WEBVTT 00:00:01.833 --> 00:00:31.044 [sakin caz müzik] 00:00:31.044 --> 00:00:34.526 Derinizin renginden nefret etmeyi kim öğretti size? 00:00:34.526 --> 00:00:38.461 Saçınızın yapısından nefret etmeyi kim öğretti size? 00:00:38.461 --> 00:00:43.473 Size, burnunuzun şeklinden, dudaklarınızın şeklinden nefret etmeyi kim öğretti ? 00:00:43.473 --> 00:00:49.461 Baştan aşağı, taa tabanlarınıza kadar nefret etmeyi kim öğretti size? 00:00:49.461 --> 00:00:52.357 Kendi türünüzden nefret etmeyi kim öğretti size? 00:00:52.357 --> 00:00:55.720 Size, birbirinizin yanında olmayı istemeyecek kadar 00:00:55.720 --> 00:00:59.222 ait olduğunuz ırktan nefret etmeyi kim öğretti? 00:00:59.222 --> 00:01:05.135 Sizler Bay Mohammad'in nefret öğretip öğretmediğini sormadan önce, 00:01:05.135 --> 00:01:11.386 kendinize sormalısınız: size, Tanrı'nın yarattığı şeklinizden nefret etmeyi kim öğretti? 00:01:11.386 --> 00:01:14.755 Bizler, siyahi insanlar, ya da bizi adlandırdıkları şekilde, 'zenci'ler, 00:01:14.755 --> 00:01:16.890 gerçekten özgür olduğumuzu sanıyorduk. 00:01:16.890 --> 00:01:24.710 Ancak bilinçaltımızda, kurtulduğumuzu sandığımız o zincirler hala duruyordu 00:01:24.710 --> 00:01:30.463 Ve bizi hayatın bir çok alanında, gerçekten motive eden şey, 00:01:30.463 --> 00:01:35.694 beyaz adam tarafından sevilme arzumuzdu. 00:01:35.694 --> 00:01:39.445 Malcolm, bu aşağılık hissin yok etmek istiyordu. 00:01:39.445 --> 00:01:40.442 Bunun, acı vereceğini biliyordu. 00:01:40.442 --> 00:01:42.594 İnsanların, bu yüzden onu öldürebileceğini biliyordu, 00:01:42.594 --> 00:01:50.235 ama bu riski almaya cesaret etti. 00:01:50.235 --> 00:01:58.515 O, kendi zamanındaki liderlerin söylediklerinden daha üstün bir şey söylüyordu. 00:01:58.515 --> 00:02:05.073 Diğer liderler, onlara zulmedenlerin evine girmek için yalvarıyorlarken, 00:02:05.073 --> 00:02:10.545 Malcolm, size kendi evinizi inşa etmenizi söylüyordu. 00:02:10.545 --> 00:02:13.779 Afro-Amerikanlar için, korkuyu kovdu. 00:02:13.779 --> 00:02:16.459 Dedi ki: "Ben, sizin düşüncelerinizi sesli olarak söyleyeceğim." 00:02:16.459 --> 00:02:21.829 Ve dedi ki, " Bakın, insanlar bizi duyacaklar ve bize zarar vermeyecekler, tamam mı? 00:02:21.829 --> 00:02:25.001 Ancak, bunu toplumun tümüne söylemeyeceğim." ********* 00:02:25.001 --> 00:02:30.886 İşte bunları, çok güçlüce söylüyordu, erkekçe söylüyordu, 00:02:30.886 --> 00:02:34.239 " Sizin bunca yıldır düşündüklerinizi dile getirmekten korkmuyorum" diyen bir tarzla söylüyordu. 00:02:34.239 --> 00:02:36.150 Ve işte, biz onu bu yüzden sevdik. 00:02:36.150 --> 00:02:38.853 Bunları yüksek sesle söyledi, kapalı kapılar ardında değil. 00:02:38.853 --> 00:02:43.624 Bizim adımıza, Amerika'yla savaştı. 00:02:43.624 --> 00:02:49.026 Ben, bir Müslüman olarak, beyaz adamın yeterince zeki olduğuna inanıyorum. 00:02:49.026 --> 00:02:53.689 Eğer kendisini, Siyahi insanların aslında nasıl hissettiğini fark ettirirsek, 00:02:53.689 --> 00:02:58.110 ve sürekli taviz vermemizi gerektiren, o eski tatlı dilli konuşmasından nasıl bıktığımızı bilse. 00:02:58.110 --> 00:03:00.903 Ama işleri zorlaştıran siz kendinizsiniz. 00:03:00.903 --> 00:03:03.922 Beyaz adam, siz o tatlı dilli konuşmaları sürdürdükçe, siz doğru söylüyorsunuz zannediyor. 00:03:03.922 --> 00:03:07.039 Çünkü o sizi buraya getirdiğinden beri, onunla tatlı dille konuşuyorsunuz. 00:03:07.039 --> 00:03:08.670 Tatlı dili bırakın! 00:03:08.670 --> 00:03:10.453 Ona nasıl hissettiğinizi söyleyin! 00:03:10.453 --> 00:03:23.652 Ona azarlanmaktan bıktığınızı söyleyin. Ona, eğer kendi evini kendisi temizlemeye hazır değilse, 00:03:23.652 --> 00:03:30.863 o zaman ev sahibi olmamasını söyleyin! [dinleyiciler: Evet, doğru!] O zaman o ev yansın, kül olsun... 00:03:30.863 --> 00:03:39.340 [alkışlar] 00:03:39.340 --> 00:03:51.162 [davul ve vokal eşliğinde Afrika müziği] 00:03:51.162 --> 00:03:56.916 Harlem'in bu sokak köşelerinde, bu yüzyılın büyük bir kısmında, Siyahi insanlar kültürlerini anmış 00:03:56.916 --> 00:04:02.114 ve Amerika'daki ırk konusunu tartışmışlardır. 00:04:02.114 --> 00:04:09.610 İşte, Malcolm burada, Harlem'in umuduna ve kızgınlığına ses veren sokak konuşmacılarına katılmıştır. 00:04:09.610 --> 00:04:20.294 Ben ulusalcılık dersi verdim ve bu demek ki ben, bu beyaz adamın ülkesinden dışarı çıkmak istiyorum çünkü ırklar arası 00:04:20.294 --> 00:04:23.738 birleşme hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. Siz hayatta olduğunuz sürece, asla 00:04:23.738 --> 00:04:29.470 beyaz adamın sistemine dahil olmayacaksınız. 00:04:29.470 --> 00:04:31.982 100. ve 25. caddelerin köşesi ile, Yedinci Bulvar, 00:04:31.982 --> 00:04:38.758 siyahi sokak konuşmacılarının eylem merkezi haline gelmişti. 00:04:38.758 --> 00:04:42.613 Malcolm buraya geldiğinde, onun kendine ait bir köşesi yoktu. [New York Şehri, devriye polisi] 00:04:42.613 --> 00:04:51.935 İşte o zaman, tabiri caizse, üssünü, Elder Michaux'nun kitapevi'nin önüne kurmuştu. 00:04:51.935 --> 00:05:09.314 Malcolm o küçük sahneye çıktığında, ilk dört beş dakika konuşamazdı. 00:05:09.314 --> 00:05:15.750 Dinleyenler ona öylesine bir tezahurat yaparlardı ki, 00:05:15.750 --> 00:05:20.425 o orada bekler, hakkı olan bu övgüyü kabul ederdi. 00:05:20.425 --> 00:05:24.518 İşte sonra konuşmaya başlardı. 00:05:24.518 --> 00:05:28.661 Bay Mohammed'in nefret öğretmeni olduğunu söylüyorlar, 00:05:28.661 --> 00:05:32.295 çünkü sizin uyuşturucudan ve alkolden nefret etmenize sebep oluyor. 00:05:32.295 --> 00:05:36.088 Bay Mohammed için, bir 'Siyahi Üstüncüsü' diyorlar, 00:05:36.088 --> 00:05:40.075 çünkü o size ve bana, bizim beyaz adam kadar iyi olduğumuzu değil, 00:05:40.075 --> 00:05:44.970 ondan daha iyi olduğumuzu, söylüyor. 00:05:44.970 --> 00:05:47.854 Evet, beyaz adamdan daha iyi. 00:05:47.854 --> 00:05:49.875 Sizler beyaz adamdan daha iyisiniz. 00:05:49.875 --> 00:05:51.905 Ve bu herhangi bir cümle değil. 00:05:51.905 --> 00:05:55.091 Bu, beyaz adamla eşit olduğumuzu söylemiyor yalnızca. 00:05:55.091 --> 00:05:57.585 O kim ki, biz onunla eşit olmaya çalışalım? 00:05:57.585 --> 00:05:59.136 Onun cildine bakın. 00:05:59.136 --> 00:06:01.626 Siz kendi cildinizi onunkiyle kıyaslayamazsınız. 00:06:01.626 --> 00:06:09.493 Sizinkisi, onunkinin yanında altın gibi kalır. 00:06:09.493 --> 00:06:13.417 Bizim, beyaz insanlara hayran olduğumuz bir zaman vardı. 00:06:13.417 --> 00:06:17.576 Onların güzel olduğunu düşünüyorduk, çünkü biz kördük, akılsızdık. 00:06:17.576 --> 00:06:19.716 Biz onları, oldukları gibi göremiyorduk. 00:06:19.716 --> 00:06:24.563 Ama sayın Elijah Muhammed geldi ve bize İslam dinini öğrettiği, 00:06:24.563 --> 00:06:28.808 bizi temizledi ve böylece biz kendi gözlerimizle 00:06:28.808 --> 00:06:33.532 o silik renkli şeyi, gerçekten olduğu gibi görebiliyoruz. 00:06:33.532 --> 00:06:40.960 Değersiz, silik bir şey olarak. 00:06:40.960 --> 00:06:43.997 Ben onu dinleyince, o toplantının hissi içimde kaldırdı. 00:06:43.997 --> 00:06:45.968 Onu bir kere dinlendiniz mi, [Harlem sakini] 00:06:45.968 --> 00:06:50.811 eskiden olduğunuz yere asla dönmezdiniz. 00:06:50.811 --> 00:06:56.654 Pozisyonunuzu değiştirmeseniz bile, en azından gözden geçirirdiniz. 00:06:56.654 --> 00:06:58.763 Biz, bizim şeytan olduğumuzu duymaya alışkın değildik. [Gazeteci] 00:06:58.763 --> 00:07:04.095 Ve bizim harika kuzey şehirlerimizde, aslında bizim de zulum uygulayıcılar olduğumuzu. 00:07:04.095 --> 00:07:09.210 O, sessiz bir grup siyahi insanı temsilen konuşuyordu 00:07:09.210 --> 00:07:18.524 ***** Ve işte bu savaş demekti. 00:07:18.524 --> 00:07:22.486 Sahneden indiğinde, ben de dinleyicilerin arasından sıyrıldım [Harlem aktivisti] 00:07:22.486 --> 00:07:27.095 ve ona doğru yürüdüm. Tabii ben ona yaklaştığımda, bodyguard'ları 00:07:27.095 --> 00:07:30.654 öne doğru atıldılar ama o, onları ittirdi. 00:07:30.654 --> 00:07:33.266 Onun karşısına dikildim ve elimi uzattım. 00:07:33.266 --> 00:07:41.742 Dedim ki: "Dediklerinin bir kısmı çok hoşuma gitti. Bütün söylediklerine katılmıyorum ama bir kısmını çok sevdim." 00:07:41.742 --> 00:07:45.609 O da bana baktı ve elimi kibarca tutarak, 00:07:45.609 --> 00:07:52.943 "Bir gün bana katılacaksın, Kızkardeşim. Bir gün katılacaksın." 00:07:52.943 --> 00:07:58.529 Mesajını netleştirmek için, Malcolm kendi hayatını, tüm Siyahi Amerikalılar'a örnek teşkil etmesi için kullandı. 00:07:58.529 --> 00:08:04.029 Hayatını hikayeleştirerek tavsiyelerde bulundu. 00:08:04.029 --> 00:08:07.264 Sonra, hayat hikayesini Alex Haley'le birlikte yazarken de, 00:08:07.264 --> 00:08:13.962 Hayatının, gelecekte nasıl yorumlanacağına ilişkin söz sahibi olmak istedi. 00:08:13.962 --> 00:08:19.027 Ben, onun kendinden bahsederken kullandığı bir tabirden çok etkilenmiştim. [otobiyografi yazarı] 00:08:19.027 --> 00:08:21.959 Derdi ki, "Ben karşılaştıklarımın hepsinin bir parçasından oluşmaktayım." 00:08:21.959 --> 00:08:27.945 Yani, hayatının erken yıllarında karşılaştığı şeyler, 00:08:27.945 --> 00:08:31.016 ona şu ya da bu şekilde bir beceri kazandırmıştır ve 00:08:31.016 --> 00:08:39.692 bu beceriler Malcolm'un kişiliğini oluşturarak, onun İslam halkı için bir temsilci olmasını sağlamıştır. 00:08:39.692 --> 00:08:41.432 Siz Omaha'da doğmuştunuz, değil mi? 00:08:41.432 --> 00:08:42.026 Evet, efendim. 00:08:42.026 --> 00:08:44.861 Sonra, siz bir yaşındayken aileniz Omaha'yı terk etmişti? 00:08:44.861 --> 00:08:46.477 Sanırım bir yaşındayken. 00:08:46.477 --> 00:08:47.746 Neden Omaha'dan ayrılmışlar? 00:08:47.746 --> 00:08:54.649 Benim anladığım kadarıyla, Klu Klux Klan, Omaha'daki evlerinden birini yakmış. 00:08:54.649 --> 00:08:55.605 Orada çok Klu Klux Klan aktivitesi varmış. 00:08:55.605 --> 00:08:57.585 Eminim, bu olay ailenizi çok mutsuz etmiştir. 00:08:57.585 --> 00:08:59.496 Mutsuz değilse de, güvensiz hissettirmiş. 00:08:59.496 --> 00:09:01.446 O halde, sizin şahsi olarak, önyargılı 00:09:01.446 --> 00:09:02.894 bir fikriniz olmalı. 00:09:02.894 --> 00:09:07.123 Yani, bu olaya, geniş, akademik bir bakış açısıyla bakamazsınız, değil mi? 00:09:07.123 --> 00:09:10.334 Ben buna katılmıyorum çünkü Omaha'da başımıza gelen o olaydan sonra, 00:09:10.334 --> 00:09:13.734 Lansing, Michigan'a taşındığımızda, evimiz tekrar yakıldı. 00:09:13.734 --> 00:09:15.942 Hatta, babamı Klu Klux Klan öldürdü. 00:09:15.942 --> 00:09:21.000 Ve, buna rağmen, kimsenin beyaz insanlarla benim kadar iç içe yaşadığını sanmıyorum. 00:09:21.000 --> 00:09:24.606 Kimsenin benim kadar, beyazların oluşturduğu toplumlarda benim gibi yaşadığını sanmıyorum. 00:09:24.606 --> 00:09:28.369 Biz, mahalledeki tek siyahi çocuklardık. [En büyük abisi] 00:09:28.369 --> 00:09:33.041 Bizim evin arkasında ormanlık bir alan vardı. 00:09:33.041 --> 00:09:36.620 Beyaz çocuklar bizim eve gelirler ve sonra da ormana oyun oynamaya giderdik. 00:09:36.620 --> 00:09:39.786 Malcolm derdi ki "Hadi, Robin Hood oynayalım". 00:09:39.786 --> 00:09:43.622 O zaman, Robin Hood oynamaya oraya giderdik. 00:09:43.622 --> 00:09:47.108 Ve Robin Hood, Malcolm'du. [kahkaha atar] 00:09:47.108 --> 00:09:53.154 Bu çocuklar da bunu kabul ederlerdi. 00:09:53.154 --> 00:09:59.038 Malcolm, Earl ve Louise Little çiftinin en açık tenli olduğunu söylemişti. 00:09:59.038 --> 00:10:09.705 Ve tenindeki açıklığın, annesinin annesine tecavüz eden beyaz adamı hatırlattığını söylemişti. 00:10:09.705 --> 00:10:15.291 1929'da, Malcolm dört yaşındayken, marangoz ve rahip olan babası, 00:10:15.291 --> 00:10:21.388 aileyi Lansing, Michigan'a taşımıştı. 00:10:21.388 --> 00:10:28.926 Lansing küçük bir şehirdi ve siyahiler şehrin batı tarafında yaşamaktalardı. 00:10:28.926 --> 00:10:34.992 Malcolm ve ailesi, şehrin dışında yaşamışlardı [çocukluk arkadaşı] 00:10:34.992 --> 00:10:40.046 ve yaklaşık iki hektarlık bir araziye küçük bir eve sahiptiler. 00:10:40.046 --> 00:10:46.244 Bu yüzden, bir çeşit çiftçi ailesi olarak görülüyorlardı. 00:10:46.244 --> 00:10:54.351 Little ailesi taşındıktan üç ay sonra, beyaz komşular onları evlerinden çıkarmak için yasal yollara başvurdular. 00:10:54.351 --> 00:10:59.784 Bölge hakimi, tarım bölgesinde, yalnızca beyaz insanların yaşayabileceği yönünde karar kıldı. 00:10:59.784 --> 00:11:06.701 Ancak Earl Little taşınmayı kabul etmedi. 00:11:06.701 --> 00:11:14.592 Michigan'daki Klu Klux Klan üyeliği, Mississipi'dekinin beş katı kadardı; 70.000 kişiydi. 00:11:14.592 --> 00:11:22.233 Malcolm'un ailesi için, husumet hayatlarının bir parçasıydı. 00:11:22.233 --> 00:11:30.330 Evde herkes uyuyordu sonra birden, kocaman bir "buum!" sesi duyduk. 00:11:30.330 --> 00:11:38.661 Uyandığımızda her yerde yangın vardı ve herkes duvarlara ve birbine çarpıyordu. 00:11:38.661 --> 00:11:42.224 Benim hatırlardığım annemin bize, 00:11:42.224 --> 00:11:48.122 "Kalkın, kalkın, kalkın, ev yanıyor, dışarı çıkın." Ben bu kadarını tamamen hatırlıyorum. 00:11:48.122 --> 00:11:51.492 Annemin bağırışlarını, babamın bağırışlarını duyuyordum. 00:11:51.492 --> 00:11:56.561 Hepimizin ayıldığından emin olup, bizi dışarı çıkardılar. 00:11:56.561 --> 00:12:02.846 Ev kül olmuştu. İtfaiye ya da herhangi bir yardım gelmemişti. Her şeyimiz tamamen yanmıştı. 00:12:02.846 --> 00:12:09.382 Malcolm'un babası Earl Little, yerel beyazları, evini yakmakla suçladı. 00:12:09.382 --> 00:12:17.748 Polis, Earl'ü suçladı ve onu sonra, kundakçılık şüphesiyle tutukladı. Hakkındaki suçlamalar sonra düşürüldü. 00:12:17.748 --> 00:12:22.681 Bizim büyüdüğümüz şehirde, bize "kendini beğenmiş zenciler" derlerdi, ya da 00:12:22.681 --> 00:12:27.162 " şehrin güneyinde yaşayan ukala zenciler" derlerdi. O zamanlar, eğer beyaz biri size "ukala zenci" derse, 00:12:27.162 --> 00:12:35.456 bu, " Salak olmadığı için, dikkat edilmesi gereken zenci" anlamına geliyordu. 00:12:35.456 --> 00:12:41.724 Babam bağımsız bir adamdı. Kimsenin onu beslemesini istemiyordu. 00:12:41.724 --> 00:12:46.778 Kendi yemeğini kendi üretmek istiyordu. Çocukları üzerinde kimse söz sahibi olsun, istemezdi. 00:12:46.778 --> 00:12:51.022 Söz onun olsun istiyordu ve söz sahibiydi de. O hep 00:12:51.022 --> 00:12:58.864 Marcus Garvey'in düşüncelerini tekrar ederdi. Siyahi insanların kendi hayatlarını düzenlemelerini 00:12:58.864 --> 00:13:04.334 ve kimseye sorun yaşatmadan, birbirleriyle işbirliği yapmalarını 00:13:04.334 --> 00:13:08.073 ve beraberce durumlarını düzeltmeye çalışmaları gerektiğini söylerdi. 00:13:08.073 --> 00:13:15.566 Ama o günlerde bunu bile yapsanız, hala sorun çıkarıyorsunuz, demekti. 00:13:15.566 --> 00:13:18.207 1920'lerde siyahi bir ulusalcı olan Marcus Garvey, 00:13:18.207 --> 00:13:25.965 siyahi Amerikalıların, beyaz toplumdan bağımsız olan bir ulus kurmalarını söylüyordu. 00:13:25.965 --> 00:13:35.575 Yüzbinlerce üyesi olan, Garvey'in, Birleşik Zenci Kalkınma Birliği (UNIA), Afrika ülkeleriyle daha yakın olmayı hedefliyordu. 00:13:35.575 --> 00:13:49.124 UNIA'nın kendi bayrağı vardı, kendi ulusal marşı vardı ve Afrika'da, kendi ülkesindeki ve yurt dışındaki zencileri kollamaya 00:13:49.124 --> 00:13:56.590 yemin etmiş bir ordusu vardı. ABD Federal Araştırma Bürosu, Garvey'i, " öncü Zenci eylemcilerden biri" olarak adlandırmıştı. 00:13:56.590 --> 00:14:04.514 Federal hükümet 1927'de onu ülke dışı ettiyse de, Malcolm'un ailesi, Garvey taraftarı olarak kalmışlardı. 00:14:04.514 --> 00:14:06.829 Earl, birliğe yeni üyeler katıyordu. 00:14:06.829 --> 00:14:13.004 Louise, Garvey gazetesi için yazılar yazıyordu. 00:14:13.004 --> 00:14:18.469 Bize "The Negro World" [Zenci Dünyası] isimli, Garvey gazetesini okuyan, annemdi. 00:14:18.469 --> 00:14:22.901 Ayrıca, bizimle bağımsız olmamız konusunda konuşan da oydu. 00:14:22.901 --> 00:14:28.808 Bizim kendimizi 'Zenci' ya da 'Nigger' olarak adlandırmamamızı, 00:14:28.808 --> 00:14:33.260 bizlerin siyahi olduğunu ve kendimizi 'siyahi' olarak adlandırmamızdan gurur duymamız gerektiğini, söylerdi. 00:14:33.260 --> 00:14:34.807 Sizin gerçek isminiz nedir? 00:14:34.807 --> 00:14:36.734 Malcolm. Malcolm X. 00:14:36.734 --> 00:14:38.137 Bu sizin yasal isminiz mi? 00:14:38.137 --> 00:14:40.150 Benim bildiğim kadarıyla, yasal ismim. 00:14:40.150 --> 00:14:42.907 Bana, babanızın soyadını söyleyebilir misiniz? 00:14:42.907 --> 00:14:44.898 Babam kendi soyadını bilmiyordu. 00:14:44.898 --> 00:14:50.930 Babam soyadını dedesinden almış, dedesi de kendi dedesinden, o da bunu kölelik ettiği efendisinden almış. 00:14:50.930 --> 00:14:53.404 Bizim kendi isimlerimiz yok edilmiş. 00:14:53.404 --> 00:14:54.290 Peki, kölelik esnasında, 00:14:54.290 --> 00:14:55.544 herhangi bir soyadınız var mıymış? 00:14:55.544 --> 00:15:03.710 Aile kütüğünüzün herhangi bir yerinde kullanılan bir soyad var mıydı, ve varsa bu neydi? 00:15:03.710 --> 00:15:05.846 Benim atalarımın soyadları, 00:15:05.846 --> 00:15:06.405 Evet? 00:15:06.405 --> 00:15:09.910 onlar Amerika'ya getirilip, köle yapıldıklarında, onlardan alınmış. 00:15:09.910 --> 00:15:16.284 Ve sonra onlara efendilik eden kişinin soyadları onlara verilmiş. İşte biz bu ismi reddediyoruz ve ... 00:15:16.284 --> 00:15:22.356 Yani, siz bana babanızın kabul edilen soyadını söylemeyeceğinizi mi söylüyorsunuz? 00:15:22.356 --> 00:15:29.054 Ben bu adı hiç bir şekilde benimsemiyorum. 00:15:29.054 --> 00:15:32.442 Eylül, 1931 00:15:32.442 --> 00:15:38.990 Annesi bir gün sezgileriyle kötü bir şey olacağını sezdiğinde, Malcolm altı yaşındaydı. 00:15:38.990 --> 00:15:42.699 Evdeydik ve akşam yemeğimizi yemiştik. 00:15:42.699 --> 00:15:46.683 Annem Wesley'i, en küçük kardeşimi tutuyordu. 00:15:46.683 --> 00:15:50.698 Sanırım onu emziriyordu çünkü masadaydı. Ve bebek 00:15:50.698 --> 00:15:52.689 kucağında, masada uyuyakalmıştı. 00:15:52.689 --> 00:15:57.864 Sonra babam kalktı, yatak odasına gidip elini yüzünü yıkadı. Şehre gidip, para alacaktı. 00:15:57.864 --> 00:16:02.463 Annem o zaman uyandı ve dedi ki: "Earl, Earl. Şehir merkezine gitme." 00:16:02.463 --> 00:16:06.332 Ve şöyle devam etti "Eğer gidersen, geri gelmezsin." 00:16:06.332 --> 00:16:12.617 O gece saat 11 sularında, Earl Little, Lansing şehrinin kuytu bir yerinde, 00:16:12.617 --> 00:16:18.716 vücudu tramvay tekerlekleri tarafından neredeyse ikiye kesilmiş olarak bulundu. 00:16:18.716 --> 00:16:23.684 Polis, Earl Little'ın ölümünün bir kaza olduğunu söyledi. 00:16:23.684 --> 00:16:29.531 Bu mesele o zaman netliğe kavuşmamıştı. 00:16:29.531 --> 00:16:42.463 Earl Little'ın tramvay kazası geçirdiği değil de, tramvayın altına ittirildiğine inanılıyordu. 00:16:42.463 --> 00:16:43.983 Doğrusu, 00:16:43.983 --> 00:16:47.298 ben insanların tam da böyle dediklerini hatırlıyorum. 00:16:47.298 --> 00:16:53.254 O, tramvayın tekerlekleri altına ittirilmişti. 00:16:53.254 --> 00:16:55.485 Babamın ölümü, ailede 00:16:55.485 --> 00:16:57.574 büyük bir şok yarattı. 00:16:57.574 --> 00:16:59.220 Çünkü o güçtü. 00:16:59.220 --> 00:17:00.554 O kuvvetti. 00:17:00.554 --> 00:17:01.673 Biz bir düzen içindeydik; 00:17:01.673 --> 00:17:02.906 ailemizin belirli bir yapısı vardı. 00:17:02.906 --> 00:17:04.333 Okuldan çıkınca, 00:17:04.333 --> 00:17:07.124 ben, erkek kardeşlerim, kız kardeşlerim 00:17:07.124 --> 00:17:08.883 hemen eve gelir ve işe koyulurduk. 00:17:08.883 --> 00:17:11.640 Bahçede çalışırdık, tavuk kulübesini temizlerdik ve akşama hazırlık yapardık. 00:17:11.640 --> 00:17:13.438 Sonra da sabah kalkar, yine aynı şeyleri yapardık. 00:17:13.438 --> 00:17:15.279 Suyu pompalar, eve getirirdik. 00:17:15.279 --> 00:17:17.381 İşte bütün bunları Babam hayattayken yapardık. 00:17:17.381 --> 00:17:21.888 Çünkü yapmazsak, kırbaçlanırdık. 00:17:21.888 --> 00:17:24.687 Bu yüzden disiplinliydik. 00:17:24.687 --> 00:17:28.203 Ama babam öldürüldükten sonra, 00:17:28.203 --> 00:17:33.187 annem benim ya da Malcolm'un koştuğu kadar hızlı koşamadığı için, 00:17:33.187 --> 00:17:35.678 bizler, babam hayatta olsaydı yanımıza kar kalmayacak 00:17:35.678 --> 00:17:38.078 bir çok şey yapma fırsatı bulduk. 00:17:38.078 --> 00:17:43.364 Yani gittikçe gevşedik. 00:17:43.364 --> 00:17:48.975 Louise Little, Büyük Buhran sırasında yedi çocuğunu yetiştirirken çok zorluk çekti. 00:17:48.975 --> 00:17:53.180 Hiç bir geliri yoktu. [en küçük kız kardeş] 00:17:53.180 --> 00:17:55.018 Ara sıra iş sahibi olurdu. 00:17:55.018 --> 00:17:57.045 Çok gururlu bir kadındı. 00:17:57.045 --> 00:17:58.353 Büyük gurura sahipti. 00:17:58.353 --> 00:18:02.835 Bazen bir şeyler satardı. İnsanlara eldiven örerdi. 00:18:02.835 --> 00:18:07.501 Yalnızca devlet yardımına muhtaç olmamak için, bir çok ek iş yapardı. 00:18:07.501 --> 00:18:11.138 Ona, ne yapıp, ne yapamayacağını söylemelerinden nefret ederdi. 00:18:11.138 --> 00:18:16.379 İşte, onu en çok mahveden şeylerden biri buydu. 00:18:16.379 --> 00:18:22.438 Zaman içinde, onun eriyip gittiğini görüyordunuz. 00:18:22.438 --> 00:18:26.799 [hüzünlü caz müzik] 00:18:26.799 --> 00:18:30.381 Malcolm ergenliğe girme yolundayken, yedi yıl boyunca, 00:18:30.381 --> 00:18:35.109 annesi ailesinden gittikçe daha da uzaklaştı. 00:18:35.109 --> 00:18:38.619 1938 senesinde, Noel'den iki gün önce, 00:18:38.619 --> 00:18:48.529 Louise Little paranoya teşhisiyle Kalamazoo Devlet Hastanesi'ne gönderildi. 00:18:48.529 --> 00:18:52.229 Bir gün okuldan geldim ve annem yoktu. 00:18:52.229 --> 00:18:58.304 Evin boş olduğunu hiç hatırlamıyorum çünkü annem bizi hiç terk etmemişti. 00:18:58.304 --> 00:19:01.472 Ve her gün, onun yokluğunun acısını hissettim. 00:19:01.472 --> 00:19:04.208 Başta, yalnızca bir kaç hafta olacaktı. 00:19:04.208 --> 00:19:05.187 Öyle sanmıştık. 00:19:05.187 --> 00:19:08.393 İyileşip, eve geri gelecekti. 00:19:08.393 --> 00:19:12.848 Ama bu durum senelere döndü. 00:19:12.848 --> 00:19:20.830 Louise Little, bundan sonraki 26 sene boyunca, Kalamazoo'da kaldı. 00:19:20.830 --> 00:19:25.620 13 yaşındaki Malcolm, mahkeme kararıyla ailesinin parçalandığına şahit oldu. 00:19:25.620 --> 00:19:29.888 Küçük çocuklar Lansing'teki koruyucu ailelere verildi. 00:19:29.888 --> 00:19:38.257 Malcolm da 10 mil ötedeki bir beyaz mahalleye gönderildi. 00:19:38.257 --> 00:19:39.838 Geçmişte, beyaz adamın sahip olduğu 00:19:39.838 --> 00:19:45.140 en önemli silah, parçalayıp, fethetmek, olmuştur. 00:19:45.140 --> 00:19:49.617 Eğer ben elimi alıp, size tokat atarsam, 00:19:49.617 --> 00:19:51.068 bunu hissetmesiniz bile. 00:19:51.068 --> 00:19:55.991 Parmaklarım ayrı olduğundan, yalnızca birazcık canınız yanar. 00:19:55.991 --> 00:20:03.662 Ama size gününüzü göstermek için yapmak gereken yer, alıp bu parmakları birleştirmektir. [elini yumruk yapar] 00:20:03.662 --> 00:20:08.128 O, Michigan'da, sekizinci sınıf öğrencisiyken, 00:20:08.128 --> 00:20:12.892 sanırım sınıfındaki tek siyahi öğrenciydi ve okulundaki nadir siyahi öğrencilerden biriydi ve 00:20:12.892 --> 00:20:16.625 tüm 'A' olan, harika bir öğrenciydi. [Biyografi yazarı] 00:20:16.625 --> 00:20:17.181 Yani, o 00:20:17.181 --> 00:20:19.599 sekizinci sınıftaki arkadaşlarının tümünün beyaz olmasına rağmen 00:20:19.599 --> 00:20:22.405 sınıf başkanı bile olmuştu. 00:20:22.405 --> 00:20:26.194 Bunları başarabilmesi için, epey olağanüstü olması gerekmekteydi. 00:20:26.194 --> 00:20:33.159 Sonra tabii, okulu terk edip, Roxbory, Massachusetts'e giden ve 00:20:33.159 --> 00:20:39.480 tabiri caizse, 'dolandırıcılık'la ilk tanışmasını yaşayan kişi de yine Malcolm'du. 00:20:39.480 --> 00:21:04.562 [neşeli caz müzik] 00:21:04.562 --> 00:21:09.466 Ben o zamanlarda, Roxbury'de kendimi 'küçük dolandırıcı' olarak adlandırırdım. 00:21:09.466 --> 00:21:11.685 Ve işte o zamanlarda, 00:21:11.685 --> 00:21:17.202 Malcolm X Boston'a gelmişti ve üzerinde çok havalı bir takım elbise vardı, geniş kenarlı bir şapkası vardı ve 00:21:17.202 --> 00:21:21.983 dizlerine kadar gelen bir mont ve bileklerine kadar gelen bir zincir takmıştı. 00:21:21.983 --> 00:21:31.864 Ben öyle bir giysiyi en son, Cab Callowy sahnede gösteri yaparken görmüştüm. 00:21:31.864 --> 00:21:33.676 Şimdi, Malcolm Lansing'ten ayrıldığında, 00:21:33.676 --> 00:21:36.186 üzerinde sade, eski bir takım elbise vardı. 00:21:36.186 --> 00:21:37.069 Benim deyimimle, 00:21:37.069 --> 00:21:38.865 "beyaz adam takımı". 00:21:38.865 --> 00:21:41.168 Ama Boston'dan döndüğünde, aman Yarabbi, 00:21:41.168 --> 00:21:44.567 Malcolm'un üzerinde afilli bir takım elbise, geniş kenarlı bir şapka 00:21:44.567 --> 00:21:47.065 ve ta ceketinin yakasından aşağı sarkan bir zinciri vardı. 00:21:47.065 --> 00:21:49.666 Tüm mahalle onu konuşuyordu. 00:21:49.666 --> 00:21:53.402 Herkes Malcolm'dan bahsediyordu. 00:21:53.402 --> 00:21:57.647 [dans müziği] 00:21:57.647 --> 00:22:01.226 İşte o yerde dansederken, havada süzülürken, 00:22:01.226 --> 00:22:04.094 giydiği o pantalonlar da, balon gibi havada süzülüyordu. 00:22:04.094 --> 00:22:07.006 Bir de o montunu giydi mi, kanat gibi oluyordu. 00:22:07.006 --> 00:22:11.762 O kocaman şapkasıyla ve sallanan zinciriyle, dans ediyordu, oradan oraya uçuyordu. 00:22:11.762 --> 00:22:11.763 Ve işte kızlar ona deli oluyorlardı. 00:22:11.763 --> 00:22:11.763 [neşeli müzik ve vokal] 00:22:28.634 --> 00:22:29.815 Boston'da ona, "New York Red" [New Yorklu Kırmızı] diyorlardı. 00:22:29.815 --> 00:22:31.856 New York'ta ise, ona "Detroid Red" [Detroitli Kırmızı] diyorlardı. 00:22:31.856 --> 00:22:34.512 Saçını hep düzleştirirdi. 00:22:34.512 --> 00:22:38.334 Saçı kızıl renkliydi ve onun Billie Holiday'le ve zamanında 00:22:38.334 --> 00:22:46.367 siyahi dünyada ünlü olmaya başlamış bir çok kişiyle fotoğrafları vardı. 00:22:46.367 --> 00:22:54.704 Malcolm, Boston, New York ve Washington D.C. arasında hizmet veren New Haven Demiryolu'da, mutfak görevlisi olarak 00:22:54.704 --> 00:23:06.228 çalışıyordu. 1942'de Harlem'e taşındı ve 17 yaşındayken, sabaha kadar açık olan kulüplerde ve dolandırıcılık yapan insanlarla takılmaya başladı. 00:23:06.228 --> 00:23:08.522 Sonunda öyle bir noktaya geldi ki, şöyle dedi: 00:23:08.522 --> 00:23:15.815 " Kapıcılık yaparak, trenlerde sandviç satarak ve ayakkabı cilalayarak, bu hayatta başarılı olamazsınız." 00:23:15.815 --> 00:23:18.176 "Bir yerlere gelemezsiniz." 00:23:18.176 --> 00:23:22.878 O, dolandırıcı olarak tanınıyordu. Evet sokak adamıydı, 00:23:22.878 --> 00:23:25.012 ama dolandırıcı değildi. 00:23:25.012 --> 00:23:28.070 Evet düzenbazdı, evet, üçkağıtçıydı. 00:23:28.070 --> 00:23:30.741 Ona bu konuda yetenekli olduğunu söylüyorlardı. 00:23:30.741 --> 00:23:34.109 Geceleri beyaz adamlar gelip de siyahi kadınlarla beraber olmak istediğinde, 00:23:34.109 --> 00:23:35.463 o, onlara kadın ayarlıyordu. 00:23:35.463 --> 00:23:38.087 Eğer kaçak viski arıyorlarsa, o nereden bulunur, biliyordu. 00:23:38.087 --> 00:23:41.089 Eğer uyuşturucu arıyorlarsa, o, nereden bulunur biliyordu. 00:23:41.089 --> 00:23:45.954 O insanların neye ihtiyaçları olduğunu öğrenmeyi beceriyordu ve sonra da bir yerlerden getiriyordu. 00:23:45.954 --> 00:23:49.423 Bu işlerin ortasına düşerek, kar yapabiliyordu. 00:23:49.423 --> 00:23:53.124 Ve işte böylece başladı. 00:23:53.124 --> 00:23:54.621 O zamana baktığında, Malcolm 00:23:54.621 --> 00:23:57.794 kendisini üç şeyin endişelendirdiğini söylemişti: 00:23:57.794 --> 00:24:02.863 hapishane, iş durumu ve askeriye. 00:24:02.863 --> 00:24:04.724 2. Dünya Savaşı'na katılmamak için, 00:24:04.724 --> 00:24:10.840 askerlik kuruluna, siyahi askerleri, beyazları öldürmek için organize edeceğini söylemişti. 00:24:10.840 --> 00:24:17.939 Böylece askeriye için uygunsuz bulunmuştu. 00:24:17.939 --> 00:24:22.117 Malcolm'un kumar ve uyuşturucu alışkanlıkları ve Harlem'deki gece hayatı pahalıydı. 00:24:22.117 --> 00:24:26.560 O zamana kadar, basit suçlardan ötürü iki kez tutuklanmıştı. 00:24:26.560 --> 00:24:29.589 1945 senesinde Boston'a geri taşındığında, 00:24:29.589 --> 00:24:34.368 ileri gelen ailelerin evlerini soymak amacıyla, bir çete kurdu. 00:24:34.368 --> 00:24:37.969 Çetenin diğer üyeleri arasında, arkadaşı Malcolm Jarvis, 00:24:37.969 --> 00:24:42.848 beyaz kız arkadaşı Bea ve iki beyaz kadın daha vardı. 00:24:42.848 --> 00:24:47.204 Kızlardan biri, bir ailenin senenin o kısmında, Florida'da olacaklarını biliyordu, 00:24:47.204 --> 00:24:48.086 yani evde kimse olmayacaktı. 00:24:48.086 --> 00:24:52.649 O zaman biz de o eve girdik ve değerli eşyaları alacaktık. 00:24:52.649 --> 00:24:54.929 Malcolm da eşyaları alıp, tefeciye götürecekti, sonra da parayı 00:24:54.929 --> 00:24:56.589 kumar alışkanlığı için kullanacaktı. 00:24:56.589 --> 00:25:00.000 Bu soygundan iki hafta sonra, 00:25:00.000 --> 00:25:02.443 bu durum ortaya çıktı. Çünkü Malcolm çalmış olduğu, binlerce Dolar 00:25:02.443 --> 00:25:07.112 değerindeki bir saati tefeciye götürmüştü ve 00:25:07.112 --> 00:25:13.170 işte o zaman üç polis tarafından tutuklandı. 00:25:13.170 --> 00:25:19.034 Malcolm Little, Malcolm Jarvis ve üç kadın, haneye tecavüzle suçlanmışlardı. 00:25:19.034 --> 00:25:22.189 İki siyahi adamın, beyaz kadınlarla olması, 00:25:22.189 --> 00:25:25.107 mahkeme salonunda sorun çıkarmıştı. 00:25:25.107 --> 00:25:32.351 Malcolm iki beyaz kadınla birlikteydi ve işte bu davayı böyle önemli kılan, 00:25:32.351 --> 00:25:36.007 böyle şoke edici kılan, bu olmuştu. 00:25:36.007 --> 00:25:42.396 Kadınlar, Malcolm'un onları zorla hırsızlık yaptırdığı yönünde ifade verdiler. 00:25:42.396 --> 00:25:49.519 İki adam, bu tür suçlar için verilen en büyük cezayı aldılar: eyalet hapishanesinde sekiz ila on yıl. 00:25:49.519 --> 00:25:53.694 Hükmü verdiklerinde, ben aklımı yitirdim. 00:25:53.694 --> 00:25:58.140 Kafesin demirlerini yakaladım ve sallamaya başladım. Neredeyse demirleri yerinden çıkaracaktım. 00:25:58.140 --> 00:26:00.161 Sonra hakime bağırarak dedim ki, 00:26:00.161 --> 00:26:03.675 " Beni on yıl hapise atacağınıza, öldürün daha iyi!" 00:26:03.675 --> 00:26:09.100 Ben o 'deli zenci' dedikleri türdendim. [yarı kız kardeş] 00:26:09.100 --> 00:26:11.307 Gördüklerimin gerçek olduğunu biliyordum. 00:26:11.307 --> 00:26:12.895 Ve hiç de komik olmadığını düşünüyordum. 00:26:12.895 --> 00:26:22.947 Onlar güldüklerinde, içlerinden "Bakın zenciye ne yaptık" dediklerini biliyordum. 00:26:22.947 --> 00:26:30.138 Sonra bir de utanmadan, kızlara, bizim onlara tecavüz ettiğimiz gerekçesiyle, 00:26:30.138 --> 00:26:36.421 şikayetçi olmalarını istediler. Kızlar, bunu yapmadılar. 00:26:36.421 --> 00:26:41.654 Malcom Little yirmi yaşındaydı ve eyalet hapishanesinde sekiz ila on yıl geçirmekle karşı karşıyaydı. 00:26:41.654 --> 00:26:47.324 Anne babasının öğütlediği Garvey gururundan ve bağımsızlığından çok uzaktaydı. 00:26:47.324 --> 00:26:56.346 Şimdi o, 22843 numaralı mahkumdu. 00:26:56.346 --> 00:27:01.696 Bir kereliğine suçlu olmakta utanacak bir şey yok. 00:27:01.696 --> 00:27:05.816 Suçlu kalmaksa, utanç vericidir. 00:27:05.816 --> 00:27:10.333 Ben de önceden suçluydum. Ben de önceden hapishanede kaldım. 00:27:10.333 --> 00:27:15.243 Ben bundan utanmıyorum. Beni bununla alt etmeye kalkışan, 00:27:15.243 --> 00:27:19.423 yanılıyordur. Ben bu konuda rahatım. 00:27:19.423 --> 00:27:26.560 [tezahurat ve alkış] 00:27:26.560 --> 00:27:32.129 Onlar, İsa'yı da isyan çıkartıyor diye suçlamışlardı. Öyle değil mi? 00:27:32.129 --> 00:27:40.864 Onun, Sezar'a karşı olduğunu söylüyorlardı. O, havarilerine şöyle dediği için, onun ayrımcı olduğunu iddia ettiler: 00:27:40.864 --> 00:27:49.453 "Roma vatandaşlarına değil, kaybolmuş koyunlara gidin. Kim olduğunu bilmeyen insanlara gidin. 00:27:49.453 --> 00:27:55.220 Kendi yurdu olmayan bir yerde yabancılık çeken ve kendini tanımayan insanlara gidin. İşte bu insanlara gidin. 00:27:55.220 --> 00:28:04.843 Kölelere gidin. İkinci sınıf vatandaşlara gidin. Sezar'ın gaddarlığı altında ezilen insanlara gidin." 00:28:04.843 --> 00:28:11.725 Ve eğer İsa bugün Amerika'da olsaydı, o beyaz adama gitmezdi. Beyaz adam zulmedendir. 00:28:11.725 --> 00:28:17.449 O, ezilenlere giderdi. Alçak gönüllülere giderdi. Boynu büküklere giderdi. 00:28:17.449 --> 00:28:20.473 Toplumdan dışlanmışlara ve hor görülenlere giderdi. 00:28:20.473 --> 00:28:35.042 İşte, 'Amerikalı zenci' olarak tanınanlara giderdi. [Hapishane, 1946] 00:28:35.042 --> 00:28:43.170 Hapishane duvarlarının ardında, Malcolm kumar oyunları düzenledi, uyuşturucu alışkanlığını sürdürdü ve Tanrı'nın 00:28:43.170 --> 00:28:47.138 var olmadığına dair tartışmalara girdi. Hücre bloğundakiler ona, 'Şeytan' demeye başladılar. Bir yandan da, 00:28:47.138 --> 00:28:56.405 ondan büyük bir siyahi mahkumun cesaretlendirmesiyle, Malcolm okumaya ve İngilizce dersi almaya başladı. 00:28:56.405 --> 00:29:06.945 Malcolm hapishane hayatını detaylıca tarif ettiğinde, gerçekten yalnız ve kısıtlı hissettiğini söylüyordu. 00:29:06.945 --> 00:29:12.654 Ama bolca okumayı planladığını söylemişti ve bolca yazı 00:29:12.654 --> 00:29:14.426 da yazdı. 00:29:14.426 --> 00:29:20.799 Bana her hafta mektup yazdığı olurdu. 00:29:20.799 --> 00:29:26.051 Hapishanedeki ikinci senesinde, erkek ve kız kardeşleri ona mektuplarında, 00:29:26.051 --> 00:29:29.330 'siyahi adamın doğal dini' olarak adlandırdıkları dinden bahsetmeye başladılar. 00:29:29.330 --> 00:29:35.808 Siyahi insanların ilk insanlar olduğunu, Tanrı'nın da siyahi olduğunu 00:29:35.808 --> 00:29:38.596 ve Allah adıyla çağrıldığını söylediler. 00:29:38.596 --> 00:29:43.432 Malcolm'a, artık İslam Ulus'unun bir parçası olduklarını ve Allah'ın elçisi 00:29:43.432 --> 00:29:49.172 Adil Muhamed'in, takipçileri olduğunu anlattılar. 00:29:49.172 --> 00:29:58.522 [İslam Ulusu Lideri] Bence İslam, bizim Amerika'daki insanlarımız için en iyi dinlerden biri. 'Amerikalı zenci' 00:29:58.522 --> 00:30:12.679 olarak bilinen grubun tamamen tekrar eğitilmesi gerekiyor ve İslam onlara bu yetkiyi veriyor. Onlar siyahi olmaktan ötürü 00:30:12.679 --> 00:30:18.749 gurur duyabilirler ve utanç duymaktan vazgeçebilirler. 00:30:18.749 --> 00:30:25.953 Ben Müslüman harekete 1947'de dahil oldum ve 00:30:25.953 --> 00:30:29.787 sonra erkek ve kız kardeşlerimi de dahil etmeye başladım. 00:30:29.787 --> 00:30:34.974 Biz zaten Marcus Garvey'in felsefesiyle eğitilmiştik, bu yüzden 00:30:34.974 --> 00:30:39.043 bizim siyahi olmaktan ötürü gurur duymamıza ilişkin olarak 00:30:39.043 --> 00:30:40.621 bizi ikna etmeleri gerekmiyordu. 00:30:40.621 --> 00:30:43.987 Biz zaten dahil olduğumuzda, bununla gurur duyuyorduk. 00:30:43.987 --> 00:30:47.373 Sonra ben Malcolm'a yazdım ve ona dedim ki, 00:30:47.373 --> 00:30:54.109 eğer Allah'a inanacak olursa, Allah onu hapisten çıkaracaktır. İşte bu kadar yazdım 00:30:54.109 --> 00:31:01.061 çünkü Malcolm'un dine karşı çok az hoşgörü beslediğini biliyordum ve işte o az hoşgörüyü de kaybetmek istemedim. 00:31:01.061 --> 00:31:05.752 Malcolm'un erkek ve kızkardeşleri, genç mahkuma, Amerika'daki siyahi insanların 00:31:05.752 --> 00:31:11.545 kaybolmuş bir soya ait olduklarını ve yakın zaman sonra, çilelerinden kurtulacaklarını, yazmışlardı. 00:31:11.545 --> 00:31:17.888 Ayrıca Elijah Mohammed'e göre, beyaz insanların iblis soyundan olduğunu ve onların bu dünyadaki hükümdarlıklarının 00:31:17.888 --> 00:31:21.371 yakın zaman sonra sona ereceğini, anlatmışlardı. 00:31:21.371 --> 00:31:27.778 Başta, Malcolm duyduklarını çok sevdi ancak bir kısmını anlayamıyordu. Anlayamadığı kısım, 00:31:27.778 --> 00:31:31.258 beyaz adamın şeytan olmasıydı. 00:31:31.258 --> 00:31:33.874 Malcolm Elijah Mohammad'e yazdı. Elijah Mohammed de, 00:31:33.874 --> 00:31:38.692 onu yanıtladı ve yanıtında, kutsal kitaptan alıntı yaptı. 00:31:38.692 --> 00:31:46.984 Ve sonra ona anahtarı verdi. Ona dedi ki " İncil bu dünyada 00:31:46.984 --> 00:31:48.392 olan her şeyi anlatan kitaptır." 00:31:48.392 --> 00:31:53.875 Yani, cehenneme gitmeniz için ölmek gerekmiyor. Hayattayken de cehennemi yaşayabilirsiniz. Ve size bunu yaşatan da 00:31:53.875 --> 00:32:01.359 beyaz adamdır. Doğrusu, beyaz adamın tarih boyunca 00:32:01.359 --> 00:32:05.383 yaptıklarına bakarsanız, bu çok ikna edici bir öğreti. 00:32:05.383 --> 00:32:13.663 Malcolm tarih, felsefe ve din konusunda okumaya başladı. W.E.B. Du Bois'yı, Shakespeare'i, Sokrat'ı, 00:32:13.663 --> 00:32:21.889 Ezop hikayelerini ve Gandi ve Nat Turner'in hayat hikayelerini okudu. 00:32:21.889 --> 00:32:29.609 Ayrıca, beyaz Hristiyanların, siyahi Hristiyanları linç ettiklerini ve beyaz Hristiyanların, Hristiyan olmalarına rağmen 00:32:29.609 --> 00:32:33.499 köle ticaretiyle uğraştıklarını öğrendi. 00:32:33.499 --> 00:32:40.123 Malcolm bunları okuyunca ve tarih üzerine araştırma yapınca, eğer bu dünyada gerçekten Şeytan varsa, 00:32:40.123 --> 00:32:50.200 bunun beyaz adam olduğunu kanıtlamaya karar verdi. 00:32:50.200 --> 00:33:00.324 Elijah Mohamad, Malcolm'a, kendini Allah'a teslim etmesini söyledi. Ancak Malcolm için, teslimiyet her zaman zor olmuştu. 00:33:00.324 --> 00:33:11.387 Dua etmek üzere yere çökmesi, bir haftasını aldı. 00:33:11.387 --> 00:33:17.629 Sonra, Elijah Mohammed'in öğretisini yaymak için, Malcolm hapishane müzakere takımına katıldı ve 00:33:17.629 --> 00:33:22.846 Harvard ve MIT gibi, ziyaretçi üniversite takımlarıyla müzakere yaptılar. 00:33:22.846 --> 00:33:25.910 İşte Malcolm'un adı ve ünü, o zaman mahkumlar arasında duyulmaya 00:33:25.910 --> 00:33:28.664 başlamıştı. İşte,o zaman mahkumlar, müzakereyi öğreten derslere 00:33:28.664 --> 00:33:31.905 katılmaya başladılar. 00:33:31.905 --> 00:33:36.330 Bu mahkumların çoğu, sırf meraktan, onu dinlemek için müzakereleri izlemeye başladılar. 00:33:36.330 --> 00:33:43.810 1950'de, Malcolm valiye bir mektup yazarak, cezaevinde Müslüman olarak ibadet etme hakkı talep etti. 00:33:43.810 --> 00:33:53.458 Yazdığı mektuplar, sonra FBI dosyalarına karışacaktı. FBI, 1930'ların son yıllarından itibaren, İslam Ulusu'nu 00:33:53.458 --> 00:34:02.554 yakından takip etmekteydi. Malcolm, sorun çıkaran biri olarak görüldüğünden, şartlı erken tahliye hakkını kaybetmişti. 00:34:02.554 --> 00:34:09.667 O, o sırada tahliye için uygun değildi, çünkü toplum içinde bir tehdit oluşturuyordu. 00:34:09.667 --> 00:34:16.810 Onun tehlikeli olduğunu düşünüyorlardı; bilgi sahibi ve din bilgisi sahibi olduğunu düşünüyorlardı. Bin elmalık bir fıçıdaki 00:34:16.810 --> 00:34:22.600 çürük elma gibiydi. Diğer elmaları da çürütecekti. 00:34:22.600 --> 00:34:33.250 7 Ağustos 1952'de, cezaevinde altı buçuk sene kaldıktan sonra, Malcolm tahliye edilmişti. Bundan bir ay sonra, 00:34:33.250 --> 00:34:41.781 İslam Ulusu'na kabul oldu. Malcolm Little artık, Malcolm X'ti. 00:34:41.781 --> 00:34:45.265 Müslüman hareketine nasıl katıldınız? 00:34:45.265 --> 00:34:54.536 Ben cezaevindeydim. Sayın Elijah Mohammed'in öğretisini duyana kadar, asi, geri kafalı, eğitimsiz 00:34:54.536 --> 00:35:01.121 ve suçlulara ilişkin düşünebileceğiniz tüm kötü sıfatlara sahip bir suçluydum. Ve işte bu öğretiyle, ilk defa 00:35:01.121 --> 00:35:08.334 içimde kendini düzene sokma ve rehabilite etme arzusunu hissettim. Ayrıca, bu öğretinin 00:35:08.334 --> 00:35:15.440 diğer insanların üzerinde yarattığı etki de, onu kabullenmeme sebep oldu. Ve sayın Elijah Mohammed'in öğretilerini 00:35:15.440 --> 00:35:21.363 dinledikten sonra farkettim ki, bunlar beni birden ırkımla gurur duymaya ve onur duymaya sevk etti; 00:35:21.363 --> 00:35:28.250 ben artık toplumda bir yere sahip olmak istiyordum, kendimi gerçekleştirmek istiyordum ve beyaz adama, 00:35:28.250 --> 00:35:35.328 sahip olduklarının bir kısmı için dilenmekle bir yere gelinmeyeceğini biliyordum. 00:35:35.328 --> 00:35:47.570 Benim Malcolm'u ilk görüşüm, babamın, Elijah Mohammed'in evine geldiğindeydi, diye hatırlıyorum. Ben ince, uzun, kırmızı 00:35:47.570 --> 00:35:54.574 yüzlü, genç bir adam görmüştüm. Eğer onunla tanışıyorsanız, ondan ilk alacağınız şey bir gülümsemeydi. 00:35:54.574 --> 00:35:58.000 Babam, "bu Wallace" dedi, ben de gülümsedim. 00:35:58.000 --> 00:36:05.262 Ben onu görmekten ötürü mutluydum çünkü ondan bahsedildiğini duymuştu ve o " Elçi'nin oğlu, Elçi'nin oğlu!" demişti. 00:36:05.262 --> 00:36:12.009 Elçi onu o kadar heyecanlandırıyordu ki, beni görmesi, Wallace'ı gördüğü anlamına değil, 00:36:12.009 --> 00:36:14.584 'Elçi'nin oğlunu' gördüğü anlamına geliyordu. 00:36:14.584 --> 00:36:20.067 Malcolm tahliye olduğunda, çok alevliydi. Doğru zamanda, doğru yerdeydi ve öğretiyi yaymaya hazırdı. 00:36:20.067 --> 00:36:28.442 Detroit'e geldiğinde, böylesine güçlü olduğunu düşündüğü bu öğretiyi, böylesine az insanın benimsediğini görünce çok şaşırdı. 00:36:28.442 --> 00:36:34.742 Ve dedi ki " Siz buradayken, bu kadar çok boş sandalye olmasına şaşırıyorum. Siz buraya her çıktığınızda, 00:36:34.742 --> 00:36:37.152 buranın dolu olması gerekiyor." 00:36:37.152 --> 00:36:40.706 Ve bu, sayın Elijah Mohammed'i heyecanlandırmıştı. 00:36:40.706 --> 00:36:48.490 1950'lerin ilk yıllarında, İslam Ulusu siyahi topluluklar içinde pek bilinmiyordu. Toplam üye sayısının 00:36:48.490 --> 00:36:51.373 dört yüzü aşmadığı tahmin ediliyor. 00:36:51.373 --> 00:36:56.144 Malcolm, öğretiyi yaymak için seyahatlere gönderiliyordu. 00:36:56.144 --> 00:37:04.685 İki sene içinde, Boston'da, Harford'da ve Philadelphia'da, tapınaklar yapılmasını organize etti. 00:37:04.685 --> 00:37:11.223 Elijah Mohammed, sonra Malcolm'u, doğu kıyısındaki en önemli 00:37:11.223 --> 00:37:15.430 tapınağın, din hocası olarak atadı; Harlem'deki yedi numaralı tapınak. 00:37:15.430 --> 00:37:18.805 Bay Mohammed Malcolm'un deneyim sahibi olduğunu, 00:37:18.805 --> 00:37:23.742 New York'u tanıdığını biliyordu. Ayrıca, insanların önüne 00:37:23.742 --> 00:37:33.103 birini koyarken gözetmeniz gereken, boy pos, konuşma tarzı ve kendini nasıl taşıdığı gibi, tüm özellikleri düşününce, 00:37:33.103 --> 00:37:37.862 Malcolm'un uygun olduğuna karar vermişti. Ayrıca, New York uluslar arası bir şehirdi. 00:37:37.862 --> 00:37:42.037 New York'a an iyi adamınızı göndermeniz gerekir ve işte 00:37:42.037 --> 00:37:46.872 Bay Mohammed, bu yüzden onu seçmişti. 00:37:46.872 --> 00:37:50.062 [hafif alkış] 00:37:50.062 --> 00:37:56.507 Elijah Mohammed, 1955'te New York tapınağını ziyaret ettiğinde, amacı bu hırslı ve açıksözlü olan ve Doğu Yakası'ndaki, 00:37:56.507 --> 00:38:09.033 dükkan önlerindeki buluşmaları, binlerce kişilik bir cemaate çeviren bu genç din adamının işini denetlemekti. 00:38:09.033 --> 00:38:19.131 Malcolm X ve Elijah Mohammed'in mesajı, insanların tekrar kendilerini insan gibi ve eksiksiz hissetmelerine 00:38:19.131 --> 00:38:24.005 yardım etmişti. Bazı kadın ve adamlar, kendi hayatlarında yeni bir anlam bulmuşlardı. 00:38:24.005 --> 00:38:28.174 Eğer Elijah Mohammed, Arab ülkelerini örnek alan, kuralcı bir İslam öğretisi yaysaydı, [arkadaş, tarihçi] 00:38:28.174 --> 00:38:40.536 beş yüz kişiyi bile kendisine çekemezdi. 00:38:40.536 --> 00:38:52.090 Ama onun ortaya çıkardığı İslam biçimi, insanların gündelik hayatlarıyla ilişkilendirebilecekleri türden bir İslam'dı. 00:38:52.090 --> 00:39:01.330 İşte o, kralsız kalmışların kralı, ve Mesih'in kendilerine gelecek kadar kıymet vermediği düşünülen insanların 00:39:01.330 --> 00:39:07.639 Mesih'i olmuştu. 00:39:07.639 --> 00:39:14.318 Sayın Elijah Mohammed'in öğretileri, benim önceden hiç görmediğim türden şeyler, ilaç gibi. 00:39:14.318 --> 00:39:15.301 Evet, bu doğru. 00:39:15.301 --> 00:39:18.261 Beni tüm hastalıklarımdan kurtaran ilaç işte burada. 00:39:18.261 --> 00:39:19.046 Doğru. 00:39:19.046 --> 00:39:21.253 Çünkü ben hasta bir adamdım. 00:39:21.253 --> 00:39:25.649 Sayın Elijah Mohammed'in öğretilerini benimsediğimde, bu öğretiler beni hastalıklarımdan kurtardı. 00:39:25.649 --> 00:39:28.102 Şimdi iyileştim. Kendimi iyi hissediyorum. 00:39:28.102 --> 00:39:32.213 Evet, doğru. Ve doktorun yanında kaldığın sürece, hep iyi hissedeceksin. 00:39:32.213 --> 00:39:34.328 Doğru, efendim. 00:39:34.328 --> 00:39:36.295 Peki sen, abicim? Ssyın Elijah Mohammed hakkında ne hissediyorsun? 00:39:36.295 --> 00:39:44.496 Sayın Elijah Mohammed ilk insanlar olan bizlere, hasta olduğumuzu göstermeye çalışıyor. Sayın Elijah 00:39:44.496 --> 00:39:46.801 Mohammed, onları uyandırmaya çalışıyor. 00:39:46.801 --> 00:39:50.123 [müzik] 00:39:50.123 --> 00:39:54.021 Müslüman tapınaklarına beyaz insanların girmesine izin verilmiyordu. 00:39:54.021 --> 00:40:06.668 Üyeler, katı kurallar ve mutlak itaat üzerine kurulmuş, kendi kendine yeten bir topluluk oluşturmaya çalışıyorlardı. 00:40:06.668 --> 00:40:14.412 Ulus, çocukları için Müslüman okulları kurmuşlardı, burada matematik, bilim, tarih ve Arapça öğretiyorlardı. 00:40:14.412 --> 00:40:20.773 [koro olarak] Bizler ilk insanlarız. İlk insanlar siyahi insanlardır. 00:40:20.773 --> 00:40:27.796 [anlaşılmıyor] Dünya Gezegeni'nde. 00:40:27.796 --> 00:40:34.872 Müslüman kadınlar, beslenme, çocuk büyütme ve eşlerinin ihtiyaçlarını karşılama konusunda dersler gördüler. 00:40:34.872 --> 00:40:46.309 Müslüman adamlar da ebeveynlik sorumluluğu, tarih ve din konusunda eğitim aldılar. 00:40:46.309 --> 00:40:54.028 İslam'ın Meyvesi adı verilen ufak bir askeri grup, göğüs göğse muhebe konusunda eğitilmişti ve amaçları, tapınakları 00:40:54.028 --> 00:41:01.893 korumak ve elçiye karşı gelen kişileri cezalandırmaktı. 00:41:01.893 --> 00:41:08.072 Ben bir kaç Müslüman ailenin evine gidip de onların Malcolm'a ve 00:41:08.072 --> 00:41:17.591 Elijah Mohammed'e olan inançlarını gördüğümde, çok şaşırmıştım. Bir babaya demiştim ki, " Bir gün oğlunuz 00:41:17.591 --> 00:41:20.612 gelip de, Müslümanlığı terk ettiğini söylerse, ne yaparsınız?" 00:41:20.612 --> 00:41:25.823 O da demişti ki, " Onu kapıdan dışarı atarım ve bir daha da içeri almam." 00:41:25.823 --> 00:41:30.982 Sonra, Malcolm'a bunun doğru olup olmadığını sordum. O da "Doğru söylemiş ve eminim, bunu yapar da." 00:41:30.982 --> 00:41:35.401 O zaman ben de dedim ki, "Yani oğlunun başına ne gelir, hiç umursamaz mı?" 00:41:35.401 --> 00:41:43.835 O da, "Hayır" dedi, " Umursamaz. O Elijah Mohammed'e sadıktır." 00:41:43.835 --> 00:41:51.191 İslam Ulusu'nu yaymak için, Malcolm " Muhammed Speaks" [Muhammed konuşuyor] isimli bir gazete yarattı 00:41:51.191 --> 00:41:56.453 ve diğer siyahi gazeteleri de, elçinin köşe yazılarına yer vermeye ikna etti. 00:41:56.453 --> 00:42:04.233 Onun gücü şuydu ki, bir kere bir şeye inandı mı, bütün gücünü, bütün enerjisini ona verirdi. 00:42:04.233 --> 00:42:06.976 Çalışırdı, işkolik olurdu. 00:42:06.976 --> 00:42:09.127 Gece gündüz bu uğurda çalışırdı. 00:42:09.127 --> 00:42:16.147 Genellikle yalnızca dört saat uyku ona yetiyordu ama bazen o kadar bile uyuyamıyordu. İşte o zaman, kim bu tempoyla 00:42:16.147 --> 00:42:19.631 başa çıkabilir, diye merak ederdiniz. Ama işte o becerirdi, 00:42:19.631 --> 00:42:27.343 günbegün böyle yaşardı.Bir yandan da sürekli okurdu. Gazeteleri okurdu, haberleri takip ederdi. 00:42:27.343 --> 00:42:34.289 İşte, hayatını öyle yaşıyordu ki, hayatın hiç bir 00:42:34.289 --> 00:42:38.988 anını bile boşa harcamazdı. 00:42:38.988 --> 00:42:46.478 32 yaşındayken, Ulus'u kurmaya beş yılını adadıktan sonra, Malcolm, Harlem'deki yedi numaralı tapınak üyelerinden, 00:42:46.478 --> 00:42:53.282 üniversite mezunu Betty X ile evlenmek için Elijah Mohammed'in onayını istedi. 00:42:53.282 --> 00:43:02.889 Bundan sonraki senelerde, cemaatinin talepleri, ona büyüyen ailesiyle vakit geçirmesi için pek zaman bırakmıyordu. 00:43:02.889 --> 00:43:14.438 [Eşi] Bazen, eğer onu yakalayabilirseniz, çocuklara kitap okurdu. Onlar da, ondan aynı hikayeyi tekrar tekrar okumalarını 00:43:14.438 --> 00:43:21.289 isterlerdi. Tam son sayfaya gelince, yine "tekrar oku" derlerdi. 00:43:21.289 --> 00:43:29.169 "Tekrar oku, tekrar oku." O da, kitaplara farklı sonlar icat etmeye başlamıştı. 00:43:29.169 --> 00:43:38.276 Çok harika bir espri anlayışı vardı. Özellikle domuz eti konusunda benimle şakalaşır ve sırtıma bir tane patlatırdı, 00:43:38.276 --> 00:43:48.586 ve derdi ki "Sen iyi bir adamsın, zeki bir tarihçisin. Sana 100 üzerinden, 99 veriyorum, 00:43:48.586 --> 00:43:54.191 ama eğer domuz eti yemeyi bırakırsan, sana 100'de 100 vereceğim." 00:43:54.191 --> 00:44:02.371 Çok güzel bir espri anlayışı vardı ve bir de onu yakından tanıdığınızda, aslında biraz utangaç olduğunu görürdünüz. 00:44:02.371 --> 00:44:07.135 [jaz müzik] 00:44:07.135 --> 00:44:11.318 Malcolm, şimdi İslam Ulusu'nun beyin takımındaydı 00:44:11.318 --> 00:44:15.432 ve Elijah Mohammed'in en bilinen temsilcisiydi. 00:44:15.432 --> 00:44:18.406 O, Elçi'nin güvenine, binlerce Müslüman'ın da 00:44:18.406 --> 00:44:21.174 sadakatine sahipti. 00:44:21.174 --> 00:44:24.603 Bir açıdan, Malcolm kendine bir baba edinmişti. 00:44:24.603 --> 00:44:30.485 Elijah Mohammed'in de bir oğlu daha olmuştu. 00:44:30.485 --> 00:44:33.752 [siren sesleri] 00:44:33.752 --> 00:44:36.801 1957'nin bir Nisan akşamında, 00:44:36.801 --> 00:44:40.761 Müslüman kardeşlerden biri, New York Şehri polisi tarafından dövülmüştü. 00:44:40.761 --> 00:44:45.099 Johnson Hinton, Harlem'deki bir karakolun arka odasında, kafatası 00:44:45.099 --> 00:44:47.701 çatlamış şekilde yatıyordu. 00:44:47.701 --> 00:44:50.436 Hinton'un ölmek üzere olduğu duyulduğunda, 00:44:50.436 --> 00:44:54.367 Malcolm Müslüman'ların sokağa dökülmesi emrini verdi. 00:44:54.367 --> 00:44:58.331 Diğer Harlem sakinleri de onlara katıldı. 00:44:58.331 --> 00:45:05.905 Orada yaşayanlar, uzun süre polis şiddetine maruz kalmışlardı, 00:45:05.905 --> 00:45:10.410 bir çoğu polisin bir işgalci kuvvet olduğunu düşünüyordu. 00:45:10.410 --> 00:45:16.480 28. mıntıka, siyahilere karşı ön yargılı olmasıyla meşhurdu. 00:45:16.480 --> 00:45:19.253 İnsanlar bizim oraya çıktığımızı görünce şaşırmışlardı. 00:45:19.253 --> 00:45:23.689 Çünkü ilk defa 28. mıntıkadaki insanlar, 00:45:23.689 --> 00:45:26.255 doğru olduğunu düşünmedikleri bir şeyi protesto etmek için 00:45:26.255 --> 00:45:28.724 dışarıya çıkmışlardı. 00:45:28.724 --> 00:45:32.367 O akşam Harlem'de ne olurdu bilemiyorum, 00:45:32.367 --> 00:45:36.118 çünkü o akşam dışarıdaki hava.. 00:45:36.118 --> 00:45:39.788 Hani hava "gergindi" derler ya, 00:45:39.788 --> 00:45:43.206 İşte buradaki ortam, patlamaya hazır bir bomba gibiydi. 00:45:43.206 --> 00:45:46.089 Malcolm, Hinton'un tıbbi tedavi görmesini talep etti. 00:45:46.089 --> 00:45:49.167 Uzun bir pazarlıktan sonra, polis, mahkumu 00:45:49.167 --> 00:45:52.786 Harlem Hastanesi'ne göndermeyi kabul etti. 00:45:52.786 --> 00:45:56.867 Ama o zaman bile, Müslümanlar dağılmayı kabul etmediler. 00:45:56.867 --> 00:46:02.845 Bir komiser muavini, sokağın karşısında duran Müslüman'ları 00:46:02.845 --> 00:46:05.053 dağıtmaya çalışıyordu. 00:46:05.053 --> 00:46:07.389 Malcolm da dışarı çıkıp ona dedi ki : " Bunu sen yapamazsın. 00:46:07.389 --> 00:46:09.874 Onlar senin sözünle dağılmazlar." 00:46:09.874 --> 00:46:12.768 Sonra dedi ki: "Tamam, ben onları evlerine gönderirim." 00:46:12.768 --> 00:46:17.153 Sonra karakolun önüne geçti ve bir adım atıp, elini şöyle bir salladı. 00:46:17.153 --> 00:46:21.492 O zaman insanlar geri çekildiler. 00:46:21.492 --> 00:46:25.418 Olanlara şahit olan bir polis memuru, şu yorumu yapmıştı: 00:46:25.418 --> 00:46:29.657 "Bu kadarı, bir adam için çok fazla güç" 00:46:29.657 --> 00:46:38.514 Malcolm sonra, New York şehrine karşı bir dava açarak, şehrin ödediği en büyük polis şiddeti tazminatını kazanmıştı. 00:46:38.514 --> 00:46:48.622 Onlar, bir adamın, ağzından tek kelime çıkmadan, elinin bir hareketiyle koca bir grup insanın geri çekilmesinin üzerine, 00:46:48.622 --> 00:46:53.662 fark ettiler ki, aynı adam, isteyecek olsa yine elinin tek hareketiyle 00:46:53.662 --> 00:46:59.687 bu insanların büyük bir çalkantı yaratmasına da sebep olabilirdi. 00:46:59.687 --> 00:47:02.446 İşte bence o zaman, polis kuvvetler ve 00:47:02.446 --> 00:47:06.828 New York Şehri'ndeki politikacılar, şehirde 00:47:06.828 --> 00:47:11.735 baş etmeleri gereken büyük bir güçle karşı karşıya olduklarını anladılar. 00:47:11.735 --> 00:47:19.774 İyi akşamlar, ben Mike Wallace. Geçen hafta, 13. Kanal'da, saat 6:30'da yayınlanan haber programımız Newsbeat'de, 00:47:19.774 --> 00:47:25.153 biz " Nefretin Doğurduğu Nefret" isimli bir, beş kısımlı bir program başlatarak, 00:47:25.153 --> 00:47:30.298 siyahi ırkçılığın yükselmesini incelemiş, ayrıca Amerikan zencileri arasında küçük ama büyüyen bir grubun, 00:47:30.298 --> 00:47:36.166 siyahi üstüncülüğü nasıl yaydığına bakmıştık. 00:47:36.166 --> 00:47:43.507 MALCOLM X: " Biz buraya en bilge ve en büyük kişiyi görmeye ve dinlemeye geldik..." 00:47:43.507 --> 00:47:50.580 1959 senesindeki bu belgesel, İslam Ulus'unun iç faaliyetlerini gösteren ilk televizyon programı olmuştu. 00:47:50.580 --> 00:47:53.986 Malcolm bu programın bir fırsat olduğunu düşünmüştü. 00:47:53.986 --> 00:47:57.513 Elijah Mohammed ise buna karşıydı. 00:47:57.513 --> 00:48:01.563 Bay Mohammed ona, "olmaz" demişti; programın yarar sağlamayacağını söylemişti. 00:48:01.563 --> 00:48:04.215 "Bize, işimize ve yapmaya çalıştığımız şeye zarar verir" demişti. 00:48:04.215 --> 00:48:08.426 Ancak, Malcolm bu yanıttan tatmin olmamıştı. 00:48:08.426 --> 00:48:15.053 Israr da etmemişti ama Bay Mohammed'den izin istemeye devam etti. 00:48:15.053 --> 00:48:20.963 Sonunda Bay Mohammed istemeden de olsa, kabul etti. 00:48:20.963 --> 00:48:26.458 MALCOLM X: "Ben, beyaz adamı, dünyadaki en büyük yalancı olmakla suçluyorum. 00:48:26.458 --> 00:48:30.271 Jürinin saygıdeğer üyeleri, ben beyaz adamı, 00:48:30.271 --> 00:48:32.931 dünyadaki en büyük katil olmakla suçluyorum. 00:48:32.931 --> 00:48:37.116 Beyaz adamı, dünyadaki en büyük zinacı olmakla suçluyorum." 00:48:37.116 --> 00:48:39.817 [program sunucusu] İşte binlerce kişinin doldurduğu bir salon 00:48:39.817 --> 00:48:42.999 vardı- ve hayatımda hiç duymadığım 00:48:42.999 --> 00:48:46.503 bir organizasyondan bahsediyorlardı. 00:48:46.503 --> 00:48:50.032 İlk gördüğümde gerçek olduğuna inanamadım. 00:48:50.032 --> 00:48:52.225 Tabii ki, biz programı yayınladığımızda, 00:48:52.225 --> 00:48:58.297 programı tek izleyen grup olan New Yorklular olarak, hepimiz 00:48:58.297 --> 00:49:01.211 Siyahi Müslümanlar diye, adını hiç duymadığımız 00:49:01.211 --> 00:49:05.002 bir grubun varlığından ötürü şok olmuştuk! 00:49:05.002 --> 00:49:08.966 Dini lider Malcolm X, Müslüman olmayan bir dinleyici topluluğuna hitap ederken de kayda alınmıştı. 00:49:08.966 --> 00:49:18.923 MALCOLM X: " Nasıl olur da, böylesine az sayıdaki beyaz insanlar, bunca siyahi insana hükmeder? 00:49:18.923 --> 00:49:21.436 İşte, merak etmeniz gereken şey budur. 00:49:21.436 --> 00:49:27.821 Nasıl olur da bu kadar az sayıdaki beyaz adam bunu yapar? Beyaz adamlar size derler ki, bundan binlerce yıl önce 00:49:27.821 --> 00:49:31.309 Afrika'daki siyahi adam saraylarda yaşarmış, 00:49:31.309 --> 00:49:34.441 siyahi adam ipek giysiler giyermiş, 00:49:34.441 --> 00:49:38.598 Afrika'daki siyahi adam kendi yemeğini pişirip, baharatlarını koyarmış. 00:49:38.598 --> 00:49:42.500 Afrika'daki siyahi adam sanat ve bilimle uğraşırmış. 00:49:42.500 --> 00:49:45.497 Avrupa'daki adam dünyanın daha tepsi şeklinde olmadığını 00:49:45.497 --> 00:49:49.515 bilmezden önce, o, evrendeki yıldızların haritasını çıkarmış. 00:49:49.515 --> 00:49:51.462 Bu doğru mu, yanlış mı?" 00:49:51.462 --> 00:49:56.654 [Harlem sakini/oyuncu] Ben onun böyle açık bir dille 00:49:56.654 --> 00:49:59.566 siyahi insanlar hakkında ve beyaz insanlar hakkındaki hislerini 00:49:59.566 --> 00:50:02.301 söyleyebilme becerisine hayran kalmıştım. 00:50:02.301 --> 00:50:05.993 Beni korkutmuştu- Eminim amacı da buydu. 00:50:05.993 --> 00:50:10.203 Ve onu " Nefretin Doğurduğu Nefret"te seyrettikten sonra, 00:50:10.203 --> 00:50:14.080 bu adamı hayatım boyunca unutamayacağımı biliyordum. 00:50:14.080 --> 00:50:20.558 Ben Malcolm'u televizyonda ilk gördüğümde, beni de korkutmuştu. 00:50:20.558 --> 00:50:23.323 Ailem hemen " Kapatın o televizyonu, 00:50:23.323 --> 00:50:26.848 bu adam duymamanız gereken şeyler söylüyor" demişti. 00:50:26.848 --> 00:50:29.426 Tabii, biz de kapatmıştık. 00:50:29.426 --> 00:50:33.264 Ama, hani camdan içeri güneş girer de, 00:50:33.264 --> 00:50:37.924 siz hemen perdeleri kapatmak için yerinizden kalkarsınız da, 00:50:37.924 --> 00:50:41.003 buna rağmen, güneş biraz içeri girer ya? 00:50:41.003 --> 00:50:45.895 İşte, biz televizyonu kapatmadan az önce, azıcık güneş içeri girerdi. 00:50:45.895 --> 00:50:51.031 Belgesel bir yandan bir çok insanın dinini değiştirmeyi sağladıysa da, 00:50:51.031 --> 00:50:55.429 İslam Ulusu'nun ırk konusundaki görüşleri, beyaz tenli Amerikalıları ve 00:50:55.429 --> 00:50:58.659 siyahi topluluktaki bir çok insanı şok etmişti. 00:50:58.659 --> 00:51:09.725 Irka dayalı nefreti ve ırksal üstünlüğü desteklemek ve bu tür bir bağnazlık, gerek beyaz, gerek siyahi insanlar için kötüdür. 00:51:09.725 --> 00:51:13.219 NAACP [Renkli İnsanların Gelişimi İçin Ulusal Birlik], Zencilere karşı 00:51:13.219 --> 00:51:17.707 nefret öğretisinden bulunan beyaz radikallere karşı olduğu kadar, 00:51:17.707 --> 00:51:21.584 yalnızca beyaz oldukları için onlara karşı öğretide bulunan 00:51:21.584 --> 00:51:26.721 Zenci radikallere de karşıdır. 00:51:26.721 --> 00:51:29.553 Yurtdaşlık hakları hareketindeki bir çok kişi, 00:51:29.553 --> 00:51:34.972 ırkların birleşmesinin, Amerika'nın ırk konusundaki problemlerini çözeceğine inanıyodu. 00:51:34.972 --> 00:51:37.181 Ancak Malcolm, siyahi insanların kendi problemlerini 00:51:37.181 --> 00:51:42.626 beyazların yardımı olmadan çözmelerini öğütlüyordu. 00:51:42.626 --> 00:51:49.448 Siyahi Amerikalılar'ın kendilerini Afrika'da ve Latin Amerika'da meydana gelen özgürlük hareketleriyle bağdaştırdığı sırada, 00:51:49.448 --> 00:51:55.675 Malcolm da dünyanın bir çok yerindeki devrim liderleriyle ittifaklar kuruyordu. 00:51:55.675 --> 00:52:03.821 Siyahi Amerikalıları, kendilerini azınlık olarak değil de, dünyanın geneline bakarak, çoğunluk olarak görmelerini teşvik ediyordu. 00:52:03.821 --> 00:52:08.785 Afrika'daki ulusların orta çıkmasına ek olarak, 00:52:08.785 --> 00:52:18.316 İslam Ulusu'nun yayılması ve vatandaşlık hakları hareketi, 00:52:18.316 --> 00:52:24.772 siyahi Amerikalılar'a, Marcus Garvey hareketinin sonlanmasından sonra ilk defa 00:52:24.772 --> 00:52:32.293 böyle bir gurur sağlamıştı. 00:53:03.628 --> 00:53:06.063 MALCOLM X: " Şimdi sepeti gezdiriyorlar. Bence 00:53:06.063 --> 00:53:09.878 herkes bu sepete bir Dolar koymalı. 00:53:09.878 --> 00:53:12.041 Sizce de koymamalı mısınız? Tabii ki, koymalısınız. 00:53:12.041 --> 00:53:14.374 İşte bunlar özgürlük Dolar'ları, kardeşim! 00:53:14.374 --> 00:53:16.575 Biz, sizden bizi zengin yapsın diye para istemiyoruz. 00:53:16.575 --> 00:53:24.032 Bizler iş kuruyoruz. Sayın Elijah Mohammed, bugüne kadar Amerika'daki tüm siyahi adamlardan daha fazla iş kurmuştur." 00:53:24.032 --> 00:53:27.290 Birbirine kenetli şirketlerden meydana gelen İslam Ulusu, 00:53:27.290 --> 00:53:32.444 ABD'de, siyahi insanların sahip olduğu, en büyük iş imparatorluğuydu. 00:53:32.444 --> 00:53:38.537 1960'ların başında, İslam Ulusu 00:53:38.537 --> 00:53:42.731 belki de en iyi günlerini yaşıyordu. 00:53:42.731 --> 00:53:46.160 Restoranlar açıyorduk, marketler açıyorduk. 00:53:46.160 --> 00:53:49.999 'Mohammad SPEAKS' gazetesini, diğer siyahi gazetelerle birlikte görüyorduk. 00:53:49.999 --> 00:53:54.314 Malcolm'u sık sık televizyonda görüyorduk. 00:53:54.314 --> 00:54:00.246 Onunla gurur duyuyorduk. Bizim fikrimizce, o Sayın Elijah Mohammed'i ve İslam Ulusu'nu 00:54:00.246 --> 00:54:04.066 mükemmel şekilde temsil ediyordu. 00:54:04.066 --> 00:54:06.802 Şimdi, İslam'ın Meyvesi ordusunu, küçük 00:54:06.802 --> 00:54:11.563 tesislerde tatbik yaparken değil de, 00:54:11.563 --> 00:54:14.162 koca rakamlarla, yüzlercesini Şikago, New York ve Los Angeles 00:54:14.162 --> 00:54:21.815 gibi büyük şehirlerde görüyorduk. 00:54:21.815 --> 00:54:29.774 Benim İslam'ın Meyvesi'ne ait fikrim, bu askerlerin hayatımda gördüğüm en dürüst ve en güçlü kişiler olmasıydı. 00:54:29.774 --> 00:54:32.376 Aralarında cidden güçlü adamlar vardı, anlatabiliyor muyum? 00:54:32.376 --> 00:54:38.383 Yani, kimse onlara bulaşmazdı. Onlar sokağa çıktıklarında, insanlar onlara " Tamam, efendim.. Hmm..Tamam" derlerdi. 00:54:38.383 --> 00:54:43.365 İslam'ın Meyvesi'nin artan varlığı, polisin dikkatini çekmişti. 00:54:43.365 --> 00:54:48.348 Sık sık çatışmalar ve tutuklamalar olmaya başlamıştı. 00:54:48.348 --> 00:54:53.831 Malcolm, bu askerlere her zaman kanuna uymalarını, ancak 00:54:53.831 --> 00:54:58.044 saldırıya uğrarlarsa, kendilerini korumalarını söylüyordu. 00:54:58.044 --> 00:55:05.695 Amerika'nın her yerindeki polis kuvvetleri, Siyahi Müslüman'ları cezaevine sokmaya kararlıydı. 00:55:05.695 --> 00:55:13.564 Bu iki kuvvetin tekrar çarpışması, an meselesiydi. 00:55:13.564 --> 00:55:19.766 Los Angeles, Kaliforniya 00:55:19.766 --> 00:55:31.077 1962'de bir bahar akşamı, bir çatışma daha meydana geldi. 00:55:31.077 --> 00:55:37.292 Herşey, polisin, kuru temizlemede yıkanan kıyafetleri teslim eden Müslüman adamları durdurup, üstlerini aramasıyla başladı. 00:55:37.292 --> 00:55:42.937 Olaylar, Müslüman tapınağının tamamen polis işgaline uğramasıyla sonuçlandı. 00:55:42.937 --> 00:55:49.839 Bu olayda sekiz kişi vurulmuştu; biri polis, diğerleriyle Müslüman'lardı. 00:55:49.839 --> 00:55:54.802 Tapınağın sekreteri Ronald Stokes olay yerinde hayatını kaybetmişti. 00:55:54.802 --> 00:56:03.014 Ben olaylar meydana geldikten sonra, Los Angeles'taki camiye gitmiştim. 00:56:03.014 --> 00:56:07.303 Tabii insanlar arasında büyük hüzün vardı. 00:56:07.303 --> 00:56:11.095 Malcolm ileri geri yürüyor, kafasın kaşıyor ve sürekli 00:56:11.095 --> 00:56:12.976 " Bunun hesabını verecekler, bunun hesabını verecekler" diyordu. 00:56:12.976 --> 00:56:16.584 " Bunun hesabını verecekler, bunun hesabını verecekler..." 00:56:16.584 --> 00:56:21.959 Eğer tapınağımıza giren olursa, bizim orayı hayatımız pahasına koruyor olmamız gerekiyordu. 00:56:21.959 --> 00:56:26.629 Tapınak kutsal bir yerdir ve işte bu kardeşler de, onlara öğretileni uyguluyorlardı. 00:56:26.629 --> 00:56:33.606 Ve eminim ki, insanlar bir kilise polis istilasına uğrasaydı, sinirden çılgına dönerlerdi. 00:56:33.606 --> 00:56:35.102 SAM YORTY, Los Angeles Belediye Başkanı: 00:56:35.102 --> 00:56:37.891 " Bu durum bizim için süpriz olmadı. Biz bu grubu uzun süredir izliyorduk ve onların polis memurlarına 00:56:37.891 --> 00:56:45.027 karşı gelmeleri ve bu sorunu çıkarmaları şaşırtıcı değil. 00:56:45.027 --> 00:56:50.940 Başkomiser Parker, bizim bu grupla ilgili sorun yaşayacağımız konusunda bizi bir süre önce uyarmıştı." 00:56:50.940 --> 00:56:56.800 Los Angeles Times gazetesi, olayı bir Müslüman isyanı ve "vahşi bir silahlı çatışma" olarak tanımlamıştı. 00:56:56.800 --> 00:57:05.144 Ancak, ateşlenen silahların hiçbirinin Müslüman'lara ait olduğu hiçbir zaman kanıtlanamadı. 00:57:05.144 --> 00:57:11.188 Malcolm kiliseleri ve vatandaşlık hakları organizasyonlarını arayarak, 00:57:11.188 --> 00:57:17.430 polis şiddetine karşı beraber karşı koymayı talep etti. 00:57:17.430 --> 00:57:22.718 MALCOLM X: "Şimdi unutmayalım ki, biz, Baptist olduğumuz için saldırıya uğramadık. 00:57:22.718 --> 00:57:25.733 Biz, Metodist olduğumuz için saldırıya uğramadık. 00:57:25.733 --> 00:57:28.524 Biz, Müslüman olduğumuz için saldırıya uğradık. 00:57:28.524 --> 00:57:31.963 Biz Katolik olduğumuz için saldırıya uğramadık. 00:57:31.963 --> 00:57:40.522 Biz, Amerika'daki siyahi insanlar olduğumuz için saldırıya uğradık. [alkışlar] 00:57:40.522 --> 00:57:43.823 Size söylüyorum.. Onlar o arabalardan çıktılar 00:57:43.823 --> 00:57:47.383 ve bizim, onları o tüten tabancalarıyla birlikte asmak 00:57:47.383 --> 00:57:49.669 için yeterli sayıda şahidimiz var. 00:57:49.669 --> 00:57:52.466 Başkomiser Parker da bunu biliyor, Belediye Başkanı Yorty de bunu biliyor, 00:57:52.466 --> 00:57:56.336 şehirdeki tüm polis memurları da bunu biliyor! 00:57:56.336 --> 00:57:59.329 Havaya uyarı ateşi açmadılar. 00:57:59.329 --> 00:58:10.522 Uyarı ateşlerini, masum, silahsız, savunmasız Zencilere, yakın menzilden ateşlediler. 00:58:10.522 --> 00:58:16.257 Ve iki kardeş sırtından vuruldu. 00:58:16.257 --> 00:58:22.361 Bir tanesi, omzundan vuruldu. 00:58:22.361 --> 00:58:25.850 Diğer ikisi, 00:58:25.850 --> 00:58:32.334 afedersiniz, penislerinden vuruldu. 00:58:32.334 --> 00:58:37.138 Ben size bir şey söyleyeyim ve size neden beyaz insanlardan 00:58:37.138 --> 00:58:40.153 nefret ettiğimizi söylediğimizi, açıklayayım. Biz kimseden nefret etmiyoruz.Biz kendi insanlarımızı öyle çok seviyoruz ki 00:58:40.153 --> 00:58:48.237 onlar, bizim insanlarımıza karşı haksızlık aşılayan insanlardan nefret ettiğimizi sanıyorlar. 00:58:48.237 --> 00:59:03.191 Ronald Stokes'u öldüren, devriye polisi Donald Weese, ifadesinde, Stokes'un silahsız olduğunu bildiğini 00:59:03.191 --> 00:59:10.602 ancak, Stokes'un ellerini tehditkar bir şekilde havaya kaldırdığını söyledi. 00:59:10.602 --> 00:59:19.687 Sorgu hakiminin tamamen beyazlardan oluşan jürisi, 23 dakika boyunca karar odasında kaldı ve ölümün, haklı adam öldürme 00:59:19.687 --> 00:59:24.918 olduğuna karar verdi. On dört Müslümanın, saldırı suçlamalarıyla yargılanmasına karar verildi. 00:59:24.918 --> 00:59:30.889 Bunlardan on biri suçlu bulunarak, ceza evine gönderildi. 00:59:30.889 --> 00:59:33.782 Biz, " Hiç bir zaman saldıran taraf olmayın, 00:59:33.782 --> 00:59:38.691 ancak eğer biri sizi saldırırsa, diğer yanağınızı da dönmeyin" diyen bir gruptuk. 00:59:38.691 --> 00:59:42.293 Doğu Yakası'ndan olmamalarına rağmen, ülkenin diğer taraflarından olmalarına rağmen, 00:59:42.293 --> 00:59:47.942 gelip de o polis memurlarını öldürmeye hazır olan 00:59:47.942 --> 00:59:53.127 Müslümanlar vardı. 00:59:53.127 --> 00:59:58.344 Hem de, bunu yaparken kendilerinin ölme ihtimalleri olsa bile. 00:59:58.344 --> 01:00:13.467 İşte, Müslümanların, vurulan kardeşleriyle ilgili hissettikleri hisler bu kadar kuvvetliydi. 01:00:13.467 --> 01:00:19.303 Los Angeles camisindeki çatışma, Malcolm X ile 01:00:19.303 --> 01:00:24.405 Elijah Mohammad'in arasındaki farklılıkları yüzeye çıkarmıştı. 01:00:24.405 --> 01:00:29.009 Elçi, Allah'ın Stokes'un ölümünün öcünü alacağını söylüyordu, 01:00:29.009 --> 01:00:33.490 ancak Malcolm adaletin mahkemelerce sağlanmasını istiyordu. 01:00:33.490 --> 01:00:35.722 MALCOLM X: Eğer adil bir mahkeme şansı olsaydı, 01:00:35.722 --> 01:00:38.250 zaten dava açılmasına bile gerek olmazdı. 01:00:38.250 --> 01:00:40.304 Bu insanlar, polis kurşunlarının kurbanları. 01:00:40.304 --> 01:00:43.196 Ve kurbanlar mahkemeye, suçlu olarak götürülmez. 01:00:43.196 --> 01:00:45.624 Ateş edilen kişi, mahkemedeki kurbandır. 01:00:45.624 --> 01:00:49.986 Ve işte, Los Angeles'ta hakkında dava açılması gereken de polistir." 01:00:49.986 --> 01:00:54.859 Malcolm, Tanrı'nın beyaz insanları yok edeceği konusunda gittikçe daha az konuşmaya başlamış ve 01:00:54.859 --> 01:00:57.412 onları mahkemeye çıkararak, suçluluklarını kanıtlayabilmekten 01:00:57.412 --> 01:01:01.039 daha fazla bahseder olmuştu. 01:01:01.039 --> 01:01:05.458 " Bu dünya kanunlarına göre, bu insanlar suçludur" inancı, bizim öğretimize uygun değildi. 01:01:05.458 --> 01:01:08.963 Bizim öğretimiz, bizim ulvi insanlar olduğumuzu ve bizlerin Allah'ın 01:01:08.963 --> 01:01:12.443 gücüyle korunduğumuzu ve bir gün dertlerimizden kurtulacağımızı ve Allah'ın gücüne sahip olacağımızı, söylüyordu. 01:01:12.443 --> 01:01:15.505 İşte, o zamanlar bizim öğretimiz buydu! 01:01:15.505 --> 01:01:19.021 Şehir güçleriyle daha fazla çatışma olmasını engellemek için, 01:01:19.021 --> 01:01:24.129 Elijah Mohammad, Malcolm'u kendi evinde bir görüşmeye davet etti. 01:01:24.129 --> 01:01:27.381 Elijah Mohammad ona kesin olarak dedi ki: 01:01:27.381 --> 01:01:33.287 " Eğer sen davranman gerektiği gibi davransaydın, 01:01:33.287 --> 01:01:39.937 eğer Allah inancın daha güçlü olsaydı, Ronald Stokes şimdi hayatta olurdu." 01:01:39.937 --> 01:01:41.378 Ve işte söyledikleri bu kadardı. 01:01:41.378 --> 01:01:44.504 Yani, onu fena paylamıştı. 01:01:44.504 --> 01:01:48.082 Malcolm ise çıt çıkarmamıştı. "Yani, yapabileceğimiz bir şey yoktu" 01:01:48.082 --> 01:01:52.633 falan bile dememişti. Yalnızca dinlemişti. 01:01:52.633 --> 01:01:55.417 Bay Mohammad ona demişti ki, 01:01:55.417 --> 01:01:57.557 " İşte kaybettiğimiz bir adam. 01:01:57.557 --> 01:02:00.808 Ama, ben sana kimseyi kaybetmeyeceğimizi söylememiştim. 01:02:00.808 --> 01:02:04.124 Bir ulusu kurarken bunlar olacaktır." 01:02:04.124 --> 01:02:10.785 Sonra, devam etmişti: "Evet, haksızlardı. Ama ben kendi 01:02:10.785 --> 01:02:14.365 takipçilerimi, gizlice ya da açık olarak 01:02:14.365 --> 01:02:17.393 Los Angeles'taki insanlarla savaşmaya gönderirsem, 01:02:17.393 --> 01:02:21.656 onlar orada katliama uğrarlar. Ve ben buna izin vermeyeceğim." 01:02:21.656 --> 01:02:25.211 Malcolm bundan hoşlanmamıştı. 01:02:25.211 --> 01:02:30.120 Malcolm her zaman " Müslümanlar hiç bir zaman haklarını aramaktan vazgeçmezler" derdi. 01:02:30.120 --> 01:02:35.677 Şimdi, Harlem'de, Los Angeles'ta meydana gelenleri açıklaması gerekiyordu. 01:02:35.677 --> 01:02:38.354 MALCOLM X: Ronald Stokes, Sayın Elijah Mohammad'ın 01:02:38.354 --> 01:02:41.363 uzak takipçilerinden biri değildi, aslında o, en sıkı 01:02:41.363 --> 01:02:45.147 takipçilerinden biriydi. Stokes, Los Angeles camisinin sekreteriydi 01:02:45.147 --> 01:02:49.284 ve Mayıs ayındaki o toplantıda söylediğimiz gibi, bir çoğunuz 01:02:49.284 --> 01:02:54.501 hemen oraya gidip, beyaz adama savaş açmamız gerektiğini düşünüyordunuz. 01:02:54.501 --> 01:02:57.649 Böyle olsun istiyordunuz, değil mi? 01:02:57.649 --> 01:02:58.801 DİNLEYİCİLER: Evet! 01:02:58.801 --> 01:02:59.998 MALCOLM X: Öyle değil mi? 01:02:59.998 --> 01:03:00.923 DİNLEYİCİLER: Evet! 01:03:00.923 --> 01:03:02.122 MALCOLM X: Harekete geçmek istemiştiniz, değil mi? 01:03:02.122 --> 01:03:03.750 DİNLEYİCİLER: Evet! 01:03:03.750 --> 01:03:05.952 MALCOLM X: Çünkü beyaz adamların, siyahi insanları vurması fikri hoşunuza gitmiyordu, değil mi? 01:03:05.952 --> 01:03:07.121 AUDIENCE: Hayır! 01:03:07.121 --> 01:03:08.898 MALCOLM: Ve sizler, harekete geçmeye hazırdınız, değil mi? 01:03:08.898 --> 01:03:09.871 DİNLEYİCİLER: Evet! 01:03:09.871 --> 01:03:14.331 MALCOLM X: Bunu biliyoruz ve beyaz adam şükretsin ki, 01:03:14.331 --> 01:03:17.866 Tanrı Sayın Elijah Mohammad'e, takipçileri üzerinde bir güç sağlamış bulunmakta. 01:03:17.866 --> 01:03:20.867 Böylece herkes sakinleşebiliyor 01:03:20.867 --> 01:03:26.638 ve kendine hakim olabiliyor ve onları Tanrı'ya havale edebiliyor." 01:03:26.638 --> 01:03:30.970 Los Angeles'taki olayları takip eden aylarda, 01:03:30.970 --> 01:03:34.071 Malcolm'un Elçi'ye olan inancı, 01:03:34.071 --> 01:03:40.199 Elijah Mohammad'ın özel hayatına ilişkin dedikodularla, tekrar deneniyordu. 01:03:40.199 --> 01:03:44.763 Malcolm ayda bir, Şikago'ya giderek, Elijah Mohammad'e para götürürdü 01:03:44.763 --> 01:03:51.205 ve her zaman yan kapıdan girerdi. 01:03:51.205 --> 01:03:55.835 İşte bir gün, yan kapıya geldiğinde, 01:03:55.835 --> 01:04:00.550 kapıyı tokmaklayan üç genç kadınla karşılaştı. 01:04:00.550 --> 01:04:07.789 " Aç kapıyı, aç kapıyı. Yemek alacak paramız yok. Çocuklarımızın, şuna, buna ihtiyacı var" diyorlardı. 01:04:07.789 --> 01:04:14.446 O zaman hemen, oraya ait olmadığını hissetti. 01:04:14.446 --> 01:04:17.604 Malcolm uzun bir süre boyunca, Elijah Mohammad'in, 01:04:17.604 --> 01:04:21.843 altı sekretinden, sekiz çocuk sahibi olduğuna dair dedikoduları göz ardı etmişti. 01:04:21.843 --> 01:04:27.927 İşte o zaman, Elçi'nin oğlu Wallace'a, gördüklerinin doğru olup olmadığını sordu. 01:04:27.927 --> 01:04:29.711 Ben de ona, "Evet" dedim. 01:04:29.711 --> 01:04:31.562 "Ben bunlardan haberdarım." 01:04:31.562 --> 01:04:35.032 Sonra dedim ki: "Bazen görmek istemediğin bazı şeyleri görürsün, 01:04:35.032 --> 01:04:37.436 ve aklında bunların üstünü örtersin." 01:04:37.436 --> 01:04:42.833 Ve dedim ki, "Sekreterlerin babamla böyle ilişkiler içinde olduğunu, 01:04:42.833 --> 01:04:44.369 ve çocukları olduğunu biliyorum. 01:04:44.369 --> 01:04:47.915 Onun, bu çocukları kabul ettiğini gördüm ve bilincimde bir yerlerde, 01:04:47.915 --> 01:04:51.342 onun böyle bir aileye sahip olduğunu biliyorum. 01:04:51.342 --> 01:04:54.403 Ama bu durumla baş edecek kadar, kabullenmiş de değilim. 01:04:54.403 --> 01:04:58.647 Hiç bir zaman, bununla baş edecek kadar, kabullenmedim." 01:04:58.647 --> 01:05:06.840 Ulustaki bazı görevliler, Wallace Mohammad'i, babası hakkında dedikodular çıkarmakla ve ona karşı komplo kurmakla suçladılar. 01:05:06.840 --> 01:05:13.702 Benim, Malcolm'a, babamın şahsi hayatına ait bilgi verdiğime ilişkin suçlamalar doğrudur. 01:05:13.702 --> 01:05:19.568 Ancak ben bunu, Malcolm bana, bu duruma şahit olduğunu söyledikten sonra yaptım. 01:05:19.568 --> 01:05:25.589 MALCOLM X: "Şimdi sizlere Allah'ın elçisi olan, sizin ve benim liderim ve öğretmenim, 01:05:25.589 --> 01:05:30.283 Sayın, alçakgönüllü Elijah Mohammad'i sunmaktan 01:05:30.283 --> 01:05:33.104 büyük zevk ve onu duyarım." 01:05:33.104 --> 01:05:35.204 Malcolm dini lideri olan Elijah Mohammad'e kendini teslim etmişti 01:05:35.204 --> 01:05:43.294 ve bunun haricindeki herşeye gözleri kördü. 01:05:43.294 --> 01:05:46.905 O, kendisinin uygulamaya çalıştığı ibadetleri, 01:05:46.905 --> 01:05:52.309 liderinin de uyguladığını düşünüyordu. 01:05:52.309 --> 01:05:54.966 Ancak bunun doğru olmadığını fark ettiğinde, 01:05:54.966 --> 01:05:58.373 kendine güvenini tamamen kaybetmişti." 01:05:58.373 --> 01:06:03.678 Bu iki adam, halkın önünde sarılmaya devam ediyorlardı. 01:06:03.678 --> 01:06:07.543 Ancak baş başalarken, şüphe, güvenin yerine almıştı. 01:06:07.543 --> 01:06:13.772 Onların ilişkisi, Elijah Mohammad'in sağlığının bozulmasıyla birlikte, iyice karışık bir hal almıştı. 01:06:13.772 --> 01:06:17.556 Malcolm'un popülerliği gittikçe artmaktaydı. 01:06:17.556 --> 01:06:21.129 Birincisi, Bay Mohammad hastaydı, bronşiti vardı. 01:06:21.129 --> 01:06:30.487 Bu yüzden Bay Mohammad mitinglere senede bir ya da iki kez katılabiliyordu. 01:06:30.487 --> 01:06:36.722 O kadardı. Diğer tüm toplantılara, Malcolm katılıyordu. 01:06:36.722 --> 01:06:40.641 Ulus'un tüm ülkede yayılmasını da Malcolm sağlamıştı. 01:06:40.641 --> 01:06:41.717 Halk onu talep ediyordu. 01:06:41.717 --> 01:06:46.592 Kimse Elijah Mohammad'in konuşmasını talep etmiyordu, herkes Malcolm'u istiyordu. 01:06:46.592 --> 01:06:51.574 Doğal olarak, Malcolm, vatandaşlık hakları talepleriyle daha fazla haşır neşir oldu. 01:06:51.574 --> 01:06:56.517 Ve onun öğretisi, Elijah Mohammad'i takip eden birinin öğretisinden daha çok, 01:06:56.517 --> 01:07:05.195 vatandaşlık hakları için savaşan birinin öğretisi haline gelmişti. 01:07:05.195 --> 01:07:24.519 1960'lar bize, İslam Ulusu'nun çizdiği beyaz adam imajının doğru olduğunu göstermişti. 01:07:24.519 --> 01:07:29.485 Acımasız insan imajı; protestoculara karşı köpekleri salan, 01:07:29.485 --> 01:07:31.970 yangın hortumları kullanan adam. 01:07:31.970 --> 01:07:41.298 İşte, bütün bunlar İslam Ulusu'nun beyaz insanı suçlamasını kolaylaştırmış ve İslam Ulusu'nun ve Elijah Mohammad'in 01:07:41.298 --> 01:07:48.330 temsilcisi olan Malcolm X'in 01:07:48.330 --> 01:07:54.490 basının ve televizyon kanallarının dikkatini çekmesini kolaylaştırmış ve 01:07:54.490 --> 01:08:03.623 o bu yollarla, doğru olduğunu düşündüğü, ırkların ayrı yaşaması alternatifini seslendirebilmişti. 01:08:03.623 --> 01:08:10.850 Müslümanlar olarak, biz ayrılığın en iyi ve en mantıklı yol olduğuna inanıyoruz; 01:08:10.850 --> 01:08:12.787 birleşmenin değil. 01:08:12.787 --> 01:08:19.572 Ancak biz kendi insanlarımızın beyaz yobazlar, beyaz ırkçılar tarafından saldırıya uğradığını gördüğümüzde, 01:08:19.572 --> 01:08:24.137 biz onların, kendilerini dövdürdükleri ve saldırıya uğramalarına göz yumdukları için, 01:08:24.137 --> 01:08:27.657 kendilerini korumak için hiçbir şey yapmadıkları için, 01:08:27.657 --> 01:08:31.758 enayice davrandıklarını düşünüyoruz. 01:08:31.758 --> 01:08:36.090 Eğer bir köpek, siyahi bir adamı ısırıyorsa, siyahi adam köpeği öldürmelidir. 01:08:36.090 --> 01:08:40.796 Bu köpek polis köpeği de olsa, av köpeği de olsa, ne tür köpek olursa olsun... 01:08:40.796 --> 01:08:45.481 Eğer bir köpek, siyahi adam yalnızca hükümet tarafından onun olduğu söylenen bir şeyden 01:08:45.481 --> 01:08:50.755 yararlanmak isterken, gözlerini ona dikip durursa, 01:08:50.755 --> 01:08:52.749 o siyahi adam o köpeği ya da 01:08:52.749 --> 01:08:57.715 o köpeği onun üzerine saldırtan iki bacaklı diğer köpeği öldürmelidir. 01:08:57.715 --> 01:09:02.030 Malcolm konuştuğunda, ya da Müslüman din adamları konuştuklarında, 01:09:02.030 --> 01:09:06.567 onlar, onları dinleyen tüm Zenci insanların hislerini dile getiriyorlar; 01:09:06.567 --> 01:09:11.063 İnsanların hissettiği ve bu ülkede bunca senedir inkar edilen 01:09:11.063 --> 01:09:15.215 tüm acıları dile getiriyorlar. 01:09:15.215 --> 01:09:18.300 İşte, Malcolm'un dinleyicileri üzerinde böyle bir hükme sahip olmasının sebebi budur. 01:09:18.300 --> 01:09:21.402 O, onların gerçekliğini doğruluyor. 01:09:21.402 --> 01:09:25.491 Ben, bir inşaat alanındaki gösterilere katıldığımda, 01:09:25.491 --> 01:09:33.058 sanırım 14 yaşındaydım. 01:09:33.058 --> 01:09:39.593 Oradaki topluluk, iş gücünün birleştirilmesini talep ediyordu. 01:09:39.593 --> 01:09:45.401 Sonra, Malcolm'un protestoyu seyretmeye geldiğini fark ettik. 01:09:45.401 --> 01:09:50.005 Benim vardiyam bittiğinde, caddenin karşısına geçip, Malcolm'la konuşmaya gittim. 01:09:50.005 --> 01:09:53.744 O sabah, onunla ateşli bir tartışmaya girdik 01:09:53.744 --> 01:09:59.054 ve bana, çimento kamyonunun önündeki asfaltta 01:09:59.054 --> 01:10:03.372 yatıyor olmamın, neden doğru olmadığını açıklamaya çalıştı. 01:10:03.372 --> 01:10:09.547 Malcolm bana demişti ki, eğer bu insanlar siyahi insanları linç ettilerse, 01:10:09.547 --> 01:10:15.457 çocukları öldürdülerse, onları köle olarak kullandılarsa, neden, birini daha 01:10:15.457 --> 01:10:18.027 kamyonla ezmesinler ki? Ve dedi ki, 01:10:18.027 --> 01:10:20.847 " Tabii ki, bunun bir kaza olduğunu söyleyeceklerdir. 01:10:20.847 --> 01:10:26.659 'Hay, aksi. Ayağım kaymış' diyeceklerdir. Ama işte, sen yine de ölmüş olursun." 01:10:26.659 --> 01:10:32.027 O gittiğinde ben yine yolun karşısına geçtim. 01:10:32.027 --> 01:10:34.448 Gidip, protestocuların oluşturduğu hatta katıldım 01:10:34.448 --> 01:10:39.755 ama tekrar kamyonun önüne yatmadım. 01:10:39.755 --> 01:10:44.612 Bir gün Shabazz Frosti Kreem'in karşısında oturmuş, 01:10:44.612 --> 01:10:47.959 Amerika'daki ırk ilişkilerinden bahsediyorduk. 01:10:47.959 --> 01:10:51.991 Ve Malcolm bana dönüp, sordu : "Pek, senin çözümün nedir?" 01:10:51.991 --> 01:10:54.284 Aslında o benim fikrimi sormuyordu, 01:10:54.284 --> 01:10:59.346 yalnızca beni alt etmek istiyordu, sanırım. 01:10:59.346 --> 01:11:03.880 O zaman, ben Dr. King'in fikirlerinin etkisi altındaydım. 01:11:03.880 --> 01:11:07.701 Onun, renkli olmanın, kimse için bir engel oluşturmadığı, renk körü topluluğunu 01:11:07.701 --> 01:11:11.779 destekliyordum. Rengin kaybolmadığı ama 01:11:11.779 --> 01:11:16.142 kimse için bir engel de oluşturmadığı toplum anlayışını. 01:11:16.142 --> 01:11:19.593 İşte o zaman Malcolm bana bir baktı ve dedi ki: 01:11:19.593 --> 01:11:23.189 "Sen hayal kuruyorsun. Benim hayalciler için vaktim yok." 01:11:23.189 --> 01:11:28.288 KENNETH CLARKE: Dr. King'in amacı, Zenciler için tam eşitlik 01:11:28.288 --> 01:11:29.265 MALCOLM X: Hayır! 01:11:29.265 --> 01:11:31.476 KENNETH CLARK: ve tam vatandaşlık hakları verilmesi. 01:11:31.476 --> 01:11:34.507 MALCOLM X: Dr. Martin Luther King'in amacı, Zencilerin, onların ayrı, beyazların ayrı oturma yerleri olan bir restoranda 01:11:34.507 --> 01:11:39.738 400 sene boyunca, onları ezmiş beyaz adamla yan yana oturuyor olmasıdır. 01:11:39.738 --> 01:11:42.664 Dr. Martin Luther King'in amacı, onları 400 sene boyunca 01:11:42.664 --> 01:11:46.516 ezmiş olan insanların affedilmesidir. 01:11:46.516 --> 01:11:50.997 Bunu da, onları uyutarak ve beyazların onlara yaptıklarını unutturarak yapmak istemektedir. 01:11:50.997 --> 01:11:56.009 Ama, Amerika'daki siyahi insanların büyük kısmı, Martin Luther King'i desteklememektedir. 01:11:56.009 --> 01:11:58.799 Siz de makalelerinizden birinde bunun psikolojik olarak güvensiz olacağını 01:11:58.799 --> 01:12:01.125 ya da benzeri bir şey söylemiştiniz. Şimdi tam olarak ne dediğinizi hatırlamıyorum. 01:12:01.125 --> 01:12:03.615 Ama siz de, Martin Luther King'in yaptıklarını onaylamıyordunuz. 01:12:03.615 --> 01:12:09.029 KENNETH CLARKE: Ben tam bütünleşmeye ve Amerikan vatandaşlarına tam eşitlik sağlayan haklar verilmesine karşı değilim. 01:12:09.029 --> 01:12:11.449 Siz bu amaçlara karşı mısınız? 01:12:11.449 --> 01:12:13.735 MALCOLM X: Eğer siz onun doğru yolda yürüdüğünden emin değilseniz, 01:12:13.735 --> 01:12:16.414 onun doğru yere varacağından da emin değilsiniz demektir." 01:12:16.414 --> 01:12:22.059 Biz, Malcolm'la çok yakınlaşmanın tehlikeli olacağının farkındaydık ya da böyle hissediyorduk. 01:12:22.059 --> 01:12:25.890 Özellikle beyazlar hakkında, çok ağır şeyler söylüyordu 01:12:25.890 --> 01:12:30.939 ve beyaz dünyayla barış içinde yaşamak isteyen bizler- 01:12:30.939 --> 01:12:37.168 ki bir kısmımızın işleri beyaz topluluğun içindeydi- Malcolm'la çok fazla yakınlaşmak istemiyorduk. 01:12:37.168 --> 01:12:42.549 KENNETH CLARKE: Ayrıca, bu hareketin nefret öğretisi yaydığı söyleniyor. 01:12:42.549 --> 01:12:46.582 MALCOLM X: Hayır, bu ülkedeki siyahi insanlar, beyaz adamın elinde, 01:12:46.582 --> 01:12:49.804 400 sene boyunca şiddet kurbanı olarak yaşadılar. 01:12:49.804 --> 01:12:52.623 Ve bizler, bilgisiz Zenci hocaları takip ederek, 01:12:52.623 --> 01:12:57.947 bizi ezen zalime, diğer yanağımızı da dönmenin, Tanrısal bir davranış olduğunu düşündük. 01:12:57.947 --> 01:13:01.254 Ve bugün, Sayın Elijah Mohammad, bu ülkedeki siyahi insanlara göstermektedir ki, 01:13:01.254 --> 01:13:05.453 bu dünyada nasıl beyaz adamlar ve diğer herkes Tanrı vergisi haklara sahipse, 01:13:05.453 --> 01:13:10.851 doğal haklara, vatandaşlık haklarına ve kendini savunmaya geldiğinde, her türlü hakka sahipse, 01:13:10.851 --> 01:13:17.819 işte siyahi insanların da, bizlerin de, kendini savunma hakkı olması gerekmektedir. 01:13:17.819 --> 01:13:31.656 1963 Ağustos'unda, 250.000 Amerikalı, Vaşington'daki yürüyüş için toplanmıştı. 01:13:31.671 --> 01:13:38.350 Malcolm bize gelip, Vaşington'daki yürüyüşten bahsetti. 01:13:38.350 --> 01:13:43.637 Size Malcolm hakkında şunu söyleyebilirim ki, ne zaman bir şey anlatsa, bunu çok iyi destekleyebilirdi. 01:13:43.637 --> 01:13:46.357 Elinde bir makale vardı ve dedi ki: 01:13:46.357 --> 01:13:49.098 " Size anlatacağım. Ben neden bahsettiğimi iyi biliyorum." 01:13:49.098 --> 01:13:52.378 Sonra da dedi ki, "Vatandaşlık haklarının faturasını kim ödüyor? 01:13:52.378 --> 01:13:55.748 Melekler beyazdır." 01:13:55.748 --> 01:13:59.816 Sonra da devam etti: " Siz kendi mücadelenizi, kendiniz vermelisiniz. 01:13:59.816 --> 01:14:02.469 Ve bu mücadele sokaklarda başladı. 01:14:02.469 --> 01:14:08.038 Ama siz bu mücadeleyi beyazlarla birleşerek verirseniz, mücadeleniz soğur." 01:14:08.038 --> 01:14:11.853 Sonra, bu savını, içine süt koyduktan sonra soğuyan 01:14:11.853 --> 01:14:14.898 bir bardak kahveye benzetmesiyle destekledi. 01:14:14.898 --> 01:14:18.475 Malcolm'un yaptığı bu benzetmeler bazen komik olurdu 01:14:18.475 --> 01:14:23.684 ama mesaj yerine ulaşırdı. 01:14:37.680 --> 01:14:38.562 GLORIA RICHARDSON, Güney Vatandaşlık Hakları Lideri 01:14:38.562 --> 01:14:44.460 Bizim organize ettiğimiz kişilerin çoğu Malcolm X'i duymuşlardı; 01:14:44.460 --> 01:14:48.055 ona saygı duyuyorlardı ve onun konuşmalarını dinliyorlardı. 01:14:48.208 --> 01:14:51.773 Yani o medyada yer aldığı her zaman, 01:14:51.881 --> 01:14:55.565 konuşmasını dinleyebilmeye çalışıyorlardı. Ve insanlar problemlerini 01:14:55.657 --> 01:15:04.328 anlayan biri olduğu için, bu problemlere karşı savaş verilmesini söyleyen biri olduğu için, kendilerini anlaşılmış hissediyorlardı 01:15:06.991 --> 01:15:08.340 Ancak, sanırım bunun her zaman barışçıl şekilde olmayacağını da biliyorlardı. 01:15:08.418 --> 01:15:10.518 Vaşington'daki yürüyüşten on dokuz gün sonra, 01:15:10.594 --> 01:15:13.047 Birmignham, Alabama'daki 16. Cadde'deki Baptist Kilisesi'nin 01:15:13.109 --> 01:15:15.063 Pazar okulunda bir bomba patlatıldı. 01:15:18.294 --> 01:15:22.759 Yirmi kişi yaralanmıştı. Dört küçük kız ölmüştü. 01:15:29.080 --> 01:15:33.215 Şimdi, bir kilisenin bombalanmasından ve dört küçük kızın öldürülmesinden bahsediyorsunuz.. 01:15:33.215 --> 01:15:40.782 Benim hatırladığım kadarıyla, ortaya çıkan kızgınlık ve bu konuda 01:15:40.782 --> 01:15:43.601 hiçbir şey yapmama hissi, çok ağırdı. 01:15:43.601 --> 01:15:46.478 Çoğumuzun huzuru kaçmıştı, 01:15:46.478 --> 01:15:49.672 Malcolm'un da huzuru epey kaçmıştı, 01:15:49.672 --> 01:15:50.942 bundan hiç bahsetmemişti ama 01:15:50.942 --> 01:15:56.572 bizlerin, vatandaşlık hakları hareketi sırasında, 01:15:56.572 --> 01:16:03.192 halkımız beyaz insanlar ve polis tarafından katledilirken 01:16:03.192 --> 01:16:07.704 hiçbir şey yapmıyor olmamız, moral bozucuydu. 01:16:07.704 --> 01:16:16.085 Harekete geçmemiz gerektiğini hissediyorduk. 01:16:29.452 --> 01:16:33.192 MALCOLM X: Lincoln adında bir beyaz adam, sözde sivil savaşta 01:16:33.192 --> 01:16:36.012 savaşarak ırk sorununu çözdü ama sorun hala duruyor. 01:16:36.012 --> 01:16:38.055 Sonra, Kennedy diye başka bir beyaz adam geldi, 01:16:38.055 --> 01:16:40.989 başkan adayı oldu ve Zencilere, eğer ona oy verirlerse, onlar için neler yapacağını söyledi. 01:16:40.989 --> 01:16:43.462 Ve onlar da ona oy verdiler, yüzde 80 ona oy verdiler 01:16:43.462 --> 01:16:46.667 ve işte üç senedir o da görevde ama sorun hala duruyor. 01:16:46.667 --> 01:16:49.688 Polis köpekleri Birmingham, Alabama'da 01:16:49.688 --> 01:16:51.277 siyahi kadınları, çocukları bebekleri ısırırken 01:16:51.277 --> 01:16:56.950 Kennedy, herhangi bir federal kanunun çiğnenmemiş olmasından ötürü, bir şey yapamayacağını söylemişti. 01:16:56.950 --> 01:17:00.264 Sonra Zencilerin sabrı taşıp, kendilerini savunmaya kalkınca, 01:17:00.264 --> 01:17:02.566 Birminghamlı beyazların canına okuyunca, 01:17:02.566 --> 01:17:04.134 Kennedy o zaman askerleri oraya gönderdi. 01:17:04.134 --> 01:17:05.707 Ve o askerleri oraya gönderdiğinde, 01:17:05.707 --> 01:17:08.793 beyazlar patlak verdiğinde mevcut olan kanunların aynısı, 01:17:08.793 --> 01:17:12.365 siyahiler patlak verdiğinde de aynıydı. 01:17:12.365 --> 01:17:16.196 İşte bu yüzden biz, beyaz adamın bizim problemimizi 01:17:16.196 --> 01:17:22.312 çözebileceğine dair şüphe duyarken, geçerli sebeplere sahibiz. 01:17:22.312 --> 01:17:27.565 Ve beyaz adamın dürüstlüğüne, içtenliğine dair şüphe duyuyorsak, 01:17:27.565 --> 01:17:30.662 sizin de kabul etmeniz gerekir ki, bu sorun uzun 01:17:30.662 --> 01:17:33.074 süredir burada ve beyazlar son 100 yıldır 01:17:33.074 --> 01:17:35.880 aynı şeyi tekrarlayıp duruyorlar 01:17:35.880 --> 01:17:40.047 ve sorun bugün çözüme, bundan 100 yıl önce olduğundan daha yakın değil. 01:17:40.047 --> 01:17:42.325 Evet, o değişmişti. 01:17:42.325 --> 01:17:50.724 Dini konularda konuşan birinden, milliyetçi birine dönüşmüştü ve ben ona, 01:17:50.724 --> 01:17:55.603 (yani Malcolm'a) dedim ki, onu, o konuşma yaptığı ilk yıllarda da dinliyordum 01:17:55.603 --> 01:18:01.869 ve şimdi de dinliyordum ve bir değişim gözlemliyordum. 01:18:01.869 --> 01:18:04.447 O da "Nasıl bir değişiklikten bahsediyorsun?" dedi. 01:18:04.447 --> 01:18:09.342 Ben de ona, " Sen ilk başlarda konuştuğunda, 01:18:09.342 --> 01:18:14.773 söylediklerinin gerçekliği, tüylerimi ürpertirdi. 01:18:14.773 --> 01:18:17.755 Şimdi, böyle hissetmiyorum." 01:18:17.755 --> 01:18:20.326 O da, bana şöyle yanıt verdi. " Belki de, 01:18:20.326 --> 01:18:23.875 artık sen dini hislerini veya ruhunu kaybetmişsindir." 01:18:23.875 --> 01:18:30.038 Ben de ona, "Belki öyledir, ama, sana yine de nasıl hissettiğimi söylemek istedim" dedim. 01:18:30.038 --> 01:18:36.617 Bir süre sonra, Elijah Mohammad'in ailesi 01:18:36.617 --> 01:18:38.756 tarafından bazı eleştiriler gelmeye başladı. 01:18:38.756 --> 01:18:41.960 Zaman zaman, Malcolm'un toplumda bu kadar 01:18:41.960 --> 01:18:48.405 popüler olmasından rahatsızlık duyduklarını belirten şeyler söylemeye başladılar. 01:18:48.405 --> 01:18:53.491 Çünkü artık herkes onu, baş sözcü olarak görmeye başlamıştı. 01:18:53.491 --> 01:18:57.674 Baş sözcü olması sorun değildi ama çok tanınmaya başlamıştı 01:18:57.674 --> 01:19:02.353 medya sürekli ona yoğunlaşıyordu. 01:19:02.353 --> 01:19:06.524 Herkes, "Malcolm, Malcolm, Malcolm X, Malcolm X" diyordu, 01:19:06.524 --> 01:19:12.289 ve Elijah Mohammad'in ismiyse gittikçe daha az anılır olmuştu. 01:19:12.289 --> 01:19:18.476 Malcolm, İslam Ulusu içindeki kıskançlıklarla başa çıkabileceğine inanıyordu, 01:19:18.476 --> 01:19:28.710 ancak onun, Elçi ile arasındaki gerginlik, Kasım 1963'te artık kendini gösterecekti. 01:19:28.710 --> 01:19:31.621 Biz restoranda oturmuş, kahve içiyorduk. 01:19:31.621 --> 01:19:35.891 Bir toplantıdaydık ve caminin kaptanı, Joseph'e 01:19:35.891 --> 01:19:39.094 karısından bir telefon geldi. 01:19:39.094 --> 01:19:47.709 Joseph, telefon kulübüsine gidip, eşiyle konuştu ve geri geldiğinde, şok olmuştu. 01:19:47.709 --> 01:19:56.340 Karısının ona, Kennedy'nin öldürüldüğünü söylediğini, söyledi. 01:19:56.340 --> 01:20:01.236 Malcolm birini gönderip bir radyo getirtti ve radyoyu fişe taktık ve 01:20:01.236 --> 01:20:07.574 dinlemeye başladık. Radyo spikeri dedi ki: 01:20:07.574 --> 01:20:13.849 " Tekrarlıyoruz. Başkan, Dallas, Teksas'ta vurulmuştur. 01:20:13.849 --> 01:20:18.119 Şu anda durumunun ciddiyetini bilmiyoruz." 01:20:18.119 --> 01:20:24.902 Malcolm, hemen dedi ki "İşte o şeytan öldü." 01:20:24.902 --> 01:20:31.039 John F. Kennedy, süikasta uğramıştı. 01:20:31.039 --> 01:20:34.803 Bay Mohammad, oğlunun Malcolm'u aramasını istedi. 01:20:34.803 --> 01:20:40.718 Dedi ki, " Kardeşim, Dini lider Malcolm. Babam size şunu söylememi istedi- 01:20:40.718 --> 01:20:43.849 ve biz aynı şeyi ülkenin her yerindeki temsilcilerimize söylüyoruz- 01:20:43.849 --> 01:20:50.413 John F. Kennedy suikasta uğramıştır ve bizim kesinlikle 01:20:50.413 --> 01:20:52.968 hakaret için bir yorum yapmamamız gerekmektedir. 01:20:52.968 --> 01:21:00.167 Çünkü bu adam ABD başkanıdır ve insanlar onu seviyorlar." 01:21:00.167 --> 01:21:05.380 Müslümanlar, New York Şehri'nde, Manhattan Center'da bir miting düzenlemişlerdi. 01:21:05.380 --> 01:21:11.444 Miting günü, Elçi Malcolm'u arayarak, olayları ruhani yönünü ön plana çıkarması ve 01:21:11.444 --> 01:21:15.996 Başkan'ın ölümünden bahsetmemesi gerektiğini hatırlattı. 01:21:15.996 --> 01:21:18.934 Ancak Malcolm'un söyleyebileceklerinden ötürü endişeliydi. 01:21:18.934 --> 01:21:22.806 Malcolm önceden hazırladığı bir konuşma metni üzerinden konuştu. 01:21:22.806 --> 01:21:26.202 Kennedy'den açıkça bahsetmedi. 01:21:26.202 --> 01:21:33.020 Ama sonra, sanki belasını ararcasına, 01:21:33.020 --> 01:21:37.129 insanlara soru sorma hakkı verdi. 01:21:37.129 --> 01:21:42.911 Normalde konuşmasını yapardı ve soru cevap kısmı olmazdı. Ama o gün, soru sorulmasını istedi. 01:21:42.911 --> 01:21:54.159 Sonra, dünyadaki diğer liderleri sıralamaya başladı 01:21:54.159 --> 01:22:01.421 ve bu liderlerin Amerikan hükümeti veya müttefikleri tarafından nasıl eziyete uğradığını anlatmaya başladı 01:22:01.421 --> 01:22:06.884 ve işte bahsettiği insanların hayat hikayesi, Kennedy'nin başına gelenlerle kıyaslanmaya başlamıştı. 01:22:06.884 --> 01:22:16.038 Demişti ki "Patrice Lumumba ölmüştü ve eşi dul kalmıştı. 01:22:16.038 --> 01:22:20.858 Onun halkı, liderlerini kaybetmişti. 01:22:20.858 --> 01:22:25.827 Ve Amerikan hükümeti işte burada bir rol oynamıştı." 01:22:27.034 --> 01:22:27.401 İşte bu tür, Amerikan hükümetinin bulaştığı işleri 01:22:27.401 --> 01:22:33.901 sıralamaya başlamıştı. Yani onun anlatmaya çalıştığı şey, 01:22:34.255 --> 01:22:47.534 dünyanın geri kalanında bu tür şeyler yaparsanız, öyle bir durum, öyle bir ortam yaratırsınız ki, 01:22:47.534 --> 01:22:52.395 işte o zaman, ettiğinizi bulursunuz. 01:22:52.648 --> 01:22:59.540 O, böyle cevap verdiğinde çok şaşırmıştım. 01:22:59.924 --> 01:23:01.366 Ve işte cevap verdi. Dedi ki, 01:23:01.366 --> 01:23:04.421 " Biliyorum ki, bunu söyleyerek başımı belaya sokacağım, 01:23:04.421 --> 01:23:09.655 ama benim anladığım kadarıyla, bu durum 'insan ettiğini bulur', dediğimiz duruma iyi bir örmektir." 01:23:09.655 --> 01:23:14.323 John Ali, Ulusal Sekreter oradaydı ve işte 01:23:14.323 --> 01:23:18.096 Bay Mohammad olanlardan bu sayede bu kadar çabuk haberdar oldu. 01:23:18.096 --> 01:23:19.601 JOHN ALİ; İslam Ulusu, Ulusal Sekreter 01:23:19.601 --> 01:23:22.937 Bu mesaj, Amerika'daki Müslüman'ların lideri olan,Elijah Mohammed'den bir mesajdır: 01:23:22.937 --> 01:23:28.493 Dini lider Malcolm Shabazz, 1 Aralık Pazar günü, New York'taki Manhattan Center'daki mitingtedi konuşmasında, 01:23:28.493 --> 01:23:32.563 Başkan John F. Kennedy'nin ölümüne dair yorumlarda bulunduğunda, 01:23:32.563 --> 01:23:34.023 Müslümanlar adına konuşmamıştır. 01:23:34.023 --> 01:23:37.988 Bu yorumlar kendine aittir ve Müslümanlar'ın tümüne ait değildir. 01:23:37.988 --> 01:23:45.059 Ayrıca Lider Malcolm'ın halka hitap etmesi bir süreliğine yasaklanmıştır. 01:23:45.059 --> 01:23:49.690 İslam Ulusu, öldürülen başkan için yas tuttuğunu resmen açıklarken, 01:23:49.690 --> 01:23:55.836 bir yandan da ulusun liderliği, Malcolm X'e 90 gün boyunca konuşma yasağı verildiğini duyurmuştu. 01:23:55.836 --> 01:24:01.157 Kendisi hiçbir konuşma yapmayacak ve basınla irtibata geçmeyecekti. 01:24:01.157 --> 01:24:04.587 Biz o zaman bir sürü Kennedy haberi yayınlıyorduk ve o zaman 01:24:04.587 --> 01:24:08.017 Malcolm'un konuşma yasağı üzerine de ufak bir haber yapılacaktı. 01:24:08.017 --> 01:24:09.990 Ben telefonu açarım, 01:24:09.990 --> 01:24:12.637 o bana bir cümle söyler ve görüşmemiz sonlanır, sanıyordum. 01:24:12.637 --> 01:24:16.320 Ama bu sefer, o beni telefonda tahmin ettiğimden daha uzun süre tuttu. 01:24:16.320 --> 01:24:21.521 Ve sesi üzgün geliyordu, endişeli geliyordu. 01:24:21.521 --> 01:24:24.582 İşte ilk defa, çok çok güçlü olduğunu düşünmeye alışkın olduğum 01:24:24.582 --> 01:24:31.220 bu adamda bir zayıflık görmüştüm. 01:24:31.220 --> 01:24:36.411 Gazeteler, İslam Ulusu içinde güç savaşı olduğunu tahmin ediyorlardı. 01:24:36.411 --> 01:24:39.772 Sonradan öğrenildi ki, Malcolm ve Elijah Mohammad arasını 01:24:39.772 --> 01:24:44.996 iyice açmak için, bu hikayeleri gazetelere, FBI veriyordu. 01:24:44.996 --> 01:24:51.231 Yalnız ve yorgun Malcolm, Cassius Clay'in, Sonny Liston'a karşı 01:24:51.231 --> 01:24:58.493 dövüşeceği şampiyonluk maçının gerçekleştirileceği, Miami'ye aldığı daveti, kabul etti. 01:25:06.014 --> 01:25:08.493 Her ne kadar ulusun bir üyesi değilse de, Clay 01:25:08.493 --> 01:25:12.438 son iki senedir Müslüman tapınakları ziyaret ediyordu. 01:25:12.438 --> 01:25:18.273 Ve Malcolm'dan da, onu Liston'a karşı dövüşeceği maçından önce, onu zihinsel olarak hazırlamasını istemişti. 01:25:18.273 --> 01:25:19.738 ATTALLA SHABAZZ, Kızı 01:25:19.738 --> 01:25:23.018 Benim ailem için Florida'ya gitmek balayı gibiydi, 01:25:23.018 --> 01:25:25.470 anne babam, bu tatilden balayı olarak bahsederlerdi. 01:25:25.470 --> 01:25:32.989 Tabii ki, onlar için bizim ailecek bir araya gelmemiz ve oraya aile olarak gitmemiz, çok önemliydi. 01:25:32.989 --> 01:25:39.053 Bizim için, beraberce vakit geçirebilmek için bir fırsattı, 01:25:39.053 --> 01:25:42.437 Ama anne ve babam için, babamın deyişine göre, 01:25:42.437 --> 01:25:50.398 Florida tatilimiz, onların evlendikten beri, gerçekten ilk defa baş başa kalabildikleri ilk seferdi. 01:25:50.398 --> 01:25:59.129 Malcolm, Ulus'a, Cassius Clay'i dahil ederek, kendisinin de tekrar kabul edilmesini talep etti, 01:25:59.129 --> 01:26:04.721 ancak Ulus'un üst seviyesindekiler, Malcolm'un teklifini kabul etmediler. 01:26:04.721 --> 01:26:11.372 Amerika'nın çoğunluğu gibi, onlar da genç boksörü, Liston'u yenme şansı çok düşük olan, palavracının biri olarak görüyorlardı. 01:26:11.372 --> 01:26:23.473 Malcolm, Clay, eski şampiyonun gücünü azar azar tüketirken, maçı en ön koltuktan seyrediyordu. 01:26:23.473 --> 01:26:30.538 Yedinci raundun başında, paralanmış Liston, köşesinde yığılıp kalmıştı. 01:26:30.538 --> 01:26:36.844 Clay, yeni dünya ağır siklet şampiyonu olmuştu. 01:26:36.844 --> 01:26:39.335 Peki, bize yedinci raunda ilişkin bir şiir yazar mısın? 01:26:39.335 --> 01:26:41.769 O cennete gitmek istediydi. / Onu alt ettiğim raund yediydi. 01:26:41.769 --> 01:26:42.944 Onu, yednci raundda yere serdin. 01:26:42.944 --> 01:26:44.386 CASSIUS CLAY: Ben dünyanın kralıyım! 01:26:44.386 --> 01:26:45.548 Dur, dur, dur. 01:26:45.548 --> 01:26:48.731 CASSIUS CLAY: Ben daha yakışıklıyım. >> SPİKER: Dur, o kadar da yakışıklı değilsin. >> CASSIUS CLAY: Çok fena bir adamım. >> SPİKER: Dur, dur. 01:26:48.731 --> 01:26:52.103 Dünyayı yerinden oynattım! Dünyayı yerinden oynattım! 01:26:52.103 --> 01:26:54.876 Cassius'un Miami'deki zaferi hakkında ne düşünüyorsun? 01:26:54.876 --> 01:26:58.086 Harika bir zaferdi. Kendisinin en iyi olduğunu kanıtladı. 01:26:58.086 --> 01:27:00.107 Siz dövüş sırasında neredeydiniz? 01:27:00.107 --> 01:27:01.791 Ben salondaydım, müsabakayı seyrediyordum. 01:27:01.791 --> 01:27:02.937 Ring kenarında mıydınız? 01:27:02.937 --> 01:27:05.896 Evet, ring kenarında. Yedi numaralı koltuktaydım. 01:27:05.896 --> 01:27:10.588 Ulus'un liderliği, Malcolm'u es geçerek, direk olarak Clay'i aradılar. 01:27:10.588 --> 01:27:15.187 Genç şampiyonu İslam Ulusu'na kabul ettiler ve 01:27:15.187 --> 01:27:22.069 Kurtarıcı'nın Günü'nde düzenlenen senelik toplantılarında, onun yeni ismini, Muhammad Ali'yi, duyurdular. 01:27:22.069 --> 01:27:25.221 Malcolm bu toplantıya davet edilmemişti. 01:27:25.221 --> 01:27:28.111 Elijah Mohammad, onun yerine, 01:27:28.111 --> 01:27:34.375 Malcolm'un eski öğrencisi, Boston'lu din hocası, Louis X'in geçtiğini duyurdu. 01:27:34.375 --> 01:27:43.322 " Ve işte, hayatım boyunca uğruna savaştığım ve tanışmayı arzuladığım kişiyle tanışacaktım." 01:27:43.322 --> 01:27:45.187 Malcolm Hoca, dürüsttü. 01:27:45.187 --> 01:27:52.011 İçtendi. Kendini, Afro-Amerikan halkının durumunu iyileştirmeye adamıştı. 01:27:52.011 --> 01:27:59.444 Ve işte Şikago'da, kendini, kendi durumunu iyileştirmeye adayan, 01:27:59.444 --> 01:28:03.241 görevli bir grup insan daha vardı. 01:28:03.241 --> 01:28:10.768 Malcolm onları para çalmakla, pahalı takılar satın almakla, kürkler satın almakla suçladı. 01:28:10.768 --> 01:28:18.196 Onları, İslam Ulusu'nu, suç çetesine çevirmekle suçladı. 01:28:18.196 --> 01:28:26.598 İslam Ulusu'nda, iyi yerlere sahip kişilerin bir çoğu Malcolm tarafından eğitilmişti. 01:28:26.598 --> 01:28:31.172 Bazıları, Malcolm sayesinde hayatını düzene sokmuştu. 01:28:31.172 --> 01:28:39.336 Ancak sahip oldukları o küçük pozisyonları sevdiler. 01:28:39.336 --> 01:28:48.338 Ve Ulus'un içinde, gözünü bir numaralı adam olmaya dikmiş kişiler de vardı. 01:28:48.338 --> 01:28:53.818 Eğer Elijah Mohammad ölseydi ve yerine Malcolm X geçseydi 01:28:53.818 --> 01:28:58.853 Malcolm'un ilk yapacağı şey, biraz temizlik yapmak olacaktı. 01:28:58.853 --> 01:29:02.723 Para bozanları, tapınaktan kovacaktı .[ İsa'ya gönderi yapılmış] 01:29:02.723 --> 01:29:14.990 Yani onların planı, yaşlı adam vefat etmeden ÖNCE, Malcolm'dan kurtulmaktı. 01:29:14.990 --> 01:29:25.306 8 Mart 1964'te, Malcolm, İslam Ulusu'ndan ayrıldığını duyurdu. 01:29:25.306 --> 01:29:30.940 Kendisini, Ulus'un dışında da takip edenler için, 01:29:30.940 --> 01:29:35.417 'Birleşmiş Müslüman Camii' adında yeni bir dini organizasyon kurmuştu. 01:29:35.417 --> 01:29:44.122 Ancak Malcolm, rakip bir cami kurmanın, Elijah Mohammad'e direk bir meydan okuma olarak görüleceğini biliyordu. 01:29:48.198 --> 01:29:52.304 İşte bu oturduğumuz odaya gelmişti ve oraya oturmuştu. Sonra onunla konuşmuştuk. 01:29:52.304 --> 01:29:58.871 Öncelike erkenden geldiğini ve evin etrafında 01:29:58.871 --> 01:30:02.557 bir kaç tur attığını, söylemişti. 01:30:02.557 --> 01:30:06.889 Tam olarak zamanında varmak istediğini söylemişti ve gerçekten de tam zamanında buradaydı. 01:30:06.889 --> 01:30:09.935 Biz oturduk ve dinledik. Bizim hiçbir sorumuz yoktu. 01:30:09.935 --> 01:30:12.137 Biz, acının nereden kaynaklandığın biliyorduk. 01:30:12.137 --> 01:30:14.118 Ne olduğunu biliyorduk. 01:30:14.118 --> 01:30:19.634 Ve sanki onun tek ihtiyacı olan, dert yanmaktı, bu yzüzden biz de onun konuşmasına izin verdik. 01:30:19.634 --> 01:30:23.266 O, ceza evinde geçirdiği vakitten bahsetti. 01:30:23.266 --> 01:30:31.491 Elijah Mohammad'in adını ilk duyduğu zamandan ve onun, hayatında yarattığı değişiklikten bahsetti. 01:30:31.491 --> 01:30:41.400 Babasının onu reddetmesinden kaynaklanan derin acısını dile getirdi. 01:30:41.400 --> 01:30:48.347 Ve işte o akşam orada otururken, biz anlamıştık ki, eğer Elijah Mohammad ona, "hadi gel" dese, Malcolm, 01:30:48.347 --> 01:30:54.558 aralarındaki farkları düşünmeksizin, ona koşar adımlarla gidecekti. 01:30:54.558 --> 01:31:05.237 Malcolm, Harlem sakinlerinin sevgili oğluydu ve insanlar, hikayeyi onun ağzından dinlemek istiyorlardı. 01:31:05.237 --> 01:31:12.409 Elijah Mohammad onlar için, duvarda asılı bir resimdi. Onun adını hep duyuyorlardı 01:31:12.409 --> 01:31:14.485 ama Harlem'deki onu şahsen tanımıyorlardı. 01:31:14.485 --> 01:31:20.634 Oysa Malcolm'u tanıyorlardı ve seviyorlardı. Ve onlar, ayrılık yaşandıktan uzun süre sonra, Malcolm'a sadık kaldılar. 01:31:20.634 --> 01:31:24.128 MALCOLM X: İşte sizin ve benim, harekete geçmemiz lazım! 01:31:24.128 --> 01:31:26.838 Sizin ve benim orada olmamız lazım, onların tepesine binmemiz lazım. 01:31:26.838 --> 01:31:30.371 Onlar omuzlarının arkasına her baktığında, onların bizi görmesini istiyoruz. 01:31:30.371 --> 01:31:38.799 Onlarıa bugüne kadar kabul edilen en güçlü vatandaşlık hakları tasarısını kabul ettireceğiz. 01:31:38.799 --> 01:31:42.966 Çünkü biliyoruz ki, tasarı kabul ettikten sonra bile, onlar kanunu yasayı uygulamayacaklar. 01:31:42.966 --> 01:31:49.882 İşte bunu yapabilmemiz için, oy kütüğüne kayıt kampanyası başlatıyoruz. 01:31:49.882 --> 01:31:57.581 Harlem'deki herkesin kütüğe kaydetmemiz lazım, 01:31:57.581 --> 01:32:05.641 ve onların Demokrat ya da Cumhuriyetçi olarak değil, Bağımsız olarak kaydolmasını istiyoruz. 01:32:05.641 --> 01:32:17.194 Eğer sizlerde kayıt olacak kadar sorumluluk bilinci yoksa, sizi şehrin dışına çıkartacağız. 01:32:17.194 --> 01:32:19.553 Malcolm bu sert planı hayata geçirmeyi planladığında, 01:32:19.553 --> 01:32:22.124 amacı yalnızca politik güç kazanmak değil, 01:32:22.124 --> 01:32:26.382 bir yandan da siyahi insanların, kendi mahallelerinde kontrole sahip olmalarını sağlamaktı. 01:32:26.382 --> 01:32:32.532 MALCOLM X: Yani ya oy vereceksiniz ya da kovulacaksınız. 01:32:32.532 --> 01:32:36.714 Diğer etnik gruplar ve diğer ırklardaki kişiler bizim mahallemize gelip, dükkan sahibi oluyorlardı. 01:32:36.714 --> 01:32:42.048 Okulları, süpermarketleri, sinemaları onlar işletiyorlardı. 01:32:42.048 --> 01:32:50.546 Yani, mahallede gelir kaynağı olan neredeyse her şey, yabancıların elindeydi. 01:32:50.546 --> 01:32:54.315 MALCOLM X: Benim ekonomik felsefem de siyahi ulusçuluğa dayanıyor; 01:32:54.315 --> 01:32:59.732 buna göre, siyahi adam Zenci mahallesi olarak bilinen yerlerdeki ekonominin kontrolünü elinde tutmalıdır; 01:32:59.732 --> 01:33:04.387 işletme sahibi olma ve işletmeyi yürütmesi için gereken bilgiyi üretmeli ve 01:33:04.387 --> 01:33:09.500 bu sayede kendi insanları için, kendi türü için iş fırsatları yaratmalıdır. 01:33:09.500 --> 01:33:13.433 Sosyal felsem de, siyahi ulusçuluğa dayanıyor, buna göre 01:33:13.433 --> 01:33:17.853 siyahi adamın beyaz adamın toplumuna kendini kabul ettirmesi yerine, 01:33:17.853 --> 01:33:20.884 biz kendi topluluğumuzdaki hastalıkları ve kusurları giderip, 01:33:20.884 --> 01:33:27.384 kendi türümüz içinde sevilebilir ve sosyalleşebilir, hale gelmeliyiz. 01:33:27.384 --> 01:33:33.118 Malcolm'un planı tamamen farklıydı. O, tamamen bağımsızlıktan yanaydı, 01:33:33.118 --> 01:33:38.779 insanların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmesi gerektiğine inanır, kendi kendine yeterli olmaları ve gerektiğinde kendilerini 01:33:38.779 --> 01:33:44.960 koruyabilmeleri gerektiğini düşünürdü. Tabii, diğerleriyle beraber savaş verdiği bir şey de vardı; o da adaletti. 01:33:44.960 --> 01:33:50.074 İşte ben, takip etmem gereken kişinin Malcolm olduğunu hissetmiştim. 01:33:50.074 --> 01:33:55.863 Malcolm'un artan popülerliği, Elijah Mohammad'e sadık kalanları zor bir duruma sokmuştu. 01:33:55.863 --> 01:34:02.460 Ben, eğer kendi kardeşim ulusu terk etti diye, ulusu terk etseydim, 01:34:02.460 --> 01:34:07.661 iyi bir İslam müriti olamazdım. 01:34:07.661 --> 01:34:10.710 Ben öyle bir mürit değildim, 01:34:10.710 --> 01:34:11.718 Evet. 01:34:11.718 --> 01:34:15.204 Ben Malcolm'u tatlı sözle tekrar ikna etmeye çalışmadım, ama öte yandan da 01:34:15.204 --> 01:34:18.335 hocalık yaparak, bir çok insanın hayatını paklaştırıyordum, 01:34:18.335 --> 01:34:23.420 önceden ahlakını kaybetmiş kişileri, tekrar ahlaklı yapıyordum ve bu benim hoşuma gidiyordu. 01:34:23.420 --> 01:34:26.963 [ radyo yayını ] Şimdi yanımızda, Bay PHILBERT, 01:34:26.963 --> 01:34:33.276 Normalde, din kardeşlerimin aralarındaki farklılıkları, özellikle de 01:34:33.276 --> 01:34:36.308 böylesine güvenilmez bir medya ortamında, yabancılara anlatılmasının iyi bir fikir olduğunu düşünmezdim. 01:34:36.308 --> 01:34:42.719 Ancak yakın zamanda meydana gelen olayların ciddi sonuçları yüzünden, bu yola başvurmak zorunda kaldım. 01:34:42.719 --> 01:34:49.567 Ben, Philbert X, Michigan eyaletindeki Lansing, Grand Rapids, Flint ve Muskegon camilerinin hocası olarak, 01:34:49.567 --> 01:34:54.855 ve İslam'ı ve hocamız Sayın Elijah Mohammad'i ve onun müritlerini seven biri olarak, 01:34:54.855 --> 01:35:00.355 benim kardeşim Malcolm'un eylemleri konusunda bir şeyler söylenmesi gerektiğine inanıyorum. 01:35:00.355 --> 01:35:07.641 Benim bu yorumu yapmamın amacı, Müslümanlar'ı güçlendirmekti. İşte ben bu yüzden Müslümanlar'a hitap etmiş 01:35:07.641 --> 01:35:09.485 ve işte bu yüzden Şikago'ya getirilmiştim. 01:35:09.485 --> 01:35:12.786 Müslümanlar'ı güçlendirmek üzere bir beyanda bulunmak için. 01:35:12.786 --> 01:35:16.979 İşte sonrasında, İslam hakkında konuşmaya başladım, zaten bu benim her zaman öğrettiğim şeydi. 01:35:16.979 --> 01:35:18.850 Ama tam beyanımı vermek üzereyken, 01:35:18.850 --> 01:35:21.699 John Ali önüme bir kağıt koydu ve benden bunu okumamı istedi. 01:35:21.699 --> 01:35:24.000 Konuşmam benim için önceden hazırlanmıştı. 01:35:24.000 --> 01:35:28.373 Ben, Malcolm'un nasıl büyüdüğüne şahit olduğumdan, 01:35:28.373 --> 01:35:31.953 onun Bay Mohammad'in yönlendirmesiyle, nasıl yoktan varolduğunu ve 01:35:31.953 --> 01:35:35.409 bu kadar saygıdeğer ve onurlu bir noktaya geldiğini gördüğümden, 01:35:35.409 --> 01:35:38.352 ve aynı, Yehuda, Brütüs ve Benedict Arnold gibi 01:35:38.352 --> 01:35:45.162 liderlerinin güvenini ve itibarını sarsan insanların 01:35:45.162 --> 01:35:49.494 çizdiğini yolu takip ettiğini gördüğümden, 01:35:49.494 --> 01:35:54.811 ve malesef, Amerika'daki bir çok insanın hayatına hükmeden akıl rahatsızlıklarını bildiğimden 01:35:54.811 --> 01:35:57.107 ve zamanında çok sevdiğim annemi de 01:35:57.107 --> 01:35:58.476 ve bir çok diğer erkek kardeşimi de kontrol altına alan 01:35:58.476 --> 01:36:02.338 ve en son olarak kardeşim Malcolm'u da kurban eden bu rahatsızlık... 01:36:02.338 --> 01:36:05.738 Eğer yazıyı önceden görmüş olsaydım, canlı yayında okumazdım. 01:36:05.738 --> 01:36:08.574 Eğer önceden yazılanlara bakmış olsaydım, bunu canlı yayında okumazdım. 01:36:08.574 --> 01:36:10.743 Ve sonra, John Ali'ye bu konuyu açtım. 01:36:10.743 --> 01:36:15.096 O da, " Ya işte, bu beyan, senin okuman için hazırlanmış öylesine bir yazıydı", dedi. 01:36:15.096 --> 01:36:18.315 Sonra da "Tabii Elçi, senin yazıyı böyle okuduğun için çok memnun olacak." 01:36:18.315 --> 01:36:20.078 Ve daha da konuşmadık. 01:36:20.078 --> 01:36:27.042 Ben Philbert'ın söyledikleri hakkında Malcolm'la konuştum ve o şaşırmadığını söyledi. 01:36:27.042 --> 01:36:33.244 O, Ulus'un kullanabilecekleri herkesi kullanacaklarını bildiğini 01:36:33.244 --> 01:36:39.636 ve onların, Philbert'ı da kullanabileceklerini gördüklerini ve bu yüzden bu durumdan yararlandıklarını, söyledi. 01:36:39.636 --> 01:36:45.293 Philbert'ın gazetelere yaptığı yorumlara da hiç şaşırmadığını söyledi. 01:36:45.293 --> 01:36:56.750 Ve Philbert'a yaptıklarından ötürü kızgın olduğunu, ancak bunlara şaşırmadığını söyledi. 01:36:56.750 --> 01:37:05.580 İslam'da, eğer ikiyüzlülükle suçlanırsanız, 01:37:05.580 --> 01:37:14.158 bu suçluma, Hristiyanlık'takinden veya arkadaşların birbirine 'ikiyüzlü' demesinden çok farklıdır. 01:37:14.158 --> 01:37:20.023 İslam'da size 'ikiyüzlü' denmesi, 01:37:20.023 --> 01:37:25.116 hayatınızın tehlikede olabileceğini gösterir. 01:37:25.116 --> 01:37:29.865 Ben o gazeteleri okuduğumu hatırlıyorum ve 01:37:29.865 --> 01:37:37.756 aklımda kalanlardan biri de, Malcolm'un başında boynuzlu bir resmiydi. 01:37:37.756 --> 01:37:41.392 Ve onun kafasını koparmışlardı, 01:37:41.392 --> 01:37:43.463 ona, Yehuda diyorlardı. 01:37:43.463 --> 01:37:48.975 Ve diğer hocaların onun hakkında kullandıkları dili hatırlıyorum. 01:37:48.975 --> 01:37:52.451 Farrakhan demeyeceğim, ki onun da aralarında olduğunu biliyorum, 01:37:52.451 --> 01:37:54.141 ama diğer hocalar da, bunu yapıyordu. 01:37:54.141 --> 01:37:59.400 Ve işte onların kullandığı kelimeleri okuduğumu ve kendi kendime 01:37:59.400 --> 01:38:02.687 " Bu adamı öldürtmeye çalışıyorlar. Onun ölüsünü istiyorlar." dediğimi hatırlıyorum. 01:38:13.332 --> 01:38:17.967 1964 Nisan'ında, Malcolm Suudi Arabistan'a seyahat etti. 01:38:17.967 --> 01:38:21.208 Bir süredir, geleneksel İslam üzerine çalışıyordu. 01:38:21.208 --> 01:38:26.683 Sonra, tüm Müslüman'ların yapması gereken, 01:38:26.683 --> 01:38:31.715 Hac görevini yerine getirmek üzereyken, Cidde'ye geldi. 01:38:31.715 --> 01:38:38.911 Saudi kraliyet ailesi, ona Mekke şehrine girme konusunda yardımcı oldular. 01:38:38.911 --> 01:38:40.464 MUHAMMAD AL-FAYSAL, Suudi Arabistan Prensi: 01:38:40.464 --> 01:38:44.082 Benim onunla ilk tanışmam çok şaşırmama sebep olmuştu, 01:38:44.082 --> 01:38:51.903 çünkü beklediğimden çok farklı bir adamla karşı karşıyaydım. O ağzından alevler çıkan adam yerine, 01:38:51.903 --> 01:38:59.600 neredeyse ürkek diyeceğim, utangaç bir adamla karşılaşmıştım. 01:38:59.600 --> 01:39:09.561 Bir insan Hacca gittiğinde, uyması gereken bazı kurallar vardır. 01:39:09.561 --> 01:39:17.817 Herkesin aynı sade kıyafet giymesi gerekir ve böylece, 01:39:17.817 --> 01:39:24.280 Hac sırasında kimsenin statüsünü ayırt edemezsiniz. 01:39:24.280 --> 01:39:30.068 Ya da nereden geldiğini. 01:39:30.068 --> 01:39:36.529 Bu, insan kardeşliğinin bir gösterisidir. 01:39:36.529 --> 01:39:41.481 Çünkü herkes bu beyaz giysiyi giyer, 01:39:41.481 --> 01:39:45.630 fakiri de, zengini de, güçlüsü de, zayıfı da, hastası da...Herkes... 01:39:45.630 --> 01:39:50.763 Ve sonra birbirine karışırlar. 01:39:50.763 --> 01:40:01.858 İşte bence Malcolm'u en çok etkileyen de bu olmuştur. 01:40:07.704 --> 01:40:11.384 [kartpostalı okuyarak]: "Dünyanın en ulvi, en kutsal şehrinden selamlar. 01:40:11.384 --> 01:40:16.480 Ailenizin sıcak arkadaşlığını sık sık anıyorum. Kardeş Malcolm." 01:40:16.480 --> 01:40:19.525 " Kadim Arabistan topraklarından selamlar. 01:40:19.525 --> 01:40:24.624 Allah bana, her renkten insanın hacı olduğu, kutsal Mekke şehri'ni ziyaret etme lütfundan bulundu." 01:40:24.624 --> 01:40:26.638 ve " her renkten" in altı çizilmiş. 01:40:26.638 --> 01:40:30.430 " Burada, dünyann her yerinden insanlar, hayatımda görmediğim şekilde bir birlik ruhu gösteriyorlar. 01:40:30.430 --> 01:40:35.419 Görünmesi gereken bir manzara. 01:40:35.419 --> 01:40:37.454 El Haj Malik El Shabazz." 01:40:37.454 --> 01:40:44.817 Ve sanırım kim olduğunu anlamazsam diye, bir de parantez içinde "Malcolm X" yazmış. 01:40:44.817 --> 01:40:51.356 Malcolm'un takipçilerine gönderdiği mektuplar haberlerde yer aldı ve herkes şunu merak etmeye başladı: 01:40:51.356 --> 01:40:56.024 Malcolm'un ırk konusundaki görüşü değişmiş miydi? 01:40:56.024 --> 01:41:02.173 Kutsal topraklardaki kardeşlikten, farklı ırktan olan insanların kardeşliğinden bahsediyor. 01:41:02.173 --> 01:41:06.134 Diyor ki " Dünyanın her bir yerinden, on binlere hacı vardı. 01:41:06.134 --> 01:41:10.092 Bu insanlar, mavi gözlü sarışınlardan, siyah tenli Afrikalılara kadar, renk renktiler, 01:41:10.092 --> 01:41:15.740 ancak hepsi aynı faaliyetlerde bulunuyorlardı ve benim 01:41:15.740 --> 01:41:18.936 Amerika'daki deneyimlerime göre, beyaz ve beyaz olmayan insanların arasında 01:41:18.936 --> 01:41:23.368 asla var olamayacak türden bir birlik ve kardeşlik ruhu gösteriyorlardı." 01:41:23.368 --> 01:41:28.194 O halde, bunları söylerken beyaz insanların 'şeytan' olduğu görüşünden geri adım atıyor. 01:41:28.194 --> 01:41:29.361 Ben bu konuda, 01:41:29.361 --> 01:41:30.623 onun geri adım attığını 01:41:30.623 --> 01:41:32.249 söyleyemem. 01:41:32.249 --> 01:41:38.274 Biri insan, yolunda, geri geri gelmeden de, yön değiştirebilir. 01:41:38.274 --> 01:41:42.018 Ama siz "geri adım attı" derken, 01:41:42.018 --> 01:41:46.439 kulağa sanki, siz onun, beyaz insanları 'şeytan' olarak adlandırmasını istiyormuşsunuz da, 01:41:46.439 --> 01:41:50.268 eğer öyle yapmazsa, yanlış yöne gittiğini söylüyormuşsunuz, gibi geliyor. 01:41:50.268 --> 01:41:51.593 Kimse şeytan olarak adlandırılmak istemez. 01:41:51.593 --> 01:41:54.597 O halde, o beyaz insanları 'şeytan' olarak adlandırmayı bıraktığında, 01:41:54.597 --> 01:41:56.910 geri adım atmış sayılmaz, öyle değil mi? 01:41:56.910 --> 01:41:58.567 Doğru. 01:41:58.567 --> 01:42:03.262 Hac ziyaretinden sonra, Malcolm üç hafta boyunca Afrika'yı ziyaret etti. 01:42:03.262 --> 01:42:13.056 21 Mayıs'ta, doğum gününden iki gün sonra, New York'a geri döndü. 01:42:13.056 --> 01:42:19.994 Malcolm, senin Afrika'daki ve Orta Doğu'daki beyaz tenli Müslüman'larla yaşadığın deneyimlerin, 01:42:19.994 --> 01:42:27.182 Müslüman olmayan beyaz insanlarla, Zencilerin arasında bir ilişki kurulabileceği yönünde, değişti mi? 01:42:27.182 --> 01:42:31.392 Ben hacca gittiğimde, 01:42:31.392 --> 01:42:38.631 Amerika'da olsalardı, beyaz olarak adlandırılabilecek ve Amerika'da 01:42:38.631 --> 01:42:42.968 beyaz olarak sınıflandırılabilecek Müslüman'larla yakından tanışma fırsatım oldu. 01:42:42.968 --> 01:42:45.575 Ancak, bu Müslümanlar kendilerini beyaz olarak adlandırmıyorlardı. 01:42:45.575 --> 01:42:49.257 Onlar, kendilerine insan olarak bakıyorlardı; insanlık ailesinin bir üyesi olarak. 01:42:49.257 --> 01:42:54.442 Ve işte, insanlık ailesinin diğer parçalarını da, bu ailenin üyesi olarak görüyorlardı. 01:42:54.442 --> 01:42:55.758 İşte bu..? 01:42:55.758 --> 01:42:58.821 Bu insanların hayata bakışları, tavırları, 01:42:58.821 --> 01:43:01.986 Amerika'da kendini beyaz olarak adlandıran insanlarınkinden 01:43:01.986 --> 01:43:06.575 çok farklıydı. 01:43:06.575 --> 01:43:11.087 Ve dedim ki, "Eğer İslam bunu, 01:43:11.087 --> 01:43:12.597 bu insanlara yaptıysa, 01:43:12.597 --> 01:43:15.765 belki de Amerika'daki beyaz adamların da İslam'ı incelemeleri gerekir 01:43:15.765 --> 01:43:18.192 ve belki İslam, bunu onlara da yapar. 01:43:18.192 --> 01:43:21.888 Siz, bu noktada, Birleşmiş Milletler'e başvurarak, 01:43:21.888 --> 01:43:26.048 ABD'nin, Amerikan zencilerine olan tutumunun yargılanmasını talep edecek misiniz? 01:43:26.048 --> 01:43:29.690 Evet, tabii ki.[dinleyiciler alkışlar] 01:43:29.690 --> 01:43:33.633 Dinleyicilerin biraz sessiz olmaları gerekli. [güler] 01:43:33.633 --> 01:43:41.580 Evet, seyahat ederken de söylediğim gibi, 01:43:41.580 --> 01:43:46.348 Birleşmiş milletlerdeki Afrika ulusları, Asya ulusları ve Latin Amerika ulusları, 01:43:46.348 --> 01:43:49.381 Birleşmiş Milletler'de ayağa kalkıp da, 01:43:49.381 --> 01:43:52.828 Güney Afrika'daki ırkçı uygulamaları ve Angola'da, Portekizli'lerin 01:43:52.828 --> 01:43:55.687 yaptıklarını kınadıklarında 01:43:55.687 --> 01:43:59.076 ve bu ülkede her gün karşılaşılan ırkçı uygulamalara karşı 01:43:59.076 --> 01:44:05.671 sessiz kaldıklarında,iki yüzlü davranmış oluyorlar. 01:44:05.671 --> 01:44:09.955 Medya odağını Malcolm'a çevirdikçe, 01:44:09.955 --> 01:44:12.643 İslam Ulusu, saldırılarını arttırdı 01:44:12.643 --> 01:44:17.833 ve Malcolm'u evinden çıkarmak için, tahliye belgeleri düzenledi. 01:44:17.833 --> 01:44:21.941 1964 yılının baharında ve yazın ilk başlarında, 01:44:21.941 --> 01:44:25.872 İslam Ulusu ile işin içinden çıkılmaz bir noktaya gelmişti 01:44:25.872 --> 01:44:31.471 ve Malcolm'un sahip olduğu tek silah, Elçi'nin, onun sekreteri 01:44:31.471 --> 01:44:36.591 olarak çalışan kadınlarla ilişki kurduğunu bilmesiydi. 01:44:36.591 --> 01:44:41.570 New York Herald Tribune'da bir gazeteciyi arayarak, ona bu hikayeyi anlatmak istedi. 01:44:41.570 --> 01:44:45.231 Ancak bu iftira niteliği taşıdığından, hikayeyi yayınlamadılar. 01:44:45.231 --> 01:44:48.944 Malcolm, mahkemede, evinden tahliye edilme işlemine karşı savaş verdiğinde, 01:44:48.944 --> 01:44:54.472 bu davayı, Elijah Mohammad'in özel hayatını deşifre etmek için bir fırsat olarak kullandı. 01:44:54.472 --> 01:44:56.218 Neden sizi öldürmekle tehdit ediyorlar? 01:44:56.218 --> 01:45:03.283 Bunun ana sebebi, benim, neden Siyahi Müslüman hareketinin dışına itildiğimin 01:45:03.283 --> 01:45:07.016 gerçek sebebini söylememden korkuyor olmalarıdır. Ki ben bunu kimseye söylemedim, kendime sakladım. 01:45:07.016 --> 01:45:11.195 Ancak, Elijah Mohammad'in, bu hareketin başındaki kişinin, 01:45:11.195 --> 01:45:18.143 altı ayrı genç kızdan, sekiz tane çocuğu vardı. Ona şahsi sekreter 01:45:18.143 --> 01:45:21.557 olarak hizmet veren altı genç kızdan. 01:45:21.557 --> 01:45:25.475 Bu çok ciddi bir durumdu, çok çok ciddi bir durumdu. 01:45:25.475 --> 01:45:27.547 Ve Sayın Elijah Mohammad'i, bu tür bir suçlamayla 01:45:27.547 --> 01:45:30.792 suçlamak, hayatını feda etmek 01:45:30.792 --> 01:45:32.823 anlamına gelirdi. 01:45:32.823 --> 01:45:34.628 Hayatınızı kaybedebilirdiniz! 01:45:34.628 --> 01:45:35.877 Ve çok açıkça söylüyorum. 01:45:35.877 --> 01:45:38.761 Sizinle çok açık ve net konuşuyorum. Bu, sizin, 01:45:38.761 --> 01:45:41.476 İslam Ulusu'ndaki biri tarafından öldürülmeniz anlamına gelirdi. 01:45:41.476 --> 01:45:44.866 Siz, yaptığınız açıklamalardan ötürü 01:45:44.866 --> 01:45:47.079 başınıza geleceklerden korkmuyor musunuz? 01:45:47.079 --> 01:45:49.796 Evet, beni şimdiden ölmüş kabul edebilirsiniz. 01:45:49.796 --> 01:45:51.384 Ne demek istiyorsunuz? 01:45:51.384 --> 01:45:55.176 Siz, Müslüman hareketinin yapısını ve 01:45:55.176 --> 01:45:57.396 psikolojisini anladığınızda.. 01:45:57.396 --> 01:45:59.253 Eğer birisi, 01:45:59.253 --> 01:46:03.691 mesela bana, Müslüman hareketin liderine güvenen birine, 01:46:03.691 --> 01:46:08.535 birisi gelip de, bana bunları söyleseydi, ve ben bu olaylar hakkında hiçbir şey bilmiyor olsaydım, 01:46:08.535 --> 01:46:13.284 Ben gidip de bu kişiyi öldürürdüm! Ben, kendim. 01:46:13.284 --> 01:46:16.908 Beni, gidip de böyle bir beyanda bulunan bir kişiyi öldürmekten alıkoyabilecek tek şey, 01:46:16.908 --> 01:46:19.975 o kişinin, bana bunu kanıtlaması olurdu. 01:46:19.975 --> 01:46:23.320 Şimdi, eğer bana bu gerçekleri doğrulayan kişi, Bay Mohammad'in kendi oğlu olmasaydı, 01:46:23.320 --> 01:46:26.361 işte o zaman, ciddiye almazdım. 01:46:26.361 --> 01:46:28.859 Ama ben Bay Mohammad'e öylesine yakındım ki, bu duruma ait kanıtlar görmüştüm. 01:46:28.859 --> 01:46:34.098 Ancak benim dini içtenliğim, gördüklerimi göz ardı etmemi sağlamıştı. 01:46:36.929 --> 01:46:39.794 Malcolm, Harlem'deki Audubon Balo Salonu'nda, 01:46:39.794 --> 01:46:42.647 Afika Birliği Organizasyonu'nu örnek alan bir 01:46:42.647 --> 01:46:47.361 politik gurubun oluşturulduğunu duyurdu. 01:46:47.361 --> 01:46:51.772 Kardeş Malcolm, Afro-Amerikan Organizasyonunu, 01:46:51.772 --> 01:46:57.757 bizim gibi, onun politik, ekonomik ve kültürel programlarına ilgi duyan kişiler için oluşturmuştu. 01:46:57.757 --> 01:47:01.435 Sanırım, seyahatleri sırasında fark etmişti ki 01:47:01.435 --> 01:47:06.660 onunla beraber çalışmak istese de, bu uğurda 01:47:06.660 --> 01:47:10.633 Müslüman olmak istemeyen insanlar vardı. 01:47:10.633 --> 01:47:14.518 Bağımsız Afrika uluslarının yaptığı ilk şeylerden biri, 01:47:14.518 --> 01:47:18.776 Afrikan Birliği Organizasyonu'nu oluşturmak olmuştu. 01:47:18.776 --> 01:47:24.200 Afro-Amerikan Birliği Organizasyonu da, aynı hedeflere sahiptir ve 01:47:24.200 --> 01:47:26.986 Kuzey Amerika'dak, ve en başta da ABD'deki, Afrika asıllı insanların tam bağımsızlıklarını 01:47:26.986 --> 01:47:43.165 ve özgürlüklerini, her türlü yola başvurarak sağlamayı 01:47:43.165 --> 01:47:54.522 ve bu yolda karşısına çıkan herkesle savaşmayı hedeflemektedir. 01:47:54.522 --> 01:48:04.656 1964 Haziran'ında, Malcolm, Mısır, Kahire'de yapılan Afrika Birliği Organizasyonu'nun konferansına, 01:48:04.656 --> 01:48:15.555 Afrikalı ve Orta Doğulu liderlerle bir araya gelmek üzere davet edildi. 01:48:15.555 --> 01:48:21.125 Malcolm X, Afrika'da verilen savaşla, 01:48:21.125 --> 01:48:25.852 siyahi Amerikalılar'ın, ABD'de verdikleri savaş arasında bir fark görmüyordu. 01:48:25.852 --> 01:48:29.087 O, verilen bu savaşların birbirinin devamı olduğunu düşünüyordu 01:48:29.087 --> 01:48:36.182 ve birbirlerine destek olabileceğini düşünüyordu. 01:48:36.182 --> 01:48:45.808 1960'larda, Afrikalılar, Amerika'nın Afrika'da yürüttüğü dış politikaya karşı şüpheli yaklaşıyorlardı, 01:48:45.808 --> 01:48:50.298 çünkü maalesef, o zamanlarda Amerika'nın dış politikası, 01:48:50.298 --> 01:48:56.877 Belçika gibi, kolonileştirme politikası yürüten ülkeleri destekliyordu. 01:48:56.877 --> 01:49:04.312 Amerika'da, Afrikalılarla aynı ülkülere sahip olan tek kişi Malcolm'du. 01:49:04.312 --> 01:49:11.531 Bugüne kadar bir çok Amerikalı gelip, geçmişti ama istisnasız HİÇBİRİ 01:49:11.531 --> 01:49:16.305 Malcolm'un yarattığı etkiyi yaratmamıştı. 01:49:16.305 --> 01:49:24.190 Onun vermek istediği bir mesaj vardı ve bu mesaj yalnızca Amerika'ya değildi. 01:49:24.190 --> 01:49:27.078 Malcolm, senin buraya geliş amacın nedir? 01:49:27.078 --> 01:49:30.777 Benim buradaki amacım, Afrikalı devlet liderlerine, 01:49:30.777 --> 01:49:33.740 Amerika'da Afrika asıllı olan bizlerin 01:49:33.740 --> 01:49:36.017 22 milyon kişi olduğu ve onlara, 01:49:36.017 --> 01:49:42.808 bizim de Amerika'nın kolonileştirmesinin veya Amerikan emperyalizminin kurbanı olduğumuzu ve 01:49:42.808 --> 01:49:45.347 bizim sorunumuzun Amerika'ya özgü bir sorun olmadığını, 01:49:45.347 --> 01:49:46.852 bunun bir insanlık sorunu olduğunu hatırlatmak. 01:49:46.852 --> 01:49:49.824 Bunun zenci sorunu değil, bir insanlık sorunu olduğunu hatırlatmak. 01:49:49.824 --> 01:49:53.038 Bunun vatandaşlık hakları sorunu değil, insan hakları sorunu olduğunu hatırlatmak. 01:49:53.038 --> 01:50:02.100 Malcolm 14 Afrika ülkesini ziyaret etti ve 11 ülke başkanıyla görüştü. 01:50:02.100 --> 01:50:05.564 ABD istihbarat görevlileri de, onu ülke ülke takip ettiler. 01:50:05.564 --> 01:50:15.713 Nijerya'da ona, 'geri dönen oğlan' anlamına gelen, 'Omovale' ismini verdiler. 01:50:15.713 --> 01:50:22.026 Babam yurt dışındayken, salonumuzun duvarında bir dünya haritası vardı 01:50:22.026 --> 01:50:27.549 ve biz ne zaman kendimizi yalnız hissedip, babamızın nerede olduğunu merak etsek, o haritaya gidip, 01:50:27.549 --> 01:50:29.546 " Nerede şimdi?" derdik. 01:50:29.546 --> 01:50:33.134 " Şimdi Kahire'de, yani Mısır'ın başkentinde. 01:50:33.134 --> 01:50:38.390 İşte orada Nkrumah'la birlikte ve işte orada.." Yani, o 01:50:38.390 --> 01:50:42.122 yurt dışındayken hayatımız böyle ilerlerdi. 01:50:42.122 --> 01:50:48.848 Malcolm, 1964 yılının Kasım ayının sonlarında geri döndü. 01:50:48.848 --> 01:50:52.910 Audubon Balo Salonu'ndaki haftalık OAAU mitinglerini sürdürdü 01:50:52.910 --> 01:51:00.280 ve bir yandan da, Alex Haley'le hayat hikayesini yazmak üzere işbirliği yaptı. 01:51:00.280 --> 01:51:05.356 Bir gün, "Biliyor musun, ben bu kitabı yazıyorum ama aslında nasıl yazılır bilemiyorum" demişti. 01:51:05.356 --> 01:51:08.749 Ailenin, söylediği şeylerden dolayı sorumlu 01:51:08.749 --> 01:51:11.263 tutulmasından çekiniyordu. 01:51:11.263 --> 01:51:13.750 Dedim ki, "Malcolm, biliyor musun? 01:51:13.750 --> 01:51:20.094 Biz, annemizi Kalamazoo Hastanesi'nden çıkarmadığımız sürece, yaptıklarımızın hiçbir önemi olmayacak. 01:51:20.094 --> 01:51:25.150 Aklımda, bunu için yıllardır dua ediyordum. Bunu dile getirmedim ama bu, içimi kemiriyor." 01:51:25.150 --> 01:51:32.442 O da bana, öyle bir baktı ki, " Bunu söylediğine sevindim, çünkü bu, beni de rahatsız ediyor" der, gibiydi. 01:51:32.442 --> 01:51:38.388 Ve sonra dedi ki, "Vonnie. Söz. Ben bu konuda bir şey yapacağım." Ve sonra, 01:51:38.388 --> 01:51:40.418 beni gelişmelerden haberdar etmedi. 01:51:40.418 --> 01:51:47.857 Ama bir baktım, bir gün beni telefonla aradılar. Annem, kardeşim Philbert'in evinde, Lansing'teydi. 01:51:47.857 --> 01:51:52.708 Sonra, bana, bu durumun, ona yıllardır acı verdiğini söyledi. 01:51:52.708 --> 01:51:54.567 Düşünmemeye çalıştığını söyledi. 01:51:54.567 --> 01:51:59.412 Ve tabii bu konuda konuşmak da istemiyordu çünkü kendini kötü hissediyordu. 01:51:59.412 --> 01:52:07.213 Ama o ve kardeşi, beraberce annelerini hastaneden çıkardıklarında, harika hissetmişti. 01:52:09.366 --> 01:52:16.607 1964 yılının Aralık ayında, Malcolm, İngiltere'de bir Oxfordlular buluşmasında, müzakereye katıldı. 01:52:16.607 --> 01:52:23.272 Ben bir kere, öylesine karşıma çıkan, Shakespeare adında bir adamın yazdıklarına okumuştum, 01:52:23.272 --> 01:52:25.192 öyle işte karşıma çıkmıştı. 01:52:25.192 --> 01:52:29.267 Ancak yazdıkları arasında, beni etkileyen bir şey hatırımda kalmış. 01:52:29.267 --> 01:52:32.314 Sanırım, Hamlet'in ağzından söylemişti bunları. 01:52:32.314 --> 01:52:38.226 " Olmak ya da olmamak". Sanırım, bir konuda kuşkuları varmış! [dinleyiciler gülerler] 01:52:38.226 --> 01:52:46.020 " Gözü dönmüş talihin sapanına, oklarına için için katlanmak mı daha soylu, 01:52:46.020 --> 01:52:48.502 yoksa 01:52:48.502 --> 01:52:55.071 bir dertler denizine karşı silaha saldırıp, son vermek mi onlara?" 01:52:55.071 --> 01:52:56.783 İşte ben bu ikincisini yapıyorum. 01:52:56.783 --> 01:52:58.861 Eğer silahınızı alırsanız, bu dertleri sonlandırısınız. 01:52:58.861 --> 01:53:01.530 Ama eğer güç sahibi olanın bunu sonladırmaya karar vermesini 01:53:01.530 --> 01:53:04.024 bekleyip, siz hiç bir şey yapmazsanız, 01:53:04.024 --> 01:53:05.726 uzun bir süre bekliyor olursunuz. 01:53:05.726 --> 01:53:09.760 Bence, şu an beyaz, siyah, kahverengi her ne ise, tüm ırkların yeni nesli olan sizler, 01:53:09.760 --> 01:53:14.083 aşırı uçlaşma çağında yaşıyorsunuz, devrim çağında, 01:53:14.083 --> 01:53:16.102 değişkliklerin meydana geleceği bir çağda. 01:53:16.102 --> 01:53:17.903 İktidardakiler bunu kötüye kullandılar 01:53:17.903 --> 01:53:21.171 ve işte şimdi değişim vakti ve daha iyi bir dünyanın inşa edilmesi lazım 01:53:21.171 --> 01:53:26.050 ve bunun yapmanın tek yolu, radikal yollara başvurmaktan geçiyor. 01:53:26.050 --> 01:53:28.558 Ve ben, rengi ne olursa olsun, 01:53:28.558 --> 01:53:33.421 bugün dünyada varolan perişan durumu değiştirme niyetinde olan 01:53:33.421 --> 01:53:35.342 herkesle işbirliği yapmaya hazırım. 01:53:35.342 --> 01:53:38.450 Teşekkürler. [alkışlar] 01:53:38.450 --> 01:53:45.008 Malcolm her zaman, mücadelenin içinde yer almıştı. Mesela 01:53:45.008 --> 01:53:53.489 1965 senesinin Ocak ayında, Juanita Poitier evinde bir toplantı düzenlemişti 01:53:53.489 --> 01:53:57.655 ve diğer vatandaşlık hakları liderlerinin 01:53:57.655 --> 01:54:02.593 Malcolm X'le görüşmesini ve aralarıdaki farkları 01:54:02.593 --> 01:54:07.872 gidererek, ortam bir platformda buluşmalarını sağlamak istemişti. 01:54:07.872 --> 01:54:12.251 O akşam, A. Phillip Randolph oradaydı, Whitney Young oradaydı, Dorothy Height oradaydı ve 01:54:12.251 --> 01:54:18.064 Malcolm X oradaydı. Başka gelenler de vardı. Martin Luther King gelememişti ama 01:54:18.064 --> 01:54:19.709 bir temsilci göndermişti. 01:54:19.709 --> 01:54:23.656 O günümüzü Malcolm'un felsefesini, 01:54:23.656 --> 01:54:26.686 geçmişte yaptığı hataları, şimdi yapmak istediklerini 01:54:26.686 --> 01:54:34.417 ve onun da insanların mücadelesine nasıl katkıda bulunabileceğini tartışarak geçirdik. 01:54:34.417 --> 01:54:39.744 Siyahilerin birleşmiş cephesini desteklemek için, 01:54:39.744 --> 01:54:43.058 Malcolm, Şiddete Dayalı Olmayan Öğrenci Koordine Komitesi'nden (SNCC) 01:54:43.058 --> 01:54:48.289 aldığı daveti kabul ederek, Selma, Alabama'da bir konuşma yaptı. 01:54:48.289 --> 01:54:53.242 İlk defa, vatandaşlık hakları hareketine destek olmak için güneye seyahat etmişti. 01:54:53.242 --> 01:54:59.060 MALCOLM: Bence dünyanın bu kısmındaki insanlar, 01:54:59.060 --> 01:55:04.159 Dr. Martin Luther King'i dinleyerek, onun taleplerini, 01:55:04.159 --> 01:55:08.881 gurup içinde fikir ayrılıkları doğmadan önce, bir an önce 01:55:08.881 --> 01:55:11.804 yerine getirmeliler. 01:55:11.804 --> 01:55:16.159 Ondan sonraki hafta, Malcolm'un kamu düzenini 01:55:16.159 --> 01:55:21.451 bozabileceği gerekçesiyle, Fransa'ya girişi engellendi. 01:55:21.451 --> 01:55:23.971 Bu sıralarda, Malcolm, ona karşı olan güçlerin, 01:55:23.971 --> 01:55:29.844 İslam Ulusu'ndan daha büüyk olduğuna inanmaya başlamıştı 01:55:29.844 --> 01:55:35.890 ama bu onun hızını kesmiyordu. 01:55:35.890 --> 01:55:41.419 Ben babamı ne zaman dışarıda görsem, bir çocuğun gözünden, 01:55:41.419 --> 01:55:45.885 istilaya uğramışız, gibi hissediyordum. Mesela, babanızı hava alanından almaya gittiğinizi hayal edin. 01:55:45.885 --> 01:55:51.297 Yığınla fotoğrafçı ve bir sürü insan onu bekliyor ve siz onu iki üç haftadır görmemişsiniz, 01:55:51.297 --> 01:55:54.714 yalnızca, bir sarılmak istiyorsunuz. 01:55:54.714 --> 01:55:58.350 Ben ailecek sürekli birilerinin bizi takip ettiğini biliyordum, 01:55:58.350 --> 01:56:00.745 evdeki hava değişirdi, 01:56:00.745 --> 01:56:06.062 dışarıda arabalar park etmiş olurdu ve bana bir zamanlar tanıdık olan kişilerin 01:56:06.062 --> 01:56:10.026 birden tavırları değişirdi. 01:56:10.026 --> 01:56:16.939 Malcolm'un Avrupa'dan döndüğü bir akşam, ailesinin evi bombalanmıştı. 01:56:16.939 --> 01:56:22.856 Malcolm, hamile eşi ve dört çocuğu uyuyorlardı. 01:56:22.856 --> 01:56:25.629 Olayı zarar görmeden atlamışlardı. 01:56:25.629 --> 01:56:30.768 Ve işte bu olay onu bariz bir şekilde rahatsız etmişti. 01:56:30.768 --> 01:56:40.554 Bu, korku vere, yılmaz Malcolm X imajını yıkmış ve 01:56:40.554 --> 01:56:48.159 Kardeş Betty'nin eşi olan ve çocuklarının babası olan Malcolm'u derinden rahatsız etmişti. 01:56:48.159 --> 01:56:54.094 Bana, çeşitli tacizlere uğradığını söylemişti. 01:56:54.094 --> 01:56:56.930 Bize olanlardan biraz bahseder misiniz? 01:56:56.930 --> 01:57:00.353 Ben Temmuz ayında hastanede, son bebeğime doğum yapıyorken, 01:57:00.353 --> 01:57:05.148 en küçük üç kızım, eşimin sokağın karşısında neredeyse öldürüldüğüne şahit oldular ve... 01:57:05.148 --> 01:57:09.644 Nasıl neredeyse öldürüldü? 01:57:09.644 --> 01:57:19.178 Arabasındaymış ve bir kaç adam, arabasının her iki kapısına doğru hızla gelmişler, 01:57:19.178 --> 01:57:21.042 ama Malcolm bir şekilde kaçmayı becermiş. 01:57:21.042 --> 01:57:23.472 Siz, bu tür tehditler aldınız mı? 01:57:23.472 --> 01:57:27.816 Tehdit aldım mı? Bütün gün tehdit alıyorum! 01:57:27.816 --> 01:57:35.362 Günde en az altı ya da yedi kere telefonla tehdit alıyorum. 01:57:35.362 --> 01:57:40.703 Ben evlerinin bombalandığını duyduğumda şaşırmıştım 01:57:40.703 --> 01:57:46.676 ama bunun, Müslüman'lar tarafından yapıldığını duyduğumda şaşırmamıştım. 01:57:46.676 --> 01:57:51.653 Çünkü onların böyle savaş verdiğini biliyorum. 01:57:51.653 --> 01:57:56.648 Ayrıca biliyorum ki, bu olaylar Yusuf Şah 01:57:56.648 --> 01:57:58.390 olmadan meydana gelmezdi. 01:57:58.390 --> 01:58:03.577 New York'taki Müslümanlar olmasa, bunlar yine meydana gelmezdi. 01:58:03.577 --> 01:58:09.737 İslam Ulusu, Malcolm'u, mahkeme kararıyla evini boşaltmak yerine, 01:58:09.737 --> 01:58:12.740 kendi evini ateşe vermekle suçladı. 01:58:12.740 --> 01:58:19.554 Aynı gün, Ulus'u temsilen, Komiser Joseph, olay yerini inceledi. 01:58:19.554 --> 01:58:21.440 Evini kim bombalamıştı? 01:58:21.440 --> 01:58:24.933 [Komiser Joseph] Bilmiyorum, tek bildiğim orada yangın çıktığı. 01:58:24.933 --> 01:58:26.635 Malcolm, evini kimin bombaladığını biliyor muydu? 01:58:26.635 --> 01:58:28.835 Bilmem, hiç böyle bir şey demedi. 01:58:28.835 --> 01:58:32.981 Ve biliyorduysa da, onları dava etmeliydi. 01:58:32.981 --> 01:58:39.941 Onun ölüm tehditleri aldığına dair gazete haberleri vardı. 01:58:39.941 --> 01:58:42.005 Hayatı gerçekten tehlike altında mıydı? 01:58:42.005 --> 01:58:47.039 Beki öyleydi. Kendisi öyle olduğunu söylüyordu. Kendisi öyle diyordu. 01:58:47.039 --> 01:58:52.286 Siz, o zamanlarda Ulus'un içinde, onun hayatını tehlikeye sokabilecek bir atmosferin olduğunu düşünüyor musunuz? 01:58:52.286 --> 01:58:55.318 Bildiğiniz gibi Ulus'ta 01:58:55.318 --> 01:59:00.958 çeşit çeşit insan var ve bu insanların hepsinin farklı fikirleri var. 01:59:00.958 --> 01:59:03.121 Sonra, sempatizanlarınız var. 01:59:03.121 --> 01:59:07.125 Onların da farklı fikirleri var, anlıyorsunuz ya. 01:59:07.125 --> 01:59:11.894 Bir de, bu toplumla bağları olmayan, 01:59:11.894 --> 01:59:14.938 duydukları hoşuna giden ancak kuralları hayata geçiremeyen bir başka grup daha var. 01:59:14.938 --> 01:59:19.301 Her şey mümkün. Bu korkutucu bir durum. 01:59:19.301 --> 01:59:26.470 Her şey mümkün. Ortam müsaitti. İnsanlar, ortamın müsait olduğunu söylüyorlardı. 01:59:26.470 --> 01:59:32.407 Sizin, Bay Mohammad'i ve temsil ettiği şeyi anlamanız lazım. 01:59:32.407 --> 01:59:35.705 İnsanların anlamadığı şey de bu işte. 01:59:35.705 --> 01:59:38.829 MALCOLM X: Size, evimin bombalandığını söylemek istiyorum. 01:59:38.829 --> 01:59:45.090 Evim, Elijah Mohammad'in emirleri altındaki Siyahi Müslüman hareketi tarafından bombalandı. 01:59:45.090 --> 01:59:47.281 Ve geldiklerinde evimi hem arkadan, hem de 01:59:47.281 --> 01:59:51.401 önden ateşe vererek, dışarı çıkmamı engellemeye çalıştılar. 01:59:51.401 --> 01:59:55.969 Ateş cama çarpıp, iki numaralı bebeğimi uyandırdı 01:59:55.969 --> 01:59:59.485 ve sonra, evin dışında alev aldı. 01:59:59.485 --> 02:00:01.804 Ancak eğer o ateş...camın içinden geçseydi, 02:00:01.804 --> 02:00:06.090 altı yaşındaki biri kızın, dört yaşındaki bir kızın ve iki yaşındaki bir kızın üzerine düşecekti. 02:00:06.090 --> 02:00:11.308 Ve size şunu söyleyim ki..Eğer bu olsaydı, tüfeğimi alır, sokakta gördüğüm ilk kişinin peşinden giderdim. 02:00:11.308 --> 02:00:15.135 Bir dakika bile düşünmezdim, çünkü 02:00:15.135 --> 02:00:20.642 polis, Siyahi Müslüman hareketinin bu suç operasyonlarından haberdar. 02:00:20.642 --> 02:00:23.790 Haberdar çünkü, içlerine tamamen sızmış durumda. 02:00:23.790 --> 02:00:28.325 Beni bu olayda en çok üzen şey, 02:00:28.325 --> 02:00:34.999 iki siyahi gurubun savaşıp, birbirlerini öldürüyor olması. 02:00:34.999 --> 02:00:39.304 Elijah Mohammad aslında elini kaldırıp bunlara bir son verebilir. 02:00:39.304 --> 02:00:40.850 Gerçekten, bunu yapabilir. 02:00:40.850 --> 02:00:44.211 Elini bir kaldırsa, bütün bunlar bitebilir, ama o bunu yapmayacak. 02:00:44.211 --> 02:00:46.223 Çünkü o siyahi insanları sevmiyor. 02:00:46.223 --> 02:00:47.962 Kendi müritlerini bile sevmiyor. 02:00:47.962 --> 02:00:50.107 Kanıtı da şu ki, onlar birbirlerini öldürüyorlar. 02:00:50.107 --> 02:00:53.804 Bronks'ta birini öldürdüler. Yine Bronks'ta birini daha vurdular. 02:00:53.804 --> 02:01:00.803 Pazar sabahı biz altımızı öldürmeye çalıştılar ve bu ülkenin her yerinde görülen bir durum. 02:01:00.803 --> 02:01:04.296 Adam tamamen delirmiş, aklını yitirmiş durumda. 02:01:04.296 --> 02:01:08.445 Ayrıca 70 yaşında olup da, 02:01:08.445 --> 02:01:15.430 çevrenizi 16, 17, 18'lik kızlarla çevirip, aklınızı düzgün kullanamazsınız. Bu mümkün değil! [gülüşler] 02:01:18.322 --> 02:01:23.049 Benim adım Gene Roberts ve ben New York Şehri Polis Departmanı 02:01:23.049 --> 02:01:35.419 taraından, Malcolm'un organizasyonuna sızarak, üye sayısını, isimlerini ve varsa silahları, bildirmekle görevlendirilmiştim. 02:01:35.419 --> 02:01:44.919 Bu yüzden toplantılara katılıyordum ve zaman zaman güvenlik görevlisi olarak görev alıyordum. 02:01:44.919 --> 02:01:55.833 Bir toplantıda, dört beş kişiyle birlikte, ön tarafta ayakta duruyordum 02:01:55.833 --> 02:02:09.048 ve sağ tarafta, salonun ortalarına doğru bir kargaşa olduğunu duydum. 02:02:09.048 --> 02:02:11.115 Kargaşaya doğru yürüdüğümde, 02:02:11.115 --> 02:02:15.272 genç bir adamın orta koridordan aşağı indiğini ve 02:02:15.272 --> 02:02:24.094 sonra ikinci ya da üçüncü sıraya karışarak, oturduğunu gördüm. 02:02:24.094 --> 02:02:30.344 O adam mavi bir takım elbise, beyaz bir gömlek ve kırmızı bir kravat takıyordu 02:02:30.344 --> 02:02:36.978 ki işte bu, İslam Ulusu üyelerinin üniformasıydı. 02:02:36.978 --> 02:02:41.977 Toplantıdan sonra, departmana, 02:02:41.977 --> 02:02:47.358 Malcolm'a düzenlenebilek olan bir süikast için provaya şahit olduğumu, 02:02:47.358 --> 02:02:52.064 ancak süikastın kendisinin ne zaman olacağından emin olmadığımı, bildirdim. 02:02:52.064 --> 02:02:56.271 Malcolm bir hafta daha yaşayacağını düşünmüyordu. 02:02:56.271 --> 02:02:59.960 Audubon Balo Salonu'nda bir sonraki Pazar düzenlenecek toplantıda, 02:02:59.960 --> 02:03:04.723 onu öldürmeyi planlayanları adlarını ifşa edeceğine söz vermişti. 02:03:04.723 --> 02:03:09.504 Toplantıdan önceki gece, bizim Audubon'a gelmemizin 02:03:09.504 --> 02:03:17.726 iyi bir fikir olmadığını söylemişti. Ama toplantı günü 02:03:17.726 --> 02:03:23.004 bizi arayıp, gelebileceğimizi söyledi. 02:03:23.004 --> 02:03:30.533 Ben gidebileceğimiz için çok sevinmiştim çünkü onu 24 saat boyunca hiç görmemiştim. 02:03:30.533 --> 02:03:40.926 Babamın, annemi arayıp da bizim hep beraber Audubon'a gidebileceğimizi söylediği zaman, 02:03:40.926 --> 02:03:46.058 ben değişik bir şeyler olduğunu hissetmiştim. O sıralarda, 02:03:46.058 --> 02:03:49.237 her şeyin ritmi değişmişti. 02:03:49.237 --> 02:04:01.294 Ama yine de, tabii ki gidip de Baba'mızı görecek olmamız, heyecan vericiydi. Sonra oraya 02:04:01.294 --> 02:04:09.053 gittiğimizde o gecikmişti. Biz sahnenin hemen sağ altında bir kabine oturmuştuk. 02:04:09.053 --> 02:04:21.524 Malcolm içeri gelmişti ve ben ona, salonun ortasından, sahne arkasına kadar eşlik etmiştim. 02:04:21.524 --> 02:04:30.925 Ben oraya vardığımda, salona gelmiş olan bir kaç kişi gördüm, 02:04:30.925 --> 02:04:39.242 ilk sırada oturan üç kişi vardı. 02:04:39.242 --> 02:04:41.358 Orada oturmuş, gazetelerini okuyorlardı. 02:04:41.358 --> 02:04:46.927 Kimsenin dikkatini çekmemişlerdi. Malcolm da hala sahne arkasındaydı. 02:04:46.927 --> 02:04:51.987 Benjamin Goodman sahneye çıkıp, toplantıyı başlatmıştı. 02:04:51.987 --> 02:04:59.722 Ben toplantıyı başlatmıştım, sonra o arkamdan gelip, bana "Kısa ve öz olsun" demişti. 02:04:59.722 --> 02:05:07.305 "Kısa ve öz olsun", onun, bizim tarafımızdan artık sahneye davet edilmek istediğine ait parolasıydı. 02:05:07.305 --> 02:05:10.708 O zaman, bene öyle yaptım. Yani, Lider Malcolm'u davet ettim. 02:05:10.708 --> 02:05:14.592 O çok süsleme sevmezdi. Yani, "şimdi karşınızda harika, şahane Malcolm hoca" falan denmesini istemiyordu. 02:05:14.592 --> 02:05:18.377 O bunu sevmezdi. Sade, kısa ve öz olsun isterdi. 02:05:18.377 --> 02:05:27.707 Sonra bir çok el ateş edildiğini duydum, yukarı baktım 02:05:27.707 --> 02:05:31.911 ve ilk sırada oturan üç kişinin, 02:05:31.911 --> 02:05:39.477 Malcolm'un sağından ve solundan ona ateş ettiklerini gördüm. 02:05:41.892 --> 02:05:48.736 Kocamın geri düştüğünü gördüm, 02:05:48.736 --> 02:05:52.787 Eğilmeden, geri düştüğünü. 02:05:52.787 --> 02:06:01.621 Dümdüz geri düşmüştü. Sonra o sırada çocuklarımı unuttum, ona ulaşmaya çalıştım. 02:06:01.621 --> 02:06:10.457 Ben süikastçılarla yüzyüzeydim, bu yüzden babamın hayatını almak için ayağa kalktıkları anı gördüm. 02:06:10.457 --> 02:06:17.219 Ve acaba, ben bunu engellemek için bir şey yapabilir miydim, diye merak ettim. 02:06:53.936 --> 02:06:56.351 Ben o gün Audobun'a gidecektim, 02:06:56.351 --> 02:07:03.237 sonra üşendim ve " Haftaya giderim" dedim. 02:07:03.237 --> 02:07:06.879 Sonra mutfağa geçtim, ocağa kahve koydum. 02:07:06.879 --> 02:07:08.193 Radyoyu açtım... 02:07:08.193 --> 02:07:15.149 Apartmanımda, küçük siyah sandalyeleri olan, siyah beyaz bir mutfak masası vardı, 02:07:15.149 --> 02:07:18.784 o masada da küçük siyah bir radyom vardı. 02:07:18.784 --> 02:07:25.425 Radyoyu açtım, o sırada aklımdan bir önceki gece olanlar geçiyordu. 02:07:25.425 --> 02:07:33.727 Sonra kahvemi almak için ocağa döndüm ve radyo istasyonu, flaş haber anonsu yaptı 02:07:33.727 --> 02:07:38.438 ve Malcolm'un öldürüldüğünü söyledi. 02:07:51.335 --> 02:07:55.119 [ağlayarak] Ben dondum kaldım. 02:07:55.119 --> 02:08:02.082 O mutfakta çığlık attığımı hatırlıyorum. 02:08:02.082 --> 02:08:08.905 Ben bir Musevi ailenin evindeydim 02:08:08.905 --> 02:08:13.855 ve onlar, çok sıradan bir habermişçesine, "Malcolm X'i öldürmüşler" dediler. 02:08:13.855 --> 02:08:17.743 [ağlayarak] Sonra biri dedi ki, 02:08:17.743 --> 02:08:25.441 " Zaten Yahudi karşıtıydı" ve ben buna karşı geldim 02:08:25.441 --> 02:08:30.264 çünkü öyle olmadığını biliyordum. 02:08:30.264 --> 02:08:43.133 Sonra onlardan izin istedim ve banyoya gidip, 15 dakika ağladım. 02:08:43.133 --> 02:08:52.047 Dünyada hiç bir şey bana Malcolm'un öldürüldüğünü kabul ettiremez. 02:08:52.047 --> 02:08:54.452 Bana kalırsa, ki bu kulağa biraz garip gelebilir, 02:08:54.452 --> 02:08:59.239 o son derece hayatta ve ben onunla hesaplaşacağım. 02:08:59.239 --> 02:09:04.118 İşte ben her gece yatağa böyle gidiyorum. 02:09:06.209 --> 02:09:10.460 İslam Ulusu'nun üç üyesi, cinayet ile suçlanıp, mahkum oldular. 02:09:10.460 --> 02:09:19.573 Ancak Malcolm X'i susturmak için daha büyük bir komplo olup olmadığı sorgulanmadı. 02:09:19.573 --> 02:09:23.981 Malcolm X, Siyahi Müslüman'ların onu öldüremeye çalıştığını söylemiş 02:09:23.981 --> 02:09:28.360 ve dün, vurulmadan önce de, bu suçu işleyebileceğini düşündüğü kişilerin isimlerini verecekti. 02:09:28.360 --> 02:09:30.426 Bu konuda yorum yayapbilir misiniz? 02:09:30.426 --> 02:09:35.787 Bilmiyorum. Ben kimsenin Malcolm'u öldürmeye çalıştığından haberdar değilim. 02:09:35.787 --> 02:09:40.033 Ben pişman değildim, üzgün değildim. 02:09:40.033 --> 02:09:43.606 Ne için üzüleyim? 02:09:43.606 --> 02:09:50.064 Bay Mohammad'in de dediği gibi, o vahşet öğretirdi ve vahşice öldürüldü. 02:09:50.064 --> 02:09:52.964 Ve o ikiyüzlüydü. 02:09:52.964 --> 02:09:56.560 Bence o bir Benedict Arnold'du. 02:09:56.560 --> 02:10:12.282 Cenazeden önceki gece, İslam Ulusu, Şikago'da senelik Kurtarıcı'nın Günü toplantısını yapmıştı. 02:10:12.282 --> 02:10:19.345 Ben kardeşim Malcolm'un vurularak öldürüldüğünde şok olmuştum 02:10:19.345 --> 02:10:27.286 ama onun ihtiyatsız ve tehlikeli bir yolda yürüdüğünü düşünüyordum 02:10:27.286 --> 02:10:33.625 ve şok olmadım dersem, yalan söylemiş olurum. 02:10:33.625 --> 02:10:40.863 Ancak sevgili kardeşler, sizlerle konuşabilmekten dolayı memnuniyet duyuyorum. 02:10:40.863 --> 02:10:47.221 Kardeş Malcolm öldü ve onu geri getirmek için yapabileceğimiz bir şey yok. >>DİNLEYİCİLER: Evet. 02:10:47.221 --> 02:10:54.891 Ve biz, 'Zenci' olarak adlandırılan kişilerin durumuna baktığımızda, 02:10:54.891 --> 02:10:59.442 kafa karışıklığı yaşayıp, kendi aramızda kavgaya tutuşursak, cahillik etmiş oluruz. >>DİNLEYİCİLER: Evet. 02:10:59.442 --> 02:11:03.771 Ve tabii bizim bu durumda olmamıza sebep olan gerçek kişileri unutursak.. 02:11:07.770 --> 02:11:10.511 Malcolm'un cenazesinin olduğu gün, 02:11:10.511 --> 02:11:20.811 kardeşim, Philbert'le birlikte bir otel odasındaydık. 02:11:20.811 --> 02:11:25.275 Ve cenazeyi televizyondan seyrettik. 02:11:25.275 --> 02:11:29.814 Bilmiyorum, belki de orada olmam gerekirdi 02:11:29.814 --> 02:11:33.907 ama orada olma niyetim yoktu. 02:11:33.907 --> 02:11:38.129 İçinde bulunduğunuz durumu ve sizi çevreleyen insanların nasıl insanlar olduğunu düşündüğünüzde, 02:11:38.129 --> 02:11:40.661 bazen oturup düşünmeniz gerekir. 02:11:40.661 --> 02:11:45.982 Ve işte, bana o cenazede yer yoktu. 02:11:45.982 --> 02:11:49.471 Hangi delinin orada olduğunu ve Tanrı'nın iradesini 02:11:49.471 --> 02:11:53.050 yerine getirdiğini düşündüğünü falan bilemezsiniz ki... 02:11:53.050 --> 02:11:55.322 " A işte, bak bu da onun ailesinin bir üyesi." 02:11:55.322 --> 02:11:57.554 Onların neler yapabileceğini kestiremezsiniz. 02:11:57.554 --> 02:12:05.328 Ve işte ben bu yüzden oraya gitmedim. Ve işte belki de ben bu yüzden hala hayattayımdır. 02:12:30.541 --> 02:12:34.707 Bugüne kadar tanıdığım, sevdiğim ve hayranlık duyduğum, 02:12:34.707 --> 02:12:38.020 birlikte ya da arkasından yürüdüğüm liderler arasında, o 02:12:38.020 --> 02:12:41.281 benim en yakın olduğumdu. 02:12:41.281 --> 02:12:44.711 Ben, oğlumu kaybetmiş gibi hissettim. 02:12:44.711 --> 02:12:49.448 Ve işte çocuklarımın ve gelecek nesillerin, 02:12:49.448 --> 02:12:55.434 Malcolm X'in en önemli özelliğini bilmelerini istedim, 02:12:55.434 --> 02:12:59.228 onun bizim yiğitliğimiz olduğunu, 02:12:59.228 --> 02:13:01.028 bizim parlayan siyahi presimiz olduğunu ve 02:13:01.028 --> 02:13:07.330 bizi, ölmekten çekinmeyecek kadar çok sevdiğini, bilmelerini istedim. 02:13:07.330 --> 02:13:18.078 Ben, onu anarak, içimizdeki iyiyi andığımızı hissettim. 02:13:22.493 --> 02:13:26.403 Cenaze bitip, Müslümanlar geldiğinde, 02:13:26.403 --> 02:13:31.596 onu Müslüman geleneklerine uygun şekilde giydirdiler. 02:13:31.596 --> 02:13:36.900 Sonra da mezarlığa gittik. 02:13:36.900 --> 02:13:39.792 Oraya gittimizde, ellerine kürekler olan 02:13:39.792 --> 02:13:46.433 profesyonel mezar kazıcılar vardı. Ama siyahi kardeşlerin bazıların, "Olmaz, 02:13:46.433 --> 02:13:55.432 sizin mezarı kazmanıza izin veremeyiz. Bu mezarı biz kazacağız ve bu kardeşi, toprakla örteceğiz." 02:13:55.432 --> 02:14:01.503 O an, siyahi olduğum için gurur duymuştum. 02:14:14.332 --> 02:14:16.295 Ben hiç bir zaman arkadaş olduğumuzu, ya da olabileceğimizi düşünmedim. 02:14:16.295 --> 02:14:23.804 Cildimizin renkleri ve onun ırklar arasında gördüğü büyük ayrım, buna engel olmuştu. 02:14:23.804 --> 02:14:25.944 Ama yine de, bizim görüşmelerimiz esnasında, 02:14:25.944 --> 02:14:31.971 ilişkimizi salt röportaj yapmaktan, 02:14:31.971 --> 02:14:35.461 sohbet etmeye taşımıştık. 02:14:35.461 --> 02:14:40.897 Ben onunla ilk karşılaştığımda, 02:14:40.897 --> 02:14:45.245 bunu söylemek garip olacak ama, söylediklerini üzerime alınmamıştım. 02:14:45.245 --> 02:14:49.366 O "mavi gözlü şeytan"dan bahsederken bile, ben mavi gözlü olmama 02:14:49.366 --> 02:14:56.370 rağmen, üzerime alınmıyordum. Onun bahsettiği gruba ait olduğumu biliyordum ama 02:14:56.370 --> 02:15:00.633 o sizi rahat hissettirdi, adam adama konuşuyormuşsunuz gibi hissederdiniz. 02:15:00.633 --> 02:15:07.201 Ne zaman saatime baksam ya da bir yere geciksem, Malcolm'un, 02:15:07.201 --> 02:15:15.506 saat takmayan ya da zamana dikkat etmeyen insanlara güvenmediği aklıma gelir. 02:15:15.506 --> 02:15:24.622 İşte bana bunu 14 yaşımdayken söylemişti ve bugün bile, daha dün söylemiş gibi kulaklarımda çınlıyor. 02:15:24.622 --> 02:15:26.662 Sizin ülkünüz nedir? 02:15:26.662 --> 02:15:28.971 MALCOLM X: Problemin çözülebilmesinin tek yolu, 02:15:28.971 --> 02:15:33.678 öncelikle, beyaz adamla siyah adamın, aynı masaya oturması gerekir. 02:15:33.678 --> 02:15:36.325 Beyaz adam, Zenci adamın hislerini zedelemeden, 02:15:36.325 --> 02:15:38.856 aklından geçenleri söylemeli, 02:15:38.856 --> 02:15:41.635 Zenci olarak bilenen adam da, beyaz adamın 02:15:41.635 --> 02:15:44.472 hislerini zedelemeden, aklından geçenleri söyleyebilmelidir. 02:15:44.472 --> 02:15:47.221 Onlar, görmezden gelinen sorunları masaya yatırmalı ve 02:15:47.221 --> 02:15:49.562 sorunun çözümü için akıllıca bir yaklaşım benimsemelidirler. 02:15:49.562 --> 02:15:52.297 GAZETECİ: Siz kendinizin militan olduğunu düşünüyor musunuz? 02:15:52.297 --> 02:15:59.184 MALCOLM X: [gülerek] Ben kendimin Malcolm olduğunu düşünüyorum. 02:16:01.255 --> 02:16:14.022 [altyazılar Güneş Henderson]