
  • 15:00 - 15:03
    Eğer bir çobansanız, ya da
    madenci veya çiftçiyseniz,
  • 15:03 - 15:05
    o zaman doğru değer üretirsiniz.
  • 15:05 - 15:08
    Ama eğer çobandan
    satın aldığınız yünle
  • 15:08 - 15:10
    bir şapka yapıyor ve
    bunun için para alıyorsanız
  • 15:10 - 15:13
    o zaman gerçekten değer üretmiyorsunuz,
  • 15:13 - 15:15
    çobanı sömürüyorsunuz.
  • 15:15 - 15:19
    Von Mises diyor ki,
    modern ekonomistler de reklam
  • 15:19 - 15:21
    ve pazarlamada aynı hataya düşüyorlar.
  • 15:21 - 15:23
    Diyor ki, eğer bir restoran işletiyorsanız,
  • 15:23 - 15:25
    yemeği pişirmekle yarattığınız
  • 15:25 - 15:28
    değerle, yerleri silerken
    yarattığınız değer arasında
  • 15:28 - 15:31
    sağlıklı bir ayrım yapmak
    mümkün değil.
  • 15:31 - 15:33
    Bunlardan biri belki
    esas ürününüz -
  • 15:33 - 15:35
    yani sizden satın aldığımız şey-
  • 15:35 - 15:37
    diğeri ise aldığımız üründen
  • 15:37 - 15:40
    zevk almamızı sağlayacak
    ortamla ilgii olan aktivite.
  • 15:40 - 15:43
    Bunlardan birinin diğerine
    göre daha üstün olduğu
  • 15:43 - 15:44
    görüşü ise tamamen yanlış.
  • 15:44 - 15:46
    Şu küçük düşünce deneyini yapalım.
  • 15:46 - 15:49
    Michelin-yıldızlı yemek
    sunan bir restoran düşünün,
  • 15:49 - 15:52
    fakat ortalık
    kanalizasyon kokuyor
  • 15:52 - 15:54
    ve yerlerde insan dışkısı var.
  • 15:55 - 15:58
    Artık burada değer yaratmak için
  • 15:58 - 16:01
    yemeğin kalitesini
    arttırmanız gerekmez,
  • 16:01 - 16:04
    kokudan kurtulup
    yerleri temizlemeniz gerekir.
  • 16:05 - 16:08
    Bunu anlamamız çok önemlidir.
  • 16:08 - 16:10
    Eğer garip ya da
    karmaşık görünüyorsa, şuna bakın;
  • 16:10 - 16:15
    İngiltere'de bir postane
    acele posta servisi konusunda
  • 16:15 - 16:18
    yüzde 98 oranında bir
    başarıya sahipti.
  • 16:18 - 16:19
    Bunun yeterli olmadığını düşündüler
  • 16:19 - 16:22
    ve oranı yüzde 99'a çıkarmayı istediler.
  • 16:23 - 16:26
    Bunu yaparken yaşadıkları
    neredeyse kurumu çökertiyordu.
  • 16:27 - 16:29
    Bu arada gidip insanlara sorsanız,
  • 16:29 - 16:32
    "Acele posta servisinin ertesi gün
    ulaşma oranı nedir?" diye
  • 16:32 - 16:36
    genelde alacağınız cevap
    yüzde 50 ile 60 arası bir yerdedir.
  • 16:37 - 16:40
    Eğer hizmet algısı
    gerçeğinden de kötüyse,
  • 16:40 - 16:43
    o zaman ne diye gerçeği
    değiştirmeye uğraşıyorsunuz ki ?
  • 16:43 - 16:46
    İğrenç kokan restoranda yemek
    kalitesini arttırmaya çalışmakla aynı şey.
  • 16:48 - 16:49
    İlk yapmanız gereken şey
  • 16:49 - 16:51
    insanlara acele postanın
  • 16:51 - 16:55
    yüzde 98 oranında ertesi
    gün yerine ulaştığnı söylemek olmalıdır.
  • 16:55 - 16:57
    Bu çok iyi bir adımdır.
  • 16:57 - 17:00
    Bana göre İngiltere'de uygulanacak
    daha da iyi bir yöntem, insanlara
  • 17:00 - 17:01
    İngiltere'deki acele
  • 17:01 - 17:03
    postanın ulaşma
    oranının Almanya'ya göre daha
  • 17:03 - 17:05
    yüksek olduğunu söylemek olurdu.
  • 17:05 - 17:09
    Çünkü biz İngilizleri
    mutlu etmek için, herhangi birşeyi
  • 17:09 - 17:11
    Almanlardan daha iyi
    yaptığımızı söylemek yeter
  • 17:11 - 17:12
    (Kahkahalar)
  • 17:12 - 17:14
    (Alkışlar)
  • 17:15 - 17:18
    Kendi referans çerçevenizi
    ve algılanan değerinizi belirleyin
  • 17:18 - 17:21
    böylece gerçek değeriniz de
    tamamıyla dönüşecektir.
  • 17:21 - 17:23
    Almanlarla ilgili söylenen şu vardır
  • 17:23 - 17:26
    Almanlarla Fransızlar
    birleşmiş Avrupa'yı yaratma
  • 17:26 - 17:28
    konusunda çok başarılılar.
  • 17:28 - 17:30
    Beklemedikleri şey ise
    Avrupa'yı ortaklaşa hafif
  • 17:30 - 17:33
    bir nefret söylemi
    üzerine birleştiriyor olmaları.
  • 17:33 - 17:36
    Ama ben İngiliz'im,
    böyle seviyorum.
  • 17:38 - 17:41
    Farkedeceğiniz gibi,algımız
    her durumda biraz güvenilmezdir.
  • 17:41 - 17:44
    Yiyeceğin kalitesiyle, o yiyeceği
    tükettiğimiz ortam
  • 17:44 - 17:46
    arasındaki farkı tam olarak
    ifade edemeyiz.
  • 17:46 - 17:48
    Arabanızı yıkattığınızda ya da valeye
  • 17:48 - 17:50
    verdiğinizde hepiniz yaşamışsınızdır bunu.
  • 17:51 - 17:54
    Arabanızı aldığınıda,
    sürmesi daha zevkli gelir.
  • 17:56 - 17:57
    Bunun nedeni,
  • 17:57 - 18:00
    tabii vale gizlice
    arabanın yağını değiştirmiyorsa
  • 18:00 - 18:03
    ve benim ona ödemesini yapmadığım
    işler yapmıyorsa arabayla ilgili,
  • 18:03 - 18:05
    algının her durumda
    güvenilmez olmasıdır.
  • 18:05 - 18:09
    Markalı olan ağrı kesiciler
    markasız olanlara göre
  • 18:09 - 18:11
    çok daha etkilidirler.
  • 18:11 - 18:14
    Sadece bildirilen ağrı
    azalmasından değil, gerçekte
  • 18:14 - 18:15
    ölçülen azalmadan bahsediyoum.
  • 18:15 - 18:20
    Algı her durumda
    güvenilmezdir, belirsizdir.
  • 18:21 - 18:24
    Dolayısıyla algıyı kötü etkileyen
    birşey yaptığınızda
  • 18:24 - 18:25
    bir diğerine de zarar verirsiniz.
  • 18:25 - 18:27
    Çabucak bitireceğim
  • 18:27 - 18:30
    ancak sizinle paylaşmazsam
    bana kızacağınız bir
  • 18:30 - 18:32
    nefis bir sunumla bitirmek istiyorum
  • 18:32 - 18:35
    sürdürülebilir ekonomik
    değer oluşturma konusunda
  • 18:35 - 18:37
    ürüne hiçbirşey yapmadan nasıl
  • 18:37 - 18:40
    tüketim ve algının değişebileceğini
    gösteren bir çalışma.
  • 18:40 - 18:44
    (Video) Adam:
    Shreddies kare olmalıydı.
  • 18:44 - 18:48
    Kadın: Bu karo
    şekillerinden biri kayıp mı ?
  • 18:49 - 18:51
    [Karo Shreddies]
    Kadın: Yeni Karo Shreddies tahıl gevreği
  • 18:51 - 18:55
    %100 Tam Tahıl Gevreği şimdi
    lezzetli karo şekliyle.
  • 18:56 - 18:59
    Rory Sutherland: Ve son olarak da
    kampanyanın posteri.
  • 18:59 - 19:01
    (Kahkahalar)
  • 19:01 - 19:04
    (Alkışlar)
  • 19:09 - 19:12
    Bazı Kanadalılar doğuştan
    çok muhafazkardırlar
  • 19:12 - 19:15
    ve kare şeklindeki Shreddies
    yok oldu diye bayağı kızmışlar.
  • 19:15 - 19:18
    İşte bu yeni bir
    pazarlama anıdır.
  • 19:18 - 19:21
    Uzun düşünme ve tartışmalardan sonra
  • 19:21 - 19:22
    neyse ki sonunda uzlaşmaya varmışlar.
  • 19:22 - 19:24
    Çok teşekkür ediyorum.
  • 19:24 - 19:26
    (Alkışlar)
Title:
Bakış açısı her şeydir / Rory Sutherland / TEDxAtina
Description:

Hayat şartlarımız, onları nasıl algıladığımızdan daha önemsizdir diyor Rory Sutherland. TEDxAtina'da yaptığı konuşmada, zorlayıcı bir vakayı yeniden tanımlamanın mutluluğa giden yol olduğunu söylüyor.

more » « less
Video Language:
English
Team:
closed TED
Project:
TEDxTalks
Duration:
19:33

Turkish subtitles

Revisions