Problem connecting to Twitter. Please try again.
Problem connecting to Twitter. Please try again.
Problem connecting to Twitter. Please try again.
Problem connecting to Twitter. Please try again.
Problem connecting to Twitter. Please try again.
Malcolm X: Kısa ve Öz Olsun (PBS Belgeseli'nin tümü)
-
0:02 - 0:31[sakin caz müzik]
-
0:31 - 0:35Derinizin renginden nefret etmeyi kim öğretti size?
-
0:35 - 0:38Saçınızın yapısından nefret etmeyi kim öğretti size?
-
0:38 - 0:43Size, burnunuzun şeklinden, dudaklarınızın şeklinden nefret etmeyi kim öğretti ?
-
0:43 - 0:49Baştan aşağı, taa tabanlarınıza kadar nefret etmeyi kim öğretti size?
-
0:49 - 0:52Kendi türünüzden nefret etmeyi kim öğretti size?
-
0:52 - 0:56Size, birbirinizin yanında olmayı istemeyecek kadar
-
0:56 - 0:59ait olduğunuz ırktan nefret etmeyi kim öğretti?
-
0:59 - 1:05Sizler Bay Mohammad'in nefret öğretip öğretmediğini sormadan önce,
-
1:05 - 1:11kendinize sormalısınız: size, Tanrı'nın yarattığı şeklinizden nefret etmeyi kim öğretti?
-
1:11 - 1:15Bizler, siyahi insanlar, ya da bizi adlandırdıkları şekilde, 'zenci'ler,
-
1:15 - 1:17gerçekten özgür olduğumuzu sanıyorduk.
-
1:17 - 1:25Ancak bilinçaltımızda, kurtulduğumuzu sandığımız o zincirler hala duruyordu
-
1:25 - 1:30Ve bizi hayatın bir çok alanında, gerçekten motive eden şey,
-
1:30 - 1:36beyaz adam tarafından sevilme arzumuzdu.
-
1:36 - 1:39Malcolm, bu aşağılık hissin yok etmek istiyordu.
-
1:39 - 1:40Bunun, acı vereceğini biliyordu.
-
1:40 - 1:43İnsanların, bu yüzden onu öldürebileceğini biliyordu,
-
1:43 - 1:50ama bu riski almaya cesaret etti.
-
1:50 - 1:59O, kendi zamanındaki liderlerin söylediklerinden daha üstün bir şey söylüyordu.
-
1:59 - 2:05Diğer liderler, onlara zulmedenlerin evine girmek için yalvarıyorlarken,
-
2:05 - 2:11Malcolm, size kendi evinizi inşa etmenizi söylüyordu.
-
2:11 - 2:14Afro-Amerikanlar için, korkuyu kovdu.
-
2:14 - 2:16Dedi ki: "Ben, sizin düşüncelerinizi sesli olarak söyleyeceğim."
-
2:16 - 2:22Ve dedi ki, " Bakın, insanlar bizi duyacaklar ve bize zarar vermeyecekler, tamam mı?
-
2:22 - 2:25Ancak, bunu toplumun tümüne söylemeyeceğim." *********
-
2:25 - 2:31İşte bunları, çok güçlüce söylüyordu, erkekçe söylüyordu,
-
2:31 - 2:34" Sizin bunca yıldır düşündüklerinizi dile getirmekten korkmuyorum" diyen bir tarzla söylüyordu.
-
2:34 - 2:36Ve işte, biz onu bu yüzden sevdik.
-
2:36 - 2:39Bunları yüksek sesle söyledi, kapalı kapılar ardında değil.
-
2:39 - 2:44Bizim adımıza, Amerika'yla savaştı.
-
2:44 - 2:49Ben, bir Müslüman olarak, beyaz adamın yeterince zeki olduğuna inanıyorum.
-
2:49 - 2:54Eğer kendisini, Siyahi insanların aslında nasıl hissettiğini fark ettirirsek,
-
2:54 - 2:58ve sürekli taviz vermemizi gerektiren, o eski tatlı dilli konuşmasından nasıl bıktığımızı bilse.
-
2:58 - 3:01Ama işleri zorlaştıran siz kendinizsiniz.
-
3:01 - 3:04Beyaz adam, siz o tatlı dilli konuşmaları sürdürdükçe, siz doğru söylüyorsunuz zannediyor.
-
3:04 - 3:07Çünkü o sizi buraya getirdiğinden beri, onunla tatlı dille konuşuyorsunuz.
-
3:07 - 3:09Tatlı dili bırakın!
-
3:09 - 3:10Ona nasıl hissettiğinizi söyleyin!
-
3:10 - 3:24Ona azarlanmaktan bıktığınızı söyleyin. Ona, eğer kendi evini kendisi temizlemeye hazır değilse,
-
3:24 - 3:31o zaman ev sahibi olmamasını söyleyin! [dinleyiciler: Evet, doğru!] O zaman o ev yansın, kül olsun...
-
3:31 - 3:39[alkışlar]
-
3:39 - 3:51[davul ve vokal eşliğinde Afrika müziği]
-
3:51 - 3:57Harlem'in bu sokak köşelerinde, bu yüzyılın büyük bir kısmında, Siyahi insanlar kültürlerini anmış
-
3:57 - 4:02ve Amerika'daki ırk konusunu tartışmışlardır.
-
4:02 - 4:10İşte, Malcolm burada, Harlem'in umuduna ve kızgınlığına ses veren sokak konuşmacılarına katılmıştır.
-
4:10 - 4:20Ben ulusalcılık dersi verdim ve bu demek ki ben, bu beyaz adamın ülkesinden dışarı çıkmak istiyorum çünkü ırklar arası
-
4:20 - 4:24birleşme hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. Siz hayatta olduğunuz sürece, asla
-
4:24 - 4:29beyaz adamın sistemine dahil olmayacaksınız.
-
4:29 - 4:32100. ve 25. caddelerin köşesi ile, Yedinci Bulvar,
-
4:32 - 4:39siyahi sokak konuşmacılarının eylem merkezi haline gelmişti.
-
4:39 - 4:43Malcolm buraya geldiğinde, onun kendine ait bir köşesi yoktu. [New York Şehri, devriye polisi]
-
4:43 - 4:52İşte o zaman, tabiri caizse, üssünü, Elder Michaux'nun kitapevi'nin önüne kurmuştu.
-
4:52 - 5:09Malcolm o küçük sahneye çıktığında, ilk dört beş dakika konuşamazdı.
-
5:09 - 5:16Dinleyenler ona öylesine bir tezahurat yaparlardı ki,
-
5:16 - 5:20o orada bekler, hakkı olan bu övgüyü kabul ederdi.
-
5:20 - 5:25İşte sonra konuşmaya başlardı.
-
5:25 - 5:29Bay Mohammed'in nefret öğretmeni olduğunu söylüyorlar,
-
5:29 - 5:32çünkü sizin uyuşturucudan ve alkolden nefret etmenize sebep oluyor.
-
5:32 - 5:36Hz. Muhammed için, bir 'Siyahi Üstüncüsü' diyorlar,
-
5:36 - 5:40çünkü o size ve bana, bizim beyaz adam kadar iyi olduğumuzu değil,
-
5:40 - 5:45ondan daha iyi olduğumuzu, söylüyor.
-
5:45 - 5:48Evet, beyaz adamdan daha iyi.
-
5:48 - 5:50Sizler beyaz adamdan daha iyisiniz.
-
5:50 - 5:52Ve bu herhangi bir cümle değil.
-
5:52 - 5:55Bu, beyaz adamla eşit olduğumuzu söylemiyor yalnızca.
-
5:55 - 5:58O kim ki, biz onunla eşit olmaya çalışalım?
-
5:58 - 5:59Onun cildine bakın.
-
5:59 - 6:02Siz kendi cildinizi onunkiyle kıyaslayamazsınız.
-
6:02 - 6:09Sizinkisi, onunkinin yanında altın gibi kalır.
-
6:09 - 6:13Bizim, beyaz insanlara hayran olduğumuz bir zaman vardı.
-
6:13 - 6:18Onların güzel olduğunu düşünüyorduk, çünkü biz kördük, akılsızdık.
-
6:18 - 6:20Biz onları, oldukları gibi göremiyorduk.
-
6:20 - 6:25Ama saygıdeğer Adil Muhammed geldi ve bize İslam dinini öğrettiği,
-
6:25 - 6:29bizi temizledi ve böylece biz kendi gözlerimizle
-
6:29 - 6:34o silik renkli şeyi, gerçekten olduğu gibi görebiliyoruz.
-
6:34 - 6:41Değersiz, silik bir şey olarak.
-
6:41 - 6:44Ben onu dinleyince, o toplantının hissi içimde kaldırdı.
-
6:44 - 6:46Onu bir kere dinlendiniz mi, [Harlem sakini]
-
6:46 - 6:51eskiden olduğunuz yere asla dönmezdiniz.
-
6:51 - 6:57Pozisyonunuzu değiştirmeseniz bile, en azından gözden geçirirdiniz.
-
6:57 - 6:59Biz, bizim şeytan olduğumuzu duymaya alışkın değildik. [Gazeteci]
-
6:59 - 7:04Ve bizim harika kuzey şehirlerimizde, aslında bizim de zulum uygulayıcılar olduğumuzu.
-
7:04 - 7:09O, sessiz bir grup siyahi insanı temsilen konuşuyordu
-
7:09 - 7:19***** Ve işte bu savaş demekti.
-
7:19 - 7:22Sahneden indiğinde, ben de dinleyicilerin arasından sıyrıldım [Harlem aktivisti]
-
7:22 - 7:27ve ona doğru yürüdüm. Tabii ben ona yaklaştığımda, bodyguard'ları
-
7:27 - 7:31öne doğru atıldılar ama o, onları ittirdi.
-
7:31 - 7:33Onun karşısına dikildim ve elimi uzattım.
-
7:33 - 7:42Dedim ki: "Dediklerinin bir kısmı çok hoşuma gitti. Bütün söylediklerine katılmıyorum ama bir kısmını çok sevdim."
-
7:42 - 7:46O da bana baktı ve elimi kibarca tutarak,
-
7:46 - 7:53"Bir gün bana katılacaksın, Kızkardeşim. Bir gün katılacaksın."
-
7:53 - 7:59Mesajını netleştirmek için, Malcolm kendi hayatını, tüm Siyahi Amerikalılar'a örnek teşkil etmesi için kullandı.
-
7:59 - 8:04Hayatını hikayeleştirerek tavsiyelerde bulundu.
-
8:04 - 8:07Sonra, hayat hikayesini Alex Haley'le birlikte yazarken de,
-
8:07 - 8:14Hayatının, gelecekte nasıl yorumlanacağına ilişkin söz sahibi olmak istedi.
-
8:14 - 8:19Ben, onun kendinden bahsederken kullandığı bir tabirden çok etkilenmiştim. [otobiyografi yazarı]
-
8:19 - 8:22Derdi ki, "Ben karşılaştıklarımın hepsinin bir parçasından oluşmaktayım."
-
8:22 - 8:28Yani, hayatının erken yıllarında karşılaştığı şeyler,
-
8:28 - 8:31ona şu ya da bu şekilde bir beceri kazandırmıştır ve
-
8:31 - 8:40bu beceriler Malcolm'un kişiliğini oluşturarak, onun İslam halkı için bir temsilci olmasını sağlamıştır.
-
8:40 - 8:41Siz Omaha'da doğmuştunuz, değil mi?
-
8:41 - 8:42Evet, efendim.
-
8:42 - 8:45Sonra, siz bir yaşındayken aileniz Omaha'yı terk etmişti?
-
8:45 - 8:46Sanırım bir yaşındayken.
-
8:46 - 8:48Neden Omaha'dan ayrılmışlar?
-
8:48 - 8:55Benim anladığım kadarıyla, Klu Klux Klan, Omaha'daki evlerinden birini yakmış.
-
8:55 - 8:56Orada çok Klu Klux Klan aktivitesi varmış.
-
8:56 - 8:58Eminim, bu olay ailenizi çok mutsuz etmiştir.
-
8:58 - 8:59Mutsuz değilse de, güvensiz hissettirmiş.
-
8:59 - 9:01O halde, sizin şahsi olarak, önyargılı
-
9:01 - 9:03bir fikriniz olmalı.
-
9:03 - 9:07Yani, bu olaya, geniş, akademik bir bakış açısıyla bakamazsınız, değil mi?
-
9:07 - 9:10Ben buna katılmıyorum çünkü Omaha'da başımıza gelen o olaydan sonra,
-
9:10 - 9:14Lansing, Michigan'a taşındığımızda, evimiz tekrar yakıldı.
-
9:14 - 9:16Hatta, babamı Klu Klux Klan öldürdü.
-
9:16 - 9:21Ve, buna rağmen, kimsenin beyaz insanlarla benim kadar iç içe yaşadığını sanmıyorum.
-
9:21 - 9:25Kimsenin benim kadar, beyazların oluşturduğu toplumlarda benim gibi yaşadığını sanmıyorum.
-
9:25 - 9:28Biz, mahalledeki tek siyahi çocuklardık. [En büyük abisi]
-
9:28 - 9:33Bizim evin arkasında ormanlık bir alan vardı.
-
9:33 - 9:37Beyaz çocuklar bizim eve gelirler ve sonra da ormana oyun oynamaya giderdik.
-
9:37 - 9:40Malcolm derdi ki "Hadi, Robin Hood oynayalım".
-
9:40 - 9:44O zaman, Robin Hood oynamaya oraya giderdik.
-
9:44 - 9:47Ve Robin Hood, Malcolm'du. [kahkaha atar]
-
9:47 - 9:53Bu çocuklar da bunu kabul ederlerdi.
-
9:53 - 9:59Malcolm, Earl ve Louise Little çiftinin en açık tenli olduğunu söylemişti.
-
9:59 - 10:10Ve tenindeki açıklığın, annesinin annesine tecavüz eden beyaz adamı hatırlattığını söylemişti.
-
10:10 - 10:151929'da, Malcolm dört yaşındayken, marangoz ve rahip olan babası,
-
10:15 - 10:21aileyi Lansing, Michigan'a taşımıştı.
-
10:21 - 10:29Lansing küçük bir şehirdi ve siyahiler şehrin batı tarafında yaşamaktalardı.
-
10:29 - 10:35Malcolm ve ailesi, şehrin dışında yaşamışlardı [çocukluk arkadaşı]
-
10:35 - 10:40ve yaklaşık iki hektarlık bir araziye küçük bir eve sahiptiler.
-
10:40 - 10:46Bu yüzden, bir çeşit çiftçi ailesi olarak görülüyorlardı.
-
10:46 - 10:54Little ailesi taşındıktan üç ay sonra, beyaz komşular onları evlerinden çıkarmak için yasal yollara başvurdular.
-
10:54 - 11:00Bölge hakimi, tarım bölgesinde, yalnızca beyaz insanların yaşayabileceği yönünde karar kıldı.
-
11:00 - 11:07Ancak Earl Little taşınmayı kabul etmedi.
-
11:07 - 11:15Michigan'daki Klu Klux Klan üyeliği, Mississipi'dekinin beş katı kadardı; 70.000 kişiydi.
-
11:15 - 11:22Malcolm'un ailesi için, husumet hayatlarının bir parçasıydı.
-
11:22 - 11:30Evde herkes uyuyordu sonra birden, kocaman bir "buum!" sesi duyduk.
-
11:30 - 11:39Uyandığımızda her yerde yangın vardı ve herkes duvarlara ve birbine çarpıyordu.
-
11:39 - 11:42Benim hatırlardığım annemin bize,
-
11:42 - 11:48"Kalkın, kalkın, kalkın, ev yanıyor, dışarı çıkın." Ben bu kadarını tamamen hatırlıyorum.
-
11:48 - 11:51Annemin bağırışlarını, babamın bağırışlarını duyuyordum.
-
11:51 - 11:57Hepimizin ayıldığından emin olup, bizi dışarı çıkardılar.
-
11:57 - 12:03Ev kül olmuştu. İtfaiye ya da herhangi bir yardım gelmemişti. Her şeyimiz tamamen yanmıştı.
-
12:03 - 12:09Malcolm'un babası Earl Little, yerel beyazları, evini yakmakla suçladı.
-
12:09 - 12:18Polis, Earl'ü suçladı ve onu sonra, kundakçılık şüphesiyle tutukladı. Hakkındaki suçlamalar sonra düşürüldü.
-
12:18 - 12:23Bizim büyüdüğümüz şehirde, bize "kendini beğenmiş zenciler" derlerdi, ya da
-
12:23 - 12:27" şehrin güneyinde yaşayan ukala zenciler" derlerdi. O zamanlar, eğer beyaz biri size "ukala zenci" derse,
-
12:27 - 12:35bu, " Salak olmadığı için, dikkat edilmesi gereken zenci" anlamına geliyordu.
-
12:35 - 12:42Babam bağımsız bir adamdı. Kimsenin onu beslemesini istemiyordu.
-
12:42 - 12:47Kendi yemeğini kendi üretmek istiyordu. Çocukları üzerinde kimse söz sahibi olsun, istemezdi.
-
12:47 - 12:51Söz onun olsun istiyordu ve söz sahibiydi de. O hep
-
12:51 - 12:59Marcus Garvey'in düşüncelerini tekrar ederdi. Siyahi insanların kendi hayatlarını düzenlemelerini
-
12:59 - 13:04ve kimseye sorun yaşatmadan, birbirleriyle işbirliği yapmalarını
-
13:04 - 13:08ve beraberce durumlarını düzeltmeye çalışmaları gerektiğini söylerdi.
-
13:08 - 13:16Ama o günlerde bunu bile yapsanız, hala sorun çıkarıyorsunuz, demekti.
-
13:16 - 13:181920'lerde siyahi bir ulusalcı olan Marcus Garvey,
-
13:18 - 13:26siyahi Amerikalıların, beyaz toplumdan bağımsız olan bir ulus kurmalarını söylüyordu.
-
13:26 - 13:36Yüzbinlerce üyesi olan, Garvey'in, Birleşik Zenci Kalkınma Birliği (UNIA), Afrika ülkeleriyle daha yakın olmayı hedefliyordu.
-
13:36 - 13:49UNIA'nın kendi bayrağı vardı, kendi ulusal marşı vardı ve Afrika'da, kendi ülkesindeki ve yurt dışındaki zencileri kollamaya
-
13:49 - 13:57yemin etmiş bir ordusu vardı. ABD Federal Araştırma Bürosu, Garvey'i, " öncü Zenci eylemcilerden biri" olarak adlandırmıştı.
-
13:57 - 14:05Federal hükümet 1927'de onu ülke dışı ettiyse de, Malcolm'un ailesi, Garvey taraftarı olarak kalmışlardı.
-
14:05 - 14:07Earl, birliğe yeni üyeler katıyordu.
-
14:07 - 14:13Louise, Garvey gazetesi için yazılar yazıyordu.
-
14:13 - 14:18Bize "The Negro World" [Zenci Dünyası] isimli, Garvey gazetesini okuyan, annemdi.
-
14:18 - 14:23Ayrıca, bizimle bağımsız olmamız konusunda konuşan da oydu.
-
14:23 - 14:29Bizim kendimizi 'Zenci' ya da 'Nigger' olarak adlandırmamamızı,
-
14:29 - 14:33bizlerin siyahi olduğunu ve kendimizi 'siyahi' olarak adlandırmamızdan gurur duymamız gerektiğini, söylerdi.
-
14:33 - 14:35Sizin gerçek isminiz nedir?
-
14:35 - 14:37Malcolm. Malcolm X.
-
14:37 - 14:38Bu sizin yasal isminiz mi?
-
14:38 - 14:40Benim bildiğim kadarıyla, yasal ismim.
-
14:40 - 14:43Bana, babanızın soyadını söyleyebilir misiniz?
-
14:43 - 14:45Babam kendi soyadını bilmiyordu.
-
14:45 - 14:51Babam soyadını dedesinden almış, dedesi de kendi dedesinden, o da bunu kölelik ettiği efendisinden almış.
-
14:51 - 14:53Bizim kendi isimlerimiz yok edilmiş.
-
14:53 - 14:54Peki, kölelik esnasında,
-
14:54 - 14:56herhangi bir soyadınız var mıymış?
-
14:56 - 15:04Aile kütüğünüzün herhangi bir yerinde kullanılan bir soyad var mıydı, ve varsa bu neydi?
-
15:04 - 15:06Benim atalarımın soyadları,
-
15:06 - 15:06Evet?
-
15:06 - 15:10onlar Amerika'ya getirilip, köle yapıldıklarında, onlardan alınmış.
-
15:10 - 15:16Ve sonra onlara efendilik eden kişinin soyadları onlara verilmiş. İşte biz bu ismi reddediyoruz ve ...
-
15:16 - 15:22Yani, siz bana babanızın kabul edilen soyadını söylemeyeceğinizi mi söylüyorsunuz?
-
15:22 - 15:29Ben bu adı hiç bir şekilde benimsemiyorum.
-
15:29 - 15:32Eylül, 1931
-
15:32 - 15:39Annesi bir gün sezgileriyle kötü bir şey olacağını sezdiğinde, Malcolm altı yaşındaydı.
-
15:39 - 15:43Evdeydik ve akşam yemeğimizi yemiştik.
-
15:43 - 15:47Annem Wesley'i, en küçük kardeşimi tutuyordu.
-
15:47 - 15:51Sanırım onu emziriyordu çünkü masadaydı. Ve bebek
-
15:51 - 15:53kucağında, masada uyuyakalmıştı.
-
15:53 - 15:58Sonra babam kalktı, yatak odasına gidip elini yüzünü yıkadı. Şehre gidip, para alacaktı.
-
15:58 - 16:02Annem o zaman uyandı ve dedi ki: "Earl, Earl. Şehir merkezine gitme."
-
16:02 - 16:06Ve şöyle devam etti "Eğer gidersen, geri gelmezsin."
-
16:06 - 16:13O gece saat 11 sularında, Earl Little, Lansing şehrinin kuytu bir yerinde,
-
16:13 - 16:19vücudu tramvay tekerlekleri tarafından neredeyse ikiye kesilmiş olarak bulundu.
-
16:19 - 16:24Polis, Earl Little'ın ölümünün bir kaza olduğunu söyledi.
-
16:24 - 16:30Bu mesele o zaman netliğe kavuşmamıştı.
-
16:30 - 16:42Earl Little'ın tramvay kazası geçirdiği değil de, tramvayın altına ittirildiğine inanılıyordu.
-
16:42 - 16:44Doğrusu,
-
16:44 - 16:47ben insanların tam da böyle dediklerini hatırlıyorum.
-
16:47 - 16:53O, tramvayın tekerlekleri altına ittirilmişti.
-
16:53 - 16:55Babamın ölümü, ailede
-
16:55 - 16:58büyük bir şok yarattı.
-
16:58 - 16:59Çünkü o güçtü.
-
16:59 - 17:01O kuvvetti.
-
17:01 - 17:02Biz bir düzen içindeydik;
-
17:02 - 17:03ailemizin belirli bir yapısı vardı.
-
17:03 - 17:04Okuldan çıkınca,
-
17:04 - 17:07ben, erkek kardeşlerim, kız kardeşlerim
-
17:07 - 17:09hemen eve gelir ve işe koyulurduk.
-
17:09 - 17:12Bahçede çalışırdık, tavuk kulübesini temizlerdik ve akşama hazırlık yapardık.
-
17:12 - 17:13Sonra da sabah kalkar, yine aynı şeyleri yapardık.
-
17:13 - 17:15Suyu pompalar, eve getirirdik.
-
17:15 - 17:17İşte bütün bunları Babam hayattayken yapardık.
-
17:17 - 17:22Çünkü yapmazsak, kırbaçlanırdık.
-
17:22 - 17:25Bu yüzden disiplinliydik.
-
17:25 - 17:28Ama babam öldürüldükten sonra,
-
17:28 - 17:33annem benim ya da Malcolm'un koştuğu kadar hızlı koşamadığı için,
-
17:33 - 17:36bizler, babam hayatta olsaydı yanımıza kar kalmayacak
-
17:36 - 17:38bir çok şey yapma fırsatı bulduk.
-
17:38 - 17:43Yani gittikçe gevşedik.
-
17:43 - 17:49Louise Little, Büyük Buhran sırasında yedi çocuğunu yetiştirirken çok zorluk çekti.
-
17:49 - 17:53Hiç bir geliri yoktu. [en küçük kız kardeş]
-
17:53 - 17:55Ara sıra iş sahibi olurdu.
-
17:55 - 17:57Çok gururlu bir kadındı.
-
17:57 - 17:58Büyük gurura sahipti.
-
17:58 - 18:03Bazen bir şeyler satardı. İnsanlara eldiven örerdi.
-
18:03 - 18:08Yalnızca devlet yardımına muhtaç olmamak için, bir çok ek iş yapardı.
-
18:08 - 18:11Ona, ne yapıp, ne yapamayacağını söylemelerinden nefret ederdi.
-
18:11 - 18:16İşte, onu en çok mahveden şeylerden biri buydu.
-
18:16 - 18:22Zaman içinde, onun eriyip gittiğini görüyordunuz.
-
18:22 - 18:27[hüzünlü caz müzik]
-
18:27 - 18:30Malcolm ergenliğe girme yolundayken, yedi yıl boyunca,
-
18:30 - 18:35annesi ailesinden gittikçe daha da uzaklaştı.
-
18:35 - 18:391938 senesinde, Noel'den iki gün önce,
-
18:39 - 18:49Louise Little paranoya teşhisiyle Kalamazoo Devlet Hastanesi'ne gönderildi.
-
18:49 - 18:52Bir gün okuldan geldim ve annem yoktu.
-
18:52 - 18:58Evin boş olduğunu hiç hatırlamıyorum çünkü annem bizi hiç terk etmemişti.
-
18:58 - 19:01Ve her gün, onun yokluğunun acısını hissettim.
-
19:01 - 19:04Başta, yalnızca bir kaç hafta olacaktı.
-
19:04 - 19:05Öyle sanmıştık.
-
19:05 - 19:08İyileşip, eve geri gelecekti.
-
19:08 - 19:13Ama bu durum senelere döndü.
-
19:13 - 19:21Louise Little, bundan sonraki 26 sene boyunca, Kalamazoo'da kaldı.
-
19:21 - 19:2613 yaşındaki Malcolm, mahkeme kararıyla ailesinin parçalandığına şahit oldu.
-
19:26 - 19:30Küçük çocuklar Lansing'teki koruyucu ailelere verildi.
-
19:30 - 19:38Malcolm da 10 mil ötedeki bir beyaz mahalleye gönderildi.
-
19:38 - 19:40Geçmişte, beyaz adamın sahip olduğu
-
19:40 - 19:45en önemli silah, parçalayıp, fethetmek, olmuştur.
-
19:45 - 19:50Eğer ben elimi alıp, size tokat atarsam,
-
19:50 - 19:51bunu hissetmesiniz bile.
-
19:51 - 19:56Parmaklarım ayrı olduğundan, yalnızca birazcık canınız yanar.
-
19:56 - 20:04Ama size gününüzü göstermek için yapmak gereken yer, alıp bu parmakları birleştirmektir. [elini yumruk yapar]
-
20:04 - 20:08O, Michigan'da, sekizinci sınıf öğrencisiyken,
-
20:08 - 20:13sanırım sınıfındaki tek siyahi öğrenciydi ve okulundaki nadir siyahi öğrencilerden biriydi ve
-
20:13 - 20:17tüm 'A' olan, harika bir öğrenciydi. [Biyografi yazarı]
-
20:17 - 20:17Yani, o
-
20:17 - 20:20sekizinci sınıftaki arkadaşlarının tümünün beyaz olmasına rağmen
-
20:20 - 20:22sınıf başkanı bile olmuştu.
-
20:22 - 20:26Bunları başarabilmesi için, epey olağanüstü olması gerekmekteydi.
-
20:26 - 20:33Sonra tabii, okulu terk edip, Roxbory, Massachusetts'e giden ve
-
20:33 - 20:39tabiri caizse, 'dolandırıcılık'la ilk tanışmasını yaşayan kişi de yine Malcolm'du.
-
20:39 - 21:05[neşeli caz müzik]
-
21:05 - 21:09Ben o zamanlarda, Roxbury'de kendimi 'küçük dolandırıcı' olarak adlandırırdım.
-
21:09 - 21:12Ve işte o zamanlarda,
-
21:12 - 21:17Malcolm X Boston'a gelmişti ve üzerinde çok havalı bir takım elbise vardı, geniş kenarlı bir şapkası vardı ve
-
21:17 - 21:22dizlerine kadar gelen bir mont ve bileklerine kadar gelen bir zincir takmıştı.
-
21:22 - 21:32Ben öyle bir giysiyi en son, Cab Callowy sahnede gösteri yaparken görmüştüm.
-
21:32 - 21:34Şimdi, Malcolm Lansing'ten ayrıldığında,
-
21:34 - 21:36üzerinde sade, eski bir takım elbise vardı.
-
21:36 - 21:37Benim deyimimle,
-
21:37 - 21:39"beyaz adam takımı".
-
21:39 - 21:41Ama Boston'dan döndüğünde, aman Yarabbi,
-
21:41 - 21:45Malcolm'un üzerinde afilli bir takım elbise, geniş kenarlı bir şapka
-
21:45 - 21:47ve ta ceketinin yakasından aşağı sarkan bir zinciri vardı.
-
21:47 - 21:50Tüm mahalle onu konuşuyordu.
-
21:50 - 21:53Herkes Malcolm'dan bahsediyordu.
-
21:53 - 21:58[dans müziği]
-
21:58 - 22:01İşte o yerde dansederken, havada süzülürken,
-
22:01 - 22:04giydiği o pantalonlar da, balon gibi havada süzülüyordu.
-
22:04 - 22:07Bir de o montunu giydi mi, kanat gibi oluyordu.
-
22:07 - 22:12O kocaman şapkasıyla ve sallanan zinciriyle, dans ediyordu, oradan oraya uçuyordu.
-
22:12 - 22:12Ve işte kızlar ona deli oluyorlardı.
-
22:12 - 22:12[neşeli müzik ve vokal]
-
22:29 - 22:30Boston'da ona, "New York Red" [New Yorklu Kırmızı] diyorlardı.
-
22:30 - 22:32New York'ta ise, ona "Detroid Red" [Detroitli Kırmızı] diyorlardı.
-
22:32 - 22:35Saçını hep düzleştirirdi.
-
22:35 - 22:38Saçı kızıl renkliydi ve onun Billie Holiday'le ve zamanında
-
22:38 - 22:46siyahi dünyada ünlü olmaya başlamış bir çok kişiyle fotoğrafları vardı.
-
22:46 - 22:55Malcolm, Boston, New York ve Washington D.C. arasında hizmet veren New Haven Demiryolu'da, mutfak görevlisi olarak
-
22:55 - 23:06çalışıyordu. 1942'de Harlem'e taşındı ve 17 yaşındayken, sabaha kadar açık olan kulüplerde ve dolandırıcılık yapan insanlarla takılmaya başladı.
-
23:06 - 23:09Sonunda öyle bir noktaya geldi ki, şöyle dedi:
-
23:09 - 23:16" Kapıcılık yaparak, trenlerde sandviç satarak ve ayakkabı cilalayarak, bu hayatta başarılı olamazsınız."
-
23:16 - 23:18"Bir yerlere gelemezsiniz."
-
23:18 - 23:23O, dolandırıcı olarak tanınıyordu. Evet sokak adamıydı,
-
23:23 - 23:25ama dolandırıcı değildi.
-
23:25 - 23:28Evet düzenbazdı, evet, üçkağıtçıydı.
-
23:28 - 23:31Ona bu konuda yetenekli olduğunu söylüyorlardı.
-
23:31 - 23:34Geceleri beyaz adamlar gelip de siyahi kadınlarla beraber olmak istediğinde,
-
23:34 - 23:35o, onlara kadın ayarlıyordu.
-
23:35 - 23:38Eğer kaçak viski arıyorlarsa, o nereden bulunur, biliyordu.
-
23:38 - 23:41Eğer uyuşturucu arıyorlarsa, o, nereden bulunur biliyordu.
-
23:41 - 23:46O insanların neye ihtiyaçları olduğunu öğrenmeyi beceriyordu ve sonra da bir yerlerden getiriyordu.
-
23:46 - 23:49Bu işlerin ortasına düşerek, kar yapabiliyordu.
-
23:49 - 23:53Ve işte böylece başladı.
-
23:53 - 23:55O zamana baktığında, Malcolm
-
23:55 - 23:58kendisini üç şeyin endişelendirdiğini söylemişti:
-
23:58 - 24:03hapishane, iş durumu ve askeriye.
-
24:03 - 24:052. Dünya Savaşı'na katılmamak için,
-
24:05 - 24:11askerlik kuruluna, siyahi askerleri, beyazları öldürmek için organize edeceğini söylemişti.
-
24:11 - 24:18Böylece askeriye için uygunsuz bulunmuştu.
-
24:18 - 24:22Malcolm'un kumar ve uyuşturucu alışkanlıkları ve Harlem'deki gece hayatı pahalıydı.
-
24:22 - 24:27O zamana kadar, basit suçlardan ötürü iki kez tutuklanmıştı.
-
24:27 - 24:301945 senesinde Boston'a geri taşındığında,
-
24:30 - 24:34ileri gelen ailelerin evlerini soymak amacıyla, bir çete kurdu.
-
24:34 - 24:38Çetenin diğer üyeleri arasında, arkadaşı Malcolm Jarvis,
-
24:38 - 24:43beyaz kız arkadaşı Bea ve iki beyaz kadın daha vardı.
-
24:43 - 24:47Kızlardan biri, bir ailenin senenin o kısmında, Florida'da olacaklarını biliyordu,
-
24:47 - 24:48yani evde kimse olmayacaktı.
-
24:48 - 24:53O zaman biz de o eve girdik ve değerli eşyaları alacaktık.
-
24:53 - 24:55Malcolm da eşyaları alıp, tefeciye götürecekti, sonra da parayı
-
24:55 - 24:57kumar alışkanlığı için kullanacaktı.
-
24:57 - 25:00Bu soygundan iki hafta sonra,
-
25:00 - 25:02bu durum ortaya çıktı. Çünkü Malcolm çalmış olduğu, binlerce Dolar
-
25:02 - 25:07değerindeki bir saati tefeciye götürmüştü ve
-
25:07 - 25:13işte o zaman üç polis tarafından tutuklandı.
-
25:13 - 25:19Malcolm Little, Malcolm Jarvis ve üç kadın, haneye tecavüzle suçlanmışlardı.
-
25:19 - 25:22İki siyahi adamın, beyaz kadınlarla olması,
-
25:22 - 25:25mahkeme salonunda sorun çıkarmıştı.
-
25:25 - 25:32Malcolm iki beyaz kadınla birlikteydi ve işte bu davayı böyle önemli kılan,
-
25:32 - 25:36böyle şoke edici kılan, bu olmuştu.
-
25:36 - 25:42Kadınlar, Malcolm'un onları zorla hırsızlık yaptırdığı yönünde ifade verdiler.
-
25:42 - 25:50İki adam, bu tür suçlar için verilen en büyük cezayı aldılar: eyalet hapishanesinde sekiz ila on yıl.
-
25:50 - 25:54Hükmü verdiklerinde, ben aklımı yitirdim.
-
25:54 - 25:58Kafesin demirlerini yakaladım ve sallamaya başladım. Neredeyse demirleri yerinden çıkaracaktım.
-
25:58 - 26:00Sonra hakime bağırarak dedim ki,
-
26:00 - 26:04" Beni on yıl hapise atacağınıza, öldürün daha iyi!"
-
26:04 - 26:09Ben o 'deli zenci' dedikleri türdendim. [yarı kız kardeş]
-
26:09 - 26:11Gördüklerimin gerçek olduğunu biliyordum.
-
26:11 - 26:13Ve hiç de komik olmadığını düşünüyordum.
-
26:13 - 26:23Onlar güldüklerinde, içlerinden "Bakın zenciye ne yaptık" dediklerini biliyordum.
-
26:23 - 26:30Sonra bir de utanmadan, kızlara, bizim onlara tecavüz ettiğimiz gerekçesiyle,
-
26:30 - 26:36şikayetçi olmalarını istediler. Kızlar, bunu yapmadılar.
-
26:36 - 26:42Malcom Little yirmi yaşındaydı ve eyalet hapishanesinde sekiz ila on yıl geçirmekle karşı karşıyaydı.
-
26:42 - 26:47Anne babasının öğütlediği Garvey gururundan ve bağımsızlığından çok uzaktaydı.
-
26:47 - 26:56Şimdi o, 22843 numaralı mahkumdu.
-
26:56 - 27:02Bir kereliğine suçlu olmakta utanacak bir şey yok.
-
27:02 - 27:06Suçlu kalmaksa, utanç vericidir.
-
27:06 - 27:10Ben de önceden suçluydum. Ben de önceden hapishanede kaldım.
-
27:10 - 27:15Ben bundan utanmıyorum. Beni bununla alt etmeye kalkışan,
-
27:15 - 27:19yanılıyordur. Ben bu konuda rahatım.
-
27:19 - 27:27[tezahurat ve alkış]
-
27:27 - 27:32Onlar, İsa'yı da isyan çıkartıyor diye suçlamışlardı. Öyle değil mi?
-
27:32 - 27:41Onun, Sezar'a karşı olduğunu söylüyorlardı. O, havarilerine şöyle dediği için, onun ayrımcı olduğunu iddia ettiler:
-
27:41 - 27:49"Roma vatandaşlarına değil, kaybolmuş koyunlara gidin. Kim olduğunu bilmeyen insanlara gidin.
-
27:49 - 27:55Kendi yurdu olmayan bir yerde yabancılık çeken ve kendini tanımayan insanlara gidin. İşte bu insanlara gidin.
-
27:55 - 28:05Kölelere gidin. İkinci sınıf vatandaşlara gidin. Sezar'ın gaddarlığı altında ezilen insanlara gidin."
-
28:05 - 28:12Ve eğer İsa bugün Amerika'da olsaydı, o beyaz adama gitmezdi. Beyaz adam zulmedendir.
-
28:12 - 28:17O, ezilenlere giderdi. Alçak gönüllülere giderdi. Boynu büküklere giderdi.
-
28:17 - 28:20Toplumdan dışlanmışlara ve hor görülenlere giderdi.
-
28:20 - 28:35İşte, 'Amerikalı zenci' olarak tanınanlara giderdi. [Hapishane, 1946]
-
28:35 - 28:43Hapishane duvarlarının ardında, Malcolm kumar oyunları düzenledi, uyuşturucu alışkanlığını sürdürdü ve Tanrı'nın
-
28:43 - 28:47var olmadığına dair tartışmalara girdi. Hücre bloğundakiler ona, 'Şeytan' demeye başladılar. Bir yandan da,
-
28:47 - 28:56ondan büyük bir siyahi mahkumun cesaretlendirmesiyle, Malcolm okumaya ve İngilizce dersi almaya başladı.
-
28:56 - 29:07Malcolm hapishane hayatını detaylıca tarif ettiğinde, gerçekten yalnız ve kısıtlı hissettiğini söylüyordu.
-
29:07 - 29:13Ama bolca okumayı planladığını söylemişti ve bolca yazı
-
29:13 - 29:14da yazdı.
-
29:14 - 29:21Bana her hafta mektup yazdığı olurdu.
-
29:21 - 29:26Hapishanedeki ikinci senesinde, erkek ve kız kardeşleri ona mektuplarında,
-
29:26 - 29:29'siyahi adamın doğal dini' olarak adlandırdıkları dinden bahsetmeye başladılar.
-
29:29 - 29:36Siyahi insanların ilk insanlar olduğunu, Tanrı'nın da siyahi olduğunu
-
29:36 - 29:39ve Allah adıyla çağrıldığını söylediler.
-
29:39 - 29:43Malcolm'a, artık İslam Ulus'unun bir parçası olduklarını ve Allah'ın elçisi
-
29:43 - 29:49Adil Muhamed'in, takipçileri olduğunu anlattılar.
-
29:49 - 29:59[İslam Ulusu Lideri] Bence İslam, bizim Amerika'daki insanlarımız için en iyi dinlerden biri. 'Amerikalı zenci'
-
29:59 - 30:13olarak bilinen grubun tamamen tekrar eğitilmesi gerekiyor ve İslam onlara bu yetkiyi veriyor. Onlar siyahi olmaktan ötürü
-
30:13 - 30:19gurur duyabilirler ve utanç duymaktan vazgeçebilirler.
-
30:19 - 30:26Ben Müslüman harekete 1947'de dahil oldum ve
-
30:26 - 30:30sonra erkek ve kız kardeşlerimi de dahil etmeye başladım.
-
30:30 - 30:35Biz zaten Marcus Garvey'in felsefesiyle eğitilmiştik, bu yüzden
-
30:35 - 30:39bizim siyahi olmaktan ötürü gurur duymamıza ilişkin olarak
-
30:39 - 30:41bizi ikna etmeleri gerekmiyordu.
-
30:41 - 30:44Biz zaten dahil olduğumuzda, bununla gurur duyuyorduk.
-
30:44 - 30:47Sonra ben Malcolm'a yazdım ve ona dedim ki,
-
30:47 - 30:54eğer Allah'a inanacak olursa, Allah onu hapisten çıkaracaktır. İşte bu kadar yazdım
-
30:54 - 31:01çünkü Malcolm'un dine karşı çok az hoşgörü beslediğini biliyordum ve işte o az hoşgörüyü de kaybetmek istemedim.
-
31:01 - 31:06Malcolm'un erkek ve kızkardeşleri, genç mahkuma, Amerika'daki siyahi insanların
-
31:06 - 31:12kaybolmuş bir soya ait olduklarını ve yakın zaman sonra, çilelerinden kurtulacaklarını, yazmışlardı.
-
31:12 - 31:18Ayrıca Elijah Mohammed'e göre, beyaz insanların iblis soyundan olduğunu ve onların bu dünyadaki hükümdarlıklarının
-
31:18 - 31:21yakın zaman sonra sona ereceğini, anlatmışlardı.
-
31:21 - 31:28Başta, Malcolm duyduklarını çok sevdi ancak bir kısmını anlayamıyordu. Anlayamadığı kısım,
-
31:28 - 31:31beyaz adamın şeytan olmasıydı.
-
31:31 - 31:34Malcolm Elijah Mohammad'e yazdı. Elijah Mohammed de,
-
31:34 - 31:39onu yanıtladı ve yanıtında, kutsal kitaptan alıntı yaptı.
-
31:39 - 31:47Ve sonra ona anahtarı verdi. Ona dedi ki " İncil bu dünyada
-
31:47 - 31:48olan her şeyi anlatan kitaptır."
-
31:48 - 31:54Yani, cehenneme gitmeniz için ölmek gerekmiyor. Hayattayken de cehennemi yaşayabilirsiniz. Ve size bunu yaşatan da
-
31:54 - 32:01beyaz adamdır. Doğrusu, beyaz adamın tarih boyunca
-
32:01 - 32:05yaptıklarına bakarsanız, bu çok ikna edici bir öğreti.
adeptgunes edited Turkish subtitles for Malcolm X: Make It Plain (Full PBS Documentary) | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Malcolm X: Make It Plain (Full PBS Documentary) | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Malcolm X: Make It Plain (Full PBS Documentary) | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Malcolm X: Make It Plain (Full PBS Documentary) | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Malcolm X: Make It Plain (Full PBS Documentary) | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Malcolm X: Make It Plain (Full PBS Documentary) | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Malcolm X: Make It Plain (Full PBS Documentary) | ||
adeptgunes edited Turkish subtitles for Malcolm X: Make It Plain (Full PBS Documentary) |
Turkish subtitles
Revisions Compare revisions
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
adeptgunes
-
Duygu Kanoğlu
-
Mehmet Emin Asan